İzmir Ticaret Odası’nda (İZTO) 'Bilişim Hukuku 5.0' ana teması ile düzenlenen 5. Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı'nda konuşan Türkiye Bilişim Derneği Genel Başkanı Rahmi Aktepe, dünya ülkeleri arasında özgür ve güçlü kalmak için Türkiye'nin dijital dönüşümün zorunlu kıldığı yaşamsal ortamın gereklerini çok çabuk algılayarak adapte olması gerektiğini ifade etti.

Türkiye Bilişim Derneği (TBD), 2-3 Kasım tarihleri arasında İzmir’de, ‘5’inci Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı’ düzenledi. İZTO'da gerçekleştirilen ‘5’inci Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı’nın bu yılki ana teması ‘Bilişim Hukuku 5.0’ olarak belirlendi. Türkiye’de bilişim ve hukuk alanında karşılaşılan sorunların ele alındığı kurultayın açılış konuşmasını yapan TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe, bilişim teknolojilerinin hukuka etkili olarak girdiğini söyleyerek teknolojik uygulamalar, üretim biçimleri ve endüstriyel atılımlardaki güçlü devinimlerin bilişim alanında hukuki önlem ve çözüm geliştirme arayışlarını zorunlu kıldığını anlattı. Dijital ve sayısal teknolojilerdeki gelişimin hız kazandığını belirten Aktepe, "Hukuk ele alındığında 21. yüzyılın hakiminin, avukatının, savcısının, hatta müvekkilinin ve kolluk birimlerinin edinmesi gereken beceriler yalnızca hukuku iyi kavramakla sınırlı kalamayacaktır. Teknoloji seçiminden, yasal uyarlamalara kadar her unsurun birbiriyle uyum sağlaması önemlidir. Ülkemizin bilişim sektörü ve hukuk insanları, desteklendiği ve işbirliği kültürünü içselleştirebildiği taktirde, bu noktaya ulaşılması için gereken beceri ve bilgi düzeyine sahiptir. Asıl önemli olan, var olan teknolojilerin kullanımının doğru yönde desteklenmesi, mevcut kurumsal katkılar ve dijital varlıklarımızın, küresel platformda aynı enerjiyle birlikte hareket etme becerisini göstermesidir" dedi.

'TEKNOLOJİ GELİŞTİRME ÇABASINA HIZ VERİLMELİ'


Bilişim sektörünün mümkün olan en kısa sürede teknoloji geliştirme çabasına hız vermesi gerektiğini söyleyen Aktepe, kamu sektörünün, bu çabaları teşvikler ile destekleyerek partnerler arası koordinasyonu sağlayabileceğini kaydetti. Hukuk alanında yer alan tüm birimlerin de, bu yönde iş birliğine açık olmasını öneren Aktepe, "Küresel platformda şu anda tüm aktivitelere hakim olmaya başlayan Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0, özgün kuralları ile varlığını çok güçlü olarak hissettirmektedir. Dünya ülkeleri arasında ekonomik ve toplumsal gücümüzü gerilerde bırakmamak, özgür ve güçlü kalmak istiyorsak, dijital dönüşümün zorunlu kıldığı yaşamsal ortamın gereklerini çok çabuk algılamamız ve adapte olmamız gerekiyor. Günümüzde sahip olduğumuz iş yapış sistemleri birbiriyle ne kadar haberleşebiliyor? Yasalar ne derecede anlaşılabiliyor? Biriken dosyalar ne kadar zamanda incelenip sonuçlandırılabiliyor? Noterlerin iş görme sistemlerinde verimlilik ne düzeyde? Suç tespiti ve duyurumu, tebliğ sistemleri, bilgi paylaşımı ve bilgi sahipliğinde kurallar neler? Bilgisayar oyunları üzerinde kontolümüz ne kadar etkili? Siber saldırılar ne derece önlenebiliyor, bilişim suçları ne derecede fark edilip cezalandırılabiliyor? Bu suçların işlenmesi ne derece önlenebiliyor? İşbirliğini ve üst destek yapılanmasını nasıl oluşturacağız? Bu konulara öncelikle çözüm bulmalıyız" diye konuştu.

BİLGİ GÜVENLİĞİNİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ


Türkiye Noterler Birliği Başkanı Dursun Cin de hayatın her alanına giren gelişmiş bilişim teknolojilerinin hukuktan bağımsız olmadığını söyleyerek şunları anlattı:

"Siber saldırıların artmasıyla birlikte özel yaşamlara ait bilgilerin yanısıra çok miktarda para ve hatta meslekler kaybedilebilir. İnsanlar bunu anlamaya başladılar. Düşmanların yaptığı siber saldırılardan sonra bir yazılım, milyarlarca dolarlık bir savaş uçağından daha fazla zarar verebilir. Bilgi güvenliğinin önemi açıktır. Bu durum ülkelerin bilişim hukuka eğilmesini sağlayarak siber tehditlere karşı önlem almasını sağladı. Noterler bilişim teknolojiyi en üst düzeyde kullanarak taktir görüyor.

