Ölümlü bir dünyada, insana yaraşır

şekilde yaşamaktan daha iyi ne olabilir

(Marcus Aurelius-UNUTMA)

Adam, Acil Servis Yoğun Bakım kapısında güvenlik görevlisini dövüyor. Neden içeri girmemesine izin vermemiş diye. Biri de ambulansa saldırıp camını kırıyor. Mahkemeden elini kolunu sallayarak çıkıyorlar! Ama gerçekleri yazan gazeteciler tutuklu!.. “Beni virüs değil bu düzeniniz öldürür” diyen TIR şoförü gözaltına alınyor! Fanatiklerin virüs kurbanı teknik direktöre etmediği küfür kalmıyor. İktidar sempatizanı görgü yoksunu işadamı korona kitleriyle şov yapıyor.

AKP milletvekilinin oğlu test ticareti yapıyor sanal alemden. Kamu sağlığını ilgilendiren konu, trol organizasyonuyla kirli siyasete alet ediliyor. İstanbul’da Pazar sabah 06’da kimsenin binmediği bir saatte İETT otobüsüne onlarca kişi biniyor, sonra da “Korona virüs günlerinde tıklım tıklım” diye tweetlerle Ekrem İmamoğlu’na kumpas kuruluyor. Şu zor günlerde birlik beraberlik dayanışma içinde olmamız gerekirken, siyasi hırs ve organize kötülük iş başında!

***

Dünya, büyük insanlık görülmemiş bir mücadelenin içinde. Korona virüs salgınına zor dönemde denk geldik. Ne kadar hazırlıklı olduğumuz tartışma konusu şu günlerde. Peki neden örneklerini verdiğimiz “bazı insanlar” hala kötülükten kinden nefretten besleniyor? Neden dayanışmaya sırtımızı çeviriyoruz? Niçin en büyük zenginliğin sağlıkla yaşamı sürdürmek olduğundan habersiz bu kişiler? Bu yapılanlar, “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Dünyada ülkemizde değişecek bazı şeyler” tezini savunan güzel yürekleri endişeye düşürüyor, üzüyor!

Zor mu iyi, düzgün insan olmak?

***

Tanımaktan onurlandığım Haluk Şahin Hocam bakın düzgün insanları nasıl anlatıyor; “Son zamanlarda artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağı öngörüsünü sık sık duyuyoruz. Peki ama, nasıl olmalı ‘eskisi gibi olmayan’ yeni dönem? Ben korona virüs tokatı öncesinde de

bu konu üzerinde düşünmüş, yaklaşmakta olan yeni dönemde ‘düzgün insanlar’a ihtiyaç

duyacağımızı belirtmiştim. Haziran’da çıkacağını umduğum İyi Yaşam ve Mutluluk Üzerine Denemeler kitabımda yeni dönem insanının özelliklerinden şöyle söz etmişim: “Kanımca, bu (özelliklerin) başında mahvettiğimiz gezegenin ortak sakinleri olduğumuz bilinci ve duyarlığı geliyor. ‘Sınırsız dünya’ ve ‘bakir doğa’ kavramları geride kaldı. Sınırlı bir dünya ve ‘kirletilmiş bir doğa’dayız.

Eskisi gibi pervasız yaşamak artık mümkün değil. Doğaya saygıyı ve tutumluluğu yaşam

tarzımızın ana sütunları arasına katmalıyız. Hatta daha fazlası: Tercih değil yükümlülükler söz konusu!

“Düzgün insan” olmanın asgari koşullarından biri!

‘Düzgün insan’ da nereden çıktı diyeceksiniz. Yaşadıklarımdan çıkarıyorum. Aristo’nun ‘erdemli insan’ı, bana son yıllarda çok kullandığım ‘düzgün insan’ kavramını hatırlatıyor. Kültürel açıdan bölünmüş, sersemlemiş, ağır yaralı bir toplumuz ve çıldırmış bir dünyada yaşıyoruz. En temel konularda bile birbirimizle anlaşamıyoruz.(…)

Dürüst, işini iyi yapan, birazcık adalet duygusu olan, nazik, sorumluluk sahibi ‘normal’ insanlarla yola devam edebilmeliyiz.

İşi, eğitimi, kökeni, ırkı, ideolojisi, inancı ne olursa olsun, sıradan erdemlerle donatılmış ‘düzgün’ insanlarla...”

***

Bilgeye göre, “en aşağılık davranışlarda bulunabilen beyni de gelişmemiş kişiler, insan biçiminde bu dünyada bulunur.”

“Düzgün insanlar”la, onlarla da koronayla da mücadeleden galip çıkacağız. Bütün gücümüzle umutları yeşerterek bu salgınla kıyasıya savaşacağız.

En güzel, en gerçek şey yaşamak!

Sağlıkla yaşamak!

İyi ki varsınız düzgün insanlar!..