Haber/ Didar DEMİRCİ

Artan girdi maliyetlerinin yanı sıra çiftçiler, iklim krizinin etkileriyle de mücadele etmek zorunda kalıyor. Son olarak geçtiğimiz hafta Ege Bölgesi’nde etkili olan yağış, Manisa’nın Alaşehir ve Salihli ilçelerindeki üzüm üreticisinin tüm emeğini yok etti. Bağlarda kurumaya bırakılan üzümler aşırı yağışla yüzeyde biriken suların altında kaldı. Yağış nedeniyle üzümlerde renk ve rekolte kaybı yaşandı. Konuya ilişkin Manisalı üzüm üreticisi Bayram Soyer, yetkililerin önlem alması için çağrıda bulundu.

TÜM YILIN EMEĞİ BİR ANDA YOK OLUYOR

Geçtiğimiz yıl kendisinin don nedeniyle zarara uğradığını bu yıl da çevre ilçelerdeki üzüm üreticisinin yağmurdan zarara uğradığını belirten Soyer, “Tüm bu yaşadığımız sorunların en büyük nedeni iklim değişikliği. Artık yağan yağmur dengeli yağmıyor. En son sel felaketinde bizim bulunduğumuz Sarıgöl ilçesine yağmur yağmamıştı. Ama Alaşehir’i sel götürdü” sözlerini kaydetti. Girdi maliyetlerinin 3- 4 kat artığını dile getiren Soyer, “Çiftçinin zaten belini büken maliyetlerin çok yüksek olması. Bir de aşırı hava olayları eklenince tüm yılın emeği bir yağmurda, doluda gidiyor” dedi. Çiftçinin banka kredileri ile üretim maliyetlerini karşıladığını, kredi borcunu yine krediyle kapatmaya çalıştığını aktaran Soyer, TARSİM’in de iklim şartlarından mağdur olan çiftçinin yaralarını sarmakta yetersiz kaldığını söyledi. Soyer, “Yağmur nedeniyle oluşan zararı TARSİM karşılamıyor. TARSİM sadece dolu ve don olaylarında devreye giriyor” dedi.

“ZARAR GÖREN ÜZÜMLER ŞARAPLIK OLACAK”

Yağmur nedeniyle zarar gören üzümlerin yüzde 80’inin şaraplık olarak verileceğini söyleyen Soyer, “Şaraplık üzüm fiyatı da 1.80 TL. O da zararı bile karşılamıyor” dedi. Devlet desteklemelerine de değinen Soyer, “Devlet üzüm alım fiyatlarını 27 lira açıklayacağına keşke 13 lira açıklasaydı ama maliyetleri düşürseydi. Maliyet demek, aksi bir durumda bir afet durumunda tüm yatırımların gitmesi demek. Ben bu sene kredi borcumu ödemek için kredi çekmek zorunda kaldım. O nedenle keşke devlet bize destek ödemesi yapacağına maliyetlerimizin yarısını karşılayacak bir uygulamaya geçse” sözlerini kaydetti. Çiftçinin belini büken bir diğer sorunun da su sıkıntısı olduğunu belirten Soyer, sulama göletlerinin ve yer altı sularının kuruduğunu belirtti.

ACİL ÖNLEM ALINMALI

İklim krizine karşı tüm dünyanın önlem alması gerektiğini dile getiren Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı, özellikle su tüketimine göre ürün deseni oluşturulması gerektiğini ifade etti. Türkiye’de sulu tarım arazilerinin azlığına dikkat çeken Çakıcı, “Sulu tarım arazilerimizi artırmak zorundayız. Tasarruflu su sistemlerine geçmek zorundayız. Devletin sulama sistemleri ile ilgili yatırım yapması lazım. Bunun yanında üreten çiftçiyi korumak için TARSİM’in geliştirilmesi lazım. TARSİM’in devlet tarafından da desteklenmesi gerekiyor. Bunun yanında ürünün sigortalanması en doğrusu. Bu bir ölçüde çiftçiyi korur” diye konuştu.