İzmir işdünyası ‘Yarın İçin Hayal Et’ ana teması altında, Ege Ekonomik Forumu’nda buluştu. Madem ‘hayal et’ dediler; hay hay. Mesela Tarihi İktisat Kongresi’nin yeniden İzmir’de gerçekleştiğini hayal edelim. Çok mu zor? Doğrusu ekonomi zirvelerinin bugünkü durumuna baklırsa, zor. Ancak şunu da söyleyelim; gelecek için geçmişten daha umut verici noktadayız.

***

Ege Ekonomisini Geliştirme Vakfı’nın (EGEV) başkanlığına geldiği günden bu yana Mehmet Ali Susam, farkını ortaya koydu.

EGEV uykudan uyanmış gibi oldu.

Bu üçüncü buluşma. Geçen yıldan soluk, çünkü ulusal ve küresel katılım eksik.

Çoğunlukla, sen ben bizim oğlan misali kurum kuruluş temsilcileri çalışmalarını anlattılar.

Ancak seçilen konu başlıkları daha isabetli.

Zirve bu haliyle dahi en azından İzmir Tarihi İktisat Kongresi’nin bir gün yeniden canlandırmanın mümkün olacağını hissettirdi.

***

Tarih 17 Şubat 1923.

Düşünün henüz Cumhuriyet kurulmamış.

Ve bu kent, bir ulusun geleceğini belirleyecek iktisat kongrelerine evsahipliği yapıyor.

İğnenin ipliğin üretilmediği dönemde ülkenin dört yanından gelen üreticiler, iktisadi temsilciler, iki hedef belirliyor; 5 yıllık kalkınma planlarını hazırlamak ve ülkenin tarım/sınai gücünü ortaya koymak. Cumhuriyetin kurucusu Atatürk açılış söylevinde şöyle diyor:

"Mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü; zamanımız tamamen bir ekonomi devresinden başka bir şey değildir.”

Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik temeli, 'Misak-i İktisadi' ile burada atılıyor.

Yıllar geçiyor ve İzmir bu mirasa yazık ediyor.

Birkaç deneme yapılıyor ama hüsran!

Şimdi ekonomi zirveleri adına nihayet bir formül ufukta belirdi. Ama kabuk değiştirmek şartıyla.

Yoksa, bulabildiğin Bakanı getir, 20 dakika konuşma yapsın sonra güruhlar halinde çekip gitsinler, birkaç kurum temsilcisi konuşsun şeklinde bir toplantılar serisiyle değil.

İzmir; öyle iddia olmalı ki DPT beş on yıllık kalkınma planlarını Türkiye’ye buradan savunmalı.

Ekonominin yol haritasını oluşturacak YEP (Yeni Ekonomi Programı) bu kentte tartışılmalı.

Dünyanın önde gelen ekonomistleri, uzmanları Türkiye’yi bu toplantılarda analiz edebilmeli. Uluslararası ekonomik aktörler, dış dünyadan Türkiye ekonomisini kritize etmeli.

***

Ve mesela, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı bu toplantılara katılmayı zaruri görmeli. Bırakın “Başında ekonomist, profesör vs. yazan ama Türkiye aleyhinde bir algı oluşturmaya çalışan kişilerin terör eylemlerinde gördüğümüz ekipten farkı yok” demek yerine eleştirileri, kritikleri bizzat dinlemeli.

E ‘yarın için hayal et’ dediniz, uçtuk biraz...

Neyse ki daha kanatlar havalanmadan yere düşüyorum. İzmir’de düzenlenen zirvenin tek ana sponsoru bile İstanbullu.

Onlar olmasa organizasyon ortaya çıkmayacak!

Velhasıl EGEV Mehmet Ali Susam başkanla nihayet bir vizyon ortaya koydu ama bu birikimi İktisat Kongresi’ne dönüştürmek tarihi bir mirastır.

Bugünden daha iddialı ekonomik zirveler düzenlemek ise İzmir’in, tüm kurum ve kuruluşlarının boynunun borcudur.

Kocaoğlu’nun tarım mutluluğu

Ekonomi Zirvesi’nin konuşmacıları arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi eski başkanı Aziz Kocaoğlu da vardı.

Yaklaşık 10 aydır pek ortalarda görünmüyordu Başkan. Öncelikle çok zayıflamış. Döneminde gerçekleştirdiği çalışmaları kısaca anlattı, başlık da tarım olunca keyiflendi. Başlattığı vizyonla köy yollarını nasıl asfaltladıklarını İzmirli kooperatiflerin nasıl büyüdüğünü anlatırken gözlerinin içi gülmeye başladı. 14.5 yıllık başkanlık sürecinde Kocaoğlu’nun ne kadar başarılı olduğu, nasıl bir icraat dönemi geçirdiği tartışılır ama tarım konusunda başlattığı çalışmalarla yerel yönetimlerin tarımı öncelikli görmesinin önünü açan çalışmaları eminim unutulmayacaktır.

İnce başkan incelik yapmalı

Anadolu Otizm Vakfı Başkanı Nüvit Uyar ile birlikteyiz. Vakıf başkanına ‘güzel hedefler anlatıyorsunuz ama daha 'eldeki projeler gerçekleşmiyor’ minvalinden bir soru soruyorum.

Nüvit Bey, bir dokun bin ah işit moduna dönüşüyor ve anlatıyor:

“Ege Koop-Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Güzelbahçe'de 5 dönümlük arazi bağışladı. Burada erken müdahale, 0-6 yaş eğitimi, davranış analiz merkezi, sosyal alanlar ve ebeveyn eğitim merkezini barındıran entegre bir projemiz, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce’nin tavrı yüzünden yapılamıyor.

Proje için 20 milyon TL’yi aşkın destek verecek sponsorlar bulduk. Proje o arazinin bitişiğindi 3 dönümlük alanının bağışlanmasıyla hayata geçecek ancak Başkan İnce nuh diyor, peygamber demiyor. Başkan Tunç Soyer devreye giriyor. Yine nafile. Ve hatta Soyer, ‘ne yapsam ikna edemiyorum’ diyor.”

Mustafa İnce ise bu arazinin başka bir proje için ayrıldığını, vakfa zaten bir binanın tahsis edildiğini anlatıyor.

İyi de bir otistik kampüsünün kurulmasından daha güzel bir çalışma ne olabilir?

Eminim Başkan İnce, ailelerinde otizmli bir birey olanların yaşadığı sıkıntıya tek gün tanık olsa bu kararını mutlaka değiştirir.

Onların çektiği sıkıntıyı bir saat yaşasa vicdanı direnmesine izin vermez.

Ya da hiç olmazsa Başkan, bu araziye ‘otizm köyünden daha değerli’ ne yapmayı hedeflediğini açıklamalıdır.

Evet Başkan İnce’den bu inceliği mutlaka bekliyoruz.