İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Büyükşehir Belediye Meclisi'nin Ocak ayı ikinci birleşiminde de İzmir'in merkezi yönetim yatırımları açısından yeterli payı alamamasına değindi.

Konuşmasında hükümetten organize sanayi bölgeleri için teşvik talebini de yineleyen Başkan Kocaoğlu, “Hem İzmir Ticaret Odası, hem Ege Bölgesi Sanayi Odası başkanlarımız, kentin kanaat önderleri ile birlikte İzmir Ekonomik Kalkınma Koordinasyon Kurulu’nda yaptığımız toplantılarda hükümetten bir talebimiz oldu. ‘İzmir’e teşvik vermeyin, kentimizde 13 tane alt yapısı bitmiş organize sanayi bölgesi var. Bu sanayi bölgeleri doluncaya kadar teşvik verin. Alt yapıları çürüyor, ülke ekonomisi kaybediyor. Bunu verin, sonra kaldırın; yatırımlar gelsin’ dedim. İnciraltı’nın planlamasından yeni serbest bölgelere varıncaya kadar birçok konu var ama gerçekten son bir iki yıldır merkezi hükümet çok yavaş hareket ediyor. Bürokrasi sadece yukardan talimatla iş yapıyor, normal rutin işleri yapmıyor. savsaklıyor gibi geliyor bana” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, yerli otomobilin üretimine de talip olduklarını bu konuyla ilgili toplantı yaparak, 8 kişilik komite oluşturduklarını ve çalışmaların sürdüğünü sözlerine ekledi. Son günlerde kamuoyunun gündeminde yer alan taşeron konusunda da bir açıklama yapan Başkan Kocaoğlu, “Biz taşeronu 2008 sonunda kaldırmıştık. Kanun Hükmünde Kararname’de belirsizlikler var. Kararname ne diyorsa onu uygulamakla yükümlüyüz. İşçi lehine olmasında yarar var. Biz bunu uyguluyoruz” dedi.

45 milyarı sayın bakalım!


Kent tarihinin en büyük yatırımlarından biri olan İzmir Banliyö Sistemi'ni hükümete mal etmenin yanlış bir bakış açısını olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu şunları kaydetti:
"2004 yılından bu tarafa protokolün imzalandığı 2005 yılından bu tarafa kaç para harcadığını güncelleyecek bugüne getirecek ve o zaman kimin ne yaptığını, bu projenin kimin olduğunu, kimin emeğinin daha fazla olduğunu göreceksiniz. Fransızların yarısını, İngilizlerin yarısını yaptığı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kamulaştırdığı; kapitülasyonları, parası 1954 yılına kadar ödenen projeye 'bu proje bizim projemiz' diyemezsiniz. Orada bir iş yapılmıştır, o da Devlet Demiryolları tarafından Aliağa-Menderes arasındaki çift hat ve elektrifikasyondur. O da Oktay Vural’ın Ulaştırma Bakanı olduğu, Başbakanın Bülent Ecevit olduğu dönemde yapılmıştır. AKP gelince bitmedi; Aziz Kocaoğlu gelip de 10 sene öncenin parasıyla 700 küsur milyon, bugüne çevirdiğin zaman 1,5 milyar lira parayı alt ge& ccedil;it, üst geçit ve istasyonlara, atölyelere harcadıktan sonra bitti. Bunu iyice bilin, herkes bilsin. İzmir Büyükşehir Belediyesi bir garip belediyedir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bir devdir. Merkezi Hükümetin Büyükşehir Belediyesi’nden daha az yatırım yaptığını dünya alem duysun. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nı eleştirmek için 'şöyle böyle yatırım yapmış' diyen merkezi hükümet, bu kente 45 milyar lira yatırım yaptığını söylüyor. Lafa gelince 45 milyar... Bir sayalım bakalım.. Maliye Bakanlığı kayıtlarında var: Merkezi hükümet İzmir'e 13 milyar küsur yatırım yapmıştır, biz de 14 milyar küsur.. Önemli değil, ben 1 milyar-2 milyar aşağıda olabilirdim, zaten olmam lazım. Ben garip bir belediyeyim. Ama koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İzmir’e ve İzmir halkına, Büyükşehir Belediyesi'nden daha az yatırım y apmayı uygun görmüş 14 senedir.."

 

Bataklığa giriyorsun dediler; vaha yarattık!


