Ege Kuru Meyve İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, Türkiye'nin dünya lideri olduğu kuru meyve ürünlerinde ihracattan yeteri kadar kazanç elde edemediğini belirterek, ihracatçının "birbirinin ayağına bastığı" pazarlama yapısının devletin de yardımıyla değişmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin yıllık 1,3 milyar dolarlık ihracatının bulunduğu kuru meyve sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Celep, yılın 11 aylık döneminde toplam ihracatın önceki yıla göre miktar bazında yüzde 12 artmasına rağmen değer bazında yüzde 3 gerilediğine dikkati çekti.

Çekirdeksiz kuru üzümde ihracatın miktar bazında yüzde 14 artarken değer bazında yüzde 5 azaldığını, kuru kayısıda miktar bazında yüzde 21 artarken değer bazında yüzde 8 azaldığını ifade eden Celep, bu tablonun geçen yıllarda da farklı olmadığını, çok mal satarak az para kazanılan bir ortamın oluştuğunu ifade etti.

Celep, Anadolu topraklarından yaklaşık 150 yıldır kuru meyve ihracatının yapıldığını, Türk kuru meyve ürünlerinin rakiplerine göre kalite açısından çok daha üstün olmasına rağmen ihracatçının birlik oluşturamaması nedeniyle iyi fiyatlardan pazarlama yapılamadığını söyledi.

Mevcut yapı içinde birçok ihracatçının yurt dışındaki ithalatçılara ürününü herhangi bir avans almadan, hukuki bir belge olmadan, açık hesap şeklinde sattığını, bu sistemin ülkeye büyük zarar verdiğini dile getiren Celep, şu değerlendirmede bulundu:

"Kuru üzüm Afganistan'da bin 600, İran'da bin 700 dolar, ABD'de ise 3 bin dolar. Biz dünyanın en kaliteli üzümünü üretiyoruz ama hala bin 400'lerden bahsediyoruz. Bir A4 kağıdına yazarak mal alıp satıyoruz, ne peşinat ne kontrat... Bu ürünü açık hesapta yolluyoruz. Bu kültürü değiştirecek bir yapılanmayı acilen oluşturmamız lazım. Pazarlama zaafiyetinin bedelini gariban köylüye ödetiyorsun. Ülkenin doğal kaynaklarını, suyunu, toprağını da sömürüyoruz. Bu, bana göre günahtır. Gelişmemiş ülkelerin dahi kabul etmediği bir yöntemle açık hesapla satış yapmak gariban köylünün malını peşkeş çekmektir."

İhracatçılar arasında birlik oluşturmak için uzun yıllardır çalıştıklarını ancak başarılı olamadıklarını, Türkiye'nin dış pazarda kendisiyle rekabet eder durumdan kurtulamadığını anlatan Celep, bunun için devletin desteğine ve yaptırımlarına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Öncelikle bir üretim planlaması yapılarak pilot bölgeler belirlenmesi gerektiğini, fiyatı dengelemek için stok kurumlarının oluşturulması gerektiğini kaydeden Celep, "Kayısı 3 sene önce 12,5 dolardı bugün 2,5 dolar. Halbuki o günden bugüne maliyetler arttı. Bu iniş çıkışlar nedeniyle dışarıdaki ithalatçı da kayısıdan vazgeçiyor, alternatif arıyor. Pazar garantisi olmayınca ihracatçı, diğerinin verdiği fiyatın altına girmeye başlıyor. Alıcıya ürünü satıcıya da pazarı garantileyecek bir ortam oluşturmamız gerekiyor. Mevcut ortamda ihracatçı kumar oynar gibi satış yapıyor." dedi.

"Üzümde müdahale devam etmeli"

Birlik Başkanı Celep, bu yıl özellikle rekoltede rekor beklendiği çekirdeksiz kuru üzümde fiyatların düşeceği beklentisine rağmen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın müdahale kararı sayesinde piyasanın dengelendiğine işaret etti.

TMO'nun piyasadan 6 bin ton mal aldığını ve bunu kar ederek sattığını, bu müdahale olmasaydı fiyatın 3,5 lira seviyesine inmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getiren Celep, "Bu regülasyon hem çiftçiyi hem ihracatçıyı mutlu etti. Ancak TMO çok erken çekildi. 300 bin ton ürünün henüz 180 bin tonu el değiştirdi. Müdahale alımının yılbaşına kadar devam etmesi gerekiyordu." dedi.