Haber/ Sinan KESKİN

TMMOB Makina Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan Sanayinin Sorunları ve Analizleri Bülteni'nin 60'ıncısı yayınlandı. Bültende, bünyesi zayıf ekonomide pandemi hasarı büyük değerlendirmesi yapıldı. IMF, Dünya Bankası, OECD, TÜİK, Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı verileri kullanılarak yapılan analizde, korona virüs salgınının 2020’nin ilk yarısında yol açtığı tahribatın boyutlarına yer verildi. Nisan-Haziran döneminde milli gelirin yüzde 15 dolayında küçülmüş olabileceği tahminine yer verilirken fiili-gerçek işsizliğin yüzde 40’lara, sayı olarak 13 milyona ulaştığına değinildi.

Yüzde 15 küçülme

AKP yönetiminin, uzun süredir kan kaybı yaşayan ekonomiye kalıcı çözümler üretemediğine ve üretmesinin de kolay görünmediğne değinilen analizde, “Döviz kazandırma yeteneği güçsüzleşmiş ekonominin dış kaynaklara olan bağımlılığı, dış yatırımcının çıkış yapmakta olduğu son yıllarda ekonomiyi sık sık sarsmaya yetiyor. Dış kaynak bulmanın kolaycılığına aldanan iktidar, hesapsızca üstlendiği döviz riskinin altında iki büklüm kalıyor. Pandemi öncesi döviz krizi ile sarsılan ekonomi hızla küçülürken, işsizlikte tırmanma ve enflasyonda iki haneliliğe saplanma zafiyetleri sergilendi. Pandemi de bu yapıya tuz biber ekti. Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 15 dolayında küçülmesi beklenen ekonominin sonraki çeyreklerde kısmi toparlama sağlaması halinde bile yılı yüzde 5 ile 8 arasında küçülme ile tamamlaması olası” ifadelerine yer verildi.

Siyasi değişim

Hükümetin pandemi sonrasına kullanılacak Hazine kaynağı bırakmadığı öne sürülen analizde şu değerlendirmeler yapıldı; “AKP daha çok genişletilmiş para politikaları ile dümen tutmaya çalışıyor. Hazine açıkları ve kamu borçlanması büyürken Merkez Bankası, kamu bankaları ve Hazine genişletici para politikaları ile kredi ucuzlatıp ekonomiyi canlandırmaya çabalıyorlar. Ekonominin sert düşüşünün önünü kesmek için salgını önlemeye dönük tedbirleri erkenden kaldıran rejim, şimdi ülkeyi ikinci bir salgın dalgasının riski altına soktu. Enflasyonu tek haneye indirme yönünde henüz bir gelişme görülmez iken ucuzlatılmış kredi faizleri için indirilen mevduat faizleri, dövize yönelişi teşvik ediyor ve bu sayede dolarlaşma riski büyüyor. Ekonomik anlamda güçsüzleşmekten mağdur olanların sayısı her geçen gün daha çok artıyor ve genel durum siyasi değişim talebini büyütüyor. Bu siyasi değişim basıncının önümüzdeki günlerde daha çok öne çıkması beklenebilir.

Güven vermiyor

Sadece kamu bankalarına değil özel bankalara da kredi musluklarının açtırılması ile büyümede düşüşün frenlenmek istendiğine değinilen analizde, “Ne var ki, bu yaklaşım birçok yan etki yaratarak yeni sorunlara yol açıyor. Değersizleşen TL karşısında dövize yönelme, bu yan etkilerden biri. Dış kaynak bulmada iyice tıkanan rejim, içeriye ve dışarıya güven veremedikçe, bünye daha da güçsüzleşip daha da kırılgan hale geliyor” değerlendirmesi yapıldı.