Haber / Murat ERVİN

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) mart ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre mart ayında yıllık enflasyon yüzde 61.14 ile 20 yılın en yüksek değerine ulaştı. Aylık enflasyon oranı ise yüzde 5.46 olarak gerçekleşti. Verilere göre en fazla artan ürün yüzde 32.67 ile motorin olurken bunu sırasıyla yüzde yüzde 24.41’lik artışla benzin ve yüzde 23.47 ile kömür izledi. Geçtiğimiz yılın mart ayına göreyse fiyatı en fazla artan ürünler ise yüzde 99.12 ile ulaştırma, yüzde 70.33 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 69.26 ile ev eşyası oldu. Akademisyenlerin oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu'nun (ENAG) açıkladığı yıllık enflasyon ise yüzde 142.61 ile TÜİK'in 2 katından fazla. ENAG verilerine göre mart ayında sağlık harcamaları yüzde 78.44 oranında zamlanırken bunu sırasıyla yüzde 15.80 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 15.68 ile ulaştırma izledi. Üretim yapanların kullandıkları malzemeye gelen artışı gösteren Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise TÜİK'e göre yüzde 114.97'ye ulaştı.

6 AYDA 3 KATTAN FAZLA

Eylül ayına kadar yüzde 19'lar seviyesinde seyreden enflasyonun 6 ay içinde yüzde 61 düzeyine gelmesinin ayrı bir rekor olduğunu kaydeden Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, ekonomiden sorumlu olan herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerektiğini kaydetti. Savaş yapan ülkelerde bile bu enflasyonun olmadığına dikkat çeken Erkan, Merkez Bankası'nın 'enflasyon' ve 'faiz' arasındaki anlamsız söylemlerin bugün yüksek enflasyon olarak karşımıza çıktığını vurguladı.  Doların halen 14.70 seviyesinde olduğunu hatırlatan Erkan, “Bir ülkede yüzde 61 enflasyon varken doları ne kadar tutabilirsiniz? Kur korumalı mevduat sistemi ile aslında vatandaş korunmuyor. Enflasyon aylık bazda yüzde 5-6 seviyesinde giderken bu yeni mevduat sisteminde faiz yüzde 4 civarında kalıyor. Artık herkes kendi tedbirini almak zorunda” dedi.

'İFLAS NOKTASINA GELDİ'

Bir ay önce marketten 105 TL'ye 5 litrelik ayçiçeği alınırken bugün aynı yağın 160 liraya çıktığını açıklayan Erkan, vatandaşın kendini olası bir artışa göre koruma içgüdüsü ile hareket ettiğinin altını çizdi. Erkan, “Vatandaşlar artık bireysel iflas seviyesine geldi. Çünkü banka kredi limitlerini doldurduğu için alış veriş yapamıyor. Bu borçların ödenememesi sonucu bireysel iflaslar da hızla artacaktır. Bunun yanı sıra diğer bir tehlike de dünya genelindeki yaşanan olumsuz gelişmeler sonucu önümüzdeki günlerde petrol fiyatları tekrar 130 dolar seviyelerine gelebilir. Bu ise bizleri çok daha yüksek bir enflasyonla karşı karşıya bırakır” diye konuştu.  
 

TATİL, ULAŞIM VE EĞİTİM

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen, artan enflasyon karşısında vatandaşların reel getiri ve nominal getiri arasındaki farkı çok iyi bilmesi gerektiğini vurguladı. Anlık zamların ya da anlık iyileşmelerin enflasyon düşmediği sürece vatandaşın satın alma gücünüzü körelteceğini açıklayan Küçüközmen şunları söyledi: “Elektrik, su, ısınma ve ulaşım fiyatları önemli göstergeler. Bunlarda yapılan fiyat artışı piyasadaki ürünlere de yansıyor. Örneğin vatandaşların çok büyük bir kısmı bu yaz belki hiç tatil yapamayacak çünkü ekonomik olarak güçleri yetmeyecek. Seyahat etmek isteyecekler ama ulaşım ve enerji fiyatlarına bağlı olarak bunu da yapmakta zorlanacaklar. Yaz sonunda çocuklarının öğrenim giderleri ve okul giderleri olacak. Açıkçası artan enflasyon ve azalan alım gücü tüm sektörleri ve vatandaşların yaşamını oldukça olumsuz etkileyecek.”