HEM UYGULAMADA HEM ÜRETİMDE BİLİŞİM


Toplantıya ev sahipliği yapan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise konuşmasında, bilişim ve bilişim hukukunun herkesin özel yaşamı ile iş hayatına girdiğini dile getirdi. Bilişim ile ilgili özel ve tüzel kişilik alanında yaşanan sorunların çözülmesi için tüm kesimlerin bilişim hukuku ile ilgili bilgilenmesi ve bilinçlenmesi gerektiğini savunan Özgener, şöyle dedi:

"Başta mobil cihazlar ve internet olmak üzere, küresel düzeyde bilgi ve iletişim teknolojileri kullanımının artması ile birlikte, bilgi yoğun ürün ve hizmetlere olan talep yükseliyor, ülkelerin bilgi tabanlı ekonomilere dönüşüm süreçleri hız kazanıyor. Ülkemizin bilgi tabanlı ekonomiye dönüşüm sürecinde katma değeri yüksek olan bilişim sektörü büyük önem taşıyan sektörlerin başında geliyor. Çünkü bilişim sektöründe sunulan ürün ve hizmetler yaşam döngüsü içerisinde çok hızlı bir şekilde yerini almakta, teknolojik gelişmeler iş organizasyonlarına ve müşteri taleplerine bağlı olarak piyasalarca ihtiyaç duyulan mesleki faaliyetlerin sürekli değişmesine neden olmakta ve yeni meslekleri gündeme getirmektedir. Bu noktada; e-imza, biyometrik imza, kayıtlı elektronik posta, şebeke ve bilgi güvenliği, internet alan adları, e-posta adresleri, bulut bilişim, dijital arşiv, sosyal medya vb. birçok kanaldan hayatımıza giren bilişim teknolojilerini hem uygulama hem de üretim alanında daha fazla kullanmaya başladık."

ÇOCUKLARIN ZARARLI İÇERİKLERDEN KORUNMASINA DİKKAT ÇEKİLDİ


Bilişim hukukunun, yazılımların ve çocukların zararlı içeriklerden korunması, bilişim aracılığıyla işlenen suçlar, özel hayatın gizliliği, kişisel verilere karşı işlenen suçlar, banka veya kredi kartları aracılığıyla işlenen suçlar gibi pek çok hukuki sorunla bağlantılı olduğunu ifade eden Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü.

"Bilişim teknolojilerinde faydalı olduğu kadar suç teşkil edebilecek unsurları da beraberinde getiren inkar edilemez bir gelişim ve değişim söz konusudur. Bilişim suçları üzerine yapılacak araştırmaların hiçbiri, bilişimdeki hızlı gelişim düşünüldüğünde bilişim suçlarını yeterince kapsamayacaktır. Bilişim suçlarının kısa sürede önlenmesi ve faile ulaşılması oldukça güçtür. Çünkü bu suçlar dinamik bir yapıya sahiptir ve bulunması zordur. Bu noktada, bilişim suçlarını işleyenlerin ortaya çıkarılması ve yakalanmasında hem bireylere hem devletimize önemli görevler düşüyor. Bizler bireyler ve firmalar olarak bilişim suçlarına maruz kalmamak için kullandığımız bilişim sistemlerinin güvenlik düzeyini en üst seviyeye çıkarmalıyız. Devletimizde bu konuda bize destek olmak ve bilişim suçlarına karışan kişileri en hızlı şekilde yakalamak için uluslararası alanda işbirliklerini geliştirmelidir. Devletimiz bilişim teknolojilerinde yaşanan hızlı değişimlere uyum konusunda özel sektörün önünde gidiyor. E-devlet uygulaması ile kurumlara gitmeden evinizden, işyerinizden adliye, SGK, nüfus işleri, vergi ödemeleri vb. alanda birçok işlemi herhangi bir bedel ödemeden yapabiliyorsunuz. Bu Kurultayın e-devlet hizmetleri ile ilgili farkındalığı da artıracağına inanıyorum."

KURULTAY KONULARI


2010 yılından bu yana düzenlenen Uluslararası Bilişim Hukuku Kurultayı’nda bu yıl panel, seminer ve çalıştaylarda, bilişim sektörünün hukuki gereksinimleriyle uygulama prensipleri ele alınıyor. Kurultayda ‘Uygulama Açısından Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK)’, ‘Blockchain Teknolojisi ve Hukuksal Kullanım Alanları’, ‘Fıntech ve Akıllı Sözleşmeler’, ‘Finans Sektöründe Bot ve Chatbot Kullanımı’, ‘Kitle Fonlama Platformları’, ‘Ico’lar ve Yasal Statüsü’, ‘Bilişim, Teknoloji ve Medya Hukuku’, ‘E-Ticaret ve Internet Hukuku’, ‘Bilişim Suçları ve Bilişim Suçları İle Mücadele’, ‘Bilişim Suçları Danışmanlığı’ ile ‘Bilişim Güvenliği ve Adli Bilişim’ konuları, bilişim hukukçuları, akademisyenleri ve uzmanları tarafından tartışılarak öneriler ortaya konulacak.