Tarım politikalarıyla Türkiye’ye rol model olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üreticiye desteğinin süreceğini vurgulayan Başkan Kocaoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Parayı verebilirsiniz; burada para önemli değil. Önemli olan çiftçilerle beraber, kırsalla beraber yol yürümek inancı ve tutarlılığıdır. Biz kırsalla beraber yol yürüyoruz. Biz belediye başkanlığı yaptığımız müddetçe kırsaldan, kırsalın kalkınmasından, kırsalın yaşam standardının yükselmesi için yolundan parkına varıncaya kadar her şeyiyle birincil derecede uğraşacağız. Bu bizim temel görevimiz. Bundan taviz vermemiz mümkün değil. Herhangi bir masraftan kısabiliriz ama biz tarımı farklı bir felsefe ile kalkındırdık. Geçen gün gazetede bir haber vardı. Merkezi hükümet birçok ilde tarıma teşvik vermiş. İzmir bunun içinde yok. Ama sonuç; Türkiye tarımı yüzde 2.1, İzmir tarımı ise yüzde 5.5 büyümüş. Bunun özeti bu. Biz üreticinin yanında olacağız ve kırsalı kalkındıracağız. Yola çıktığımızda kimse inanmıyordu. Vatandaşlarımız da müstehzi bakıyordu. Bizim arkadaşlar da inanmıyordu. ‘Bir bataklığa giriyor, ne olacak bunun hali?’ diye arkamızdan konuşuyorlardı. Bataklığa girmedik. Çiftçinin elinden tuttuk ve orada bir vaha yarattık; devam edeceğiz. Akıllı teşviklerle, insanların ihtiyacını onlarla beraber yol yürüyerek, onlarla beraber sorun çözerek tarıma destek vermeye devam edeceğiz”.

Oda seçimlerine karışmam


İzmir Ticaret Odası'nda yaşanan seçim sürecine ilişkin değerlendirmeleri de sorulan Başkan Aziz Kocaoğlu, "Hiç bir odanın seçimine karışmam. Hatta önceki yıllarda en samimi arkadaşım Alaattin Yüksel oda seçimlerine girdi. Ona da karışmadım. Çünkü bunlar meslek kuruluşudur. Kentteki tacirlerin kendi aralarında yaptığı bir oylamadır. Bizim o konuda yorum yapmamız yanlıştır. Hem Ekrem Demirtaş'a, hem Mahmut Özgener'e başarılar diliyorum" dedi.

Gizli kapaklı iş yapmam


Yüksek kredi faizleri nedeniyle Buca metro hattının askıya alınıp alınmadığı yönündeki bir soruya da cevap veren Başkan Kocaoğlu, popülist bir anlayışla hareket etmek yerine kredi faizlerini İzmir halkı ile paylaşmak istediğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“Buca Metrosu projesini durdurmadık. Sürecimiz devam ediyor. Ben gizli kapaklı iş yapmıyorum. Hissiyatımı, geldiğim noktayı, ne yapmak istediğimizi, darboğazımın ne olduğunu, açılan kapının ne olduğunu hemşehrilerimle paylaşmak istiyorum. Ulaşım Master Planı sunumunda bu konuya değindim. Dış politika ve ekonomi belediyeye nasıl yansıyor? Biz metro gibi, tramvay gibi projelerimizi uluslararası kredi kuruluşlarından aldığımız krediyle yapıyoruz. İki tane kıskaç içinde kaldık. Kredi faizleri arttı, diğer yandan enflasyondan dolayı Dolar ve Euro yükseldi. Ben Türkiye’nin dış politikasının uzun süre bu kadar krizli gitmeyeceğine inanıyorum. Kısa zamanda normalleşirse, kredi faizleri o kadar aşağıya çekilecektir. Belki biz bu projeyi 3 veya 5 ay erteleyebiliriz. Ama İzmirli derse ‘yüzde 5 faizle borçlan yap’.. Fah iş kredi maliyeti ile karşı karşıya kalırız. Popülist davranıp kimseye bir şey söylemeden yüksek faizle Buca Metrosu’nun temelini atarsam, gelecek kuşaklara büyük bir yük yüklerim. Buna ben tek başına karar veremem. Belediye bürokrasisi ile de karar veremem. Bunu hemşerilerimle paylaşmak istedim. Ankara’dan Buca Metrosu için onay 5–6 ay sonra gelecek. Bu süre içinde kredi faizinin düşmesi konusunda gelişmeler yaşanabilir. Biz de bu süre içinde İzmirli hemşerilerimizle yüksek faiz giderlerini tartışmak, onları bilgilendirmek istedik. Durum budur.”