Yarın 21 Mart. Dünya Şiir günü. 1999’da UNESCO’nun duyurduğu, dünya çapında kutlanmasına aracı olduğu Dünya Şiir Günü, farkındalık yaratmayı, ulusal, evrensel, bölgesel şiir devinimlerine dirilik sağlamayı amaçlar. Ülkemizde de her yıl ünlü bir şairimizin kaleminden Dünya Şiir Günü bildirisi hazırlanır. Bu yılın bildirisini, günümüz Türk şiirinin ustalarından Süreyya Berfe kaleme aldı. PEN Türkiye Yazarlar Derneği'nin her yıl verdiği şiir ödülünün bu yılki sahibi de Süreyya Berfe. TÜYAP İzmir Kitap Fuarı’nın açıldığı 6 Nisan’da ödülünü alacak olan Süreyya Berfe’nin Dünya Şiir Günü Bildirisi'ni paylaşalım diyorum: Aklıma gelmezdi/ şiir günü göreceğim./ şiir günü bildirisi yazacağım hiç gelmezdi./ Oldu./ Şiir böyle bir bela işte. İnsanın başına geliverir.

Yorgo Seferis, Saint John Perse, Turgut Uyar

sanki hiç yaşamadılar hiç şiir yazmadılar./ Başkaları da var tabii../ Ne mutlu bana PEN’den ödül aldım./ Her zaman genç olmaya çalışacağım.

“Gümüş koktu azalan sigarala / bana bir yolculuk ısmarla”

Yeryüzünde şiirden başka yalnız var mıdır acaba?

İstediğiniz kadar dünyada da kainatta da şiir günü yapalım

yalnızlığını gideremeyiz./ Belki de ne kadar şair varsa o kadar şiir vardır./ Dünya şiir gününüz kutlu olsun…

Şiir günlerimiz çok olsun şiir dostları. Kitaplığımızda iyi şairlerin kitaplarını eksiltmeyelim. Dünyaya şiirin barışçıl, aydınlık, sevgi, aşk, umut penceresinden bakmayı unutmayalım.

Şiir kitaplarına ilgisizlik!

Kurşun Kalem Dergisi’nin sahibi, sorumlusu Mine Ömer sosyal medya hesabında paylaştığı yazısında, CNR Expo Yesilköy İstanbul Kitap Fuarı’nda şiir kitaplarına ilgisizliği gündeme getirmişti. “Bugün fuarın son günü. Şairler dikkat! Tek bir şiir kitabı istenmedi, sorulmadı. Tek bir şiir kitabının kapağına dokunulmadı. Çocuk kitaplarına yoğun ilgi var. Öykülere de... Gençlerin ilgisi ise çizgi romanlar, cinayet ve zombiler...”

 Bunca çok şiir yazılan, şairden geçilmeyen ülkemizde, şiir kitaplarına duyulan ilgisizliğe üzülmemek olası mı? Suçlu sanal ortam mı, bilgisunar rahatlığı, tembelliği mi? Gerilimin yoğun yaşandığı günümüzde gene de şiire kapıyı kapatmayalım. Bu konuyu bir başka yazımda yeniden ele almak isterim.

Şair dostu fikret alan da…

Şiire, şaire, şiir kitaplarına saygılıydı. İyi şiiri bilen, onu sesinin tonlarıyla iyi yorumlayan bir ses ustasıydı. Arı-duru Türkçenin doğru-düzgün kullanıcısıydı. Hoş buluşmaların, şiirli sofraların güleç, şen katılımcısıydı. Yaprak dökümü sürüyor. Sevgili Fikret Alan dostumuzu da yitirdik 14 Mart günü. Onu 15 Mart Cuma günü Beşikçioğlu Camisi'nden uğurlarken, avluda şair dostları, TRT’den arkadaşları, gazeteciler, sevenleri ayrılığın hüznünü yaşıyorlardı. Oysa yeni yıla Kuşadası’nda İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin gecesinde aynı masayı paylaşmış, kadeh tokuşturmuş, gülüşmüş, söyleşmiş, umutlar yeşertmiştik geleceğe dair. Daha sık buluşmak için de sözleşmiştik. Ne ki o sözünde durmadı; oyunbozanlık yapıp bizi atlattı, sonsuzluk sofrasına kuruldu! Yıldızlar yoldaşı olsun.