GENEL

Eğitimde Reform Şart!

Türkiye’nin yıllar önce su fakiri olacağını ve 2030’da susuzluk yaşayacağını öngören Nitelikli Eğitim ve Üreten Öğretmen Derneği (NE-DER) Başkanı Mustafa Özdemir, ülkenin geleceğini kurtaracak çözümün eğitim reformu ve öğretmen üniversiteleri olduğunu vurguladı.

Abone Ol

Mustafa Özdemir, 9 Eylül TV’ye konuk oldu. Uzun yıllar öğretmenlik yaptıktan sonra meslekten ayrılmasına rağmen eğitimden kopmayan Özdemir, faydalı projeler üretme adına çeşitli çalışmalar yürüttüğünü anlattı. “Benim için bireysel başarı değil, ülke için ne yaptığımız önemlidir” dedi. Özdemir, geçmişte Türkiye’nin su fakiri olacağını öngördüğünü hatırlatarak, “2030’da susuzluk yaşayacağız demiştik, bugün bunun işaretlerini görüyoruz” sözleriyle ülkenin karşı karşıya kaldığı tehlikeleri yıllar önce öngördüğünü kaydetti.

Proje ile Başlayan Dernek

Özdemir’in bugün başkanlığını yaptığı Nitelikli Eğitim ve Üreten Öğretmen Derneği (NE-DER), aslında önce bir proje olarak doğdu. “Nitelikli ve üretken öğretmen yetiştirme projesi” adıyla hayata geçirilen çalışma, daha sonra sekiz arkadaşın bir araya gelmesiyle dernekleşti. Dernek, bugün Türkiye’nin 20’ye yakın ili ve ilçesinde faaliyet gösteriyor. Merkez Bornova’da olsa da üyeleri ülkenin dört bir yanında çalışmalarını sürdürüyor. Özdemir, üyelik sistemlerinin diğer sivil toplum kuruluşlarından farklı olduğunu belirtiyor: “Üye olmak isteyenlere önce proje kitapçığımızı veriyoruz. Okuyup değerlendiriyorlar, sonra tüzüğümüzü inceliyorlar. Özgür iradeleriyle form doldurup üye oluyorlar.”

Eğitim Sorunlarının Merkezinde Sistem Var

Özdemir’e göre Türkiye’nin yaşadığı pek çok sorunun temelinde eğitim eksikliği ya da çağa uygun olmayan eğitim sistemi var. Dünyada büyük dönüşümlerde öğretmene hep önemli görevler verildiğini hatırlatan Özdemir, Kurtuluş Savaşı’ndan Fransız Devrimi’ne kadar örnekler veriyor. “Bugün dijital devrim yaşanıyor. ChatGPT, metaverse, 5G, kuantum bilgisayarlar hayatımıza girdi. Artık bilgiye ulaşmak değil, bilgiden çıkarım yapmak önemli. İşte bu yüzden biz ‘nitelikli üretken öğretmen’ diyoruz. Yani bilgiyi sadece ezberlemeyen, öğrencisiyle birlikte öğrenen, bilgiyi üretime dönüştüren öğretmen” diyor.

Öğretmen Üniversiteleri ve Liseleri Vizyonu

Derneğin en büyük hedeflerinden biri, Türkiye genelinde öğretmen liseleri ve öğretmen üniversiteleri kurmak. Özdemir’e göre bu okullar, geleceğin öğretmenlerini temelden yetiştirecek: “Ortaokuldan sonra istekli ve yetenekli öğrenciler öğretmen liselerine alınacak. Bu okullarda öğretmenlik bir meslek değil, bir yücelik olarak yaşatılacak. Üniversiteler ise tamamen kamusal olacak, uygulamalı eğitim ön planda olacak.” Bu modelde okullar sadece öğrenciye değil, halka da açık olacak. Spor, sanat, tiyatro, müzik gibi etkinlikler mahallelinin katılımına sunulacak. Böylece öğretmenler toplumun kültürel ve sosyal yaşamının merkezine taşınacak.

Halkın Talebine Dayanan Bir Proje

Mustafa Özdemir, projelerin sadece bir fikir olarak kalmayacağını, toplumun desteğiyle hayata geçeceğini belirtiyor. Tema Vakfı’nın kurucusu Hayrettin Karaca’dan örnek vererek, “Bu proje halka dayatılmayacak, halkın talebine dayanacak. Eğer hep birlikte sahip çıkarsak, gerçekleşmemesi mümkün değil” diyor. Özdemir, öğretmenlerin kaybolan itibarını geri kazanacaklarını ve ekonomik olarak da güçleneceğini vurguluyor: “Öğretmenler en yüksek devlet memuru maaşının yüzde 95’i kadar maaş alacaklar. Öğretmenler hem toplumun hem de bölgelerin kalkınmasına yön verecek.”

21. Yüzyıl Öğretmeninin Profili

Özdemir’e göre 21. yüzyıl öğretmeni üç temel özelliğe sahip olmalı:

Dijital teknolojiyi eğitimde ve üretimde kullanmalı,

Bilim yurtseveri olmalı,

Halkın iş göreni olarak mezun olmalı.

“Sanayi devrimini kaçırdık, bedelini ağır ödedik. Eğer dijital devrimi de kaçırırsak, gelecek çok daha ağır bedeller ödeyecek. Bu yüzden 21. yüzyıl öğretmeni sadece tüketimde değil, üretimde yarışmalı” diyor.