17 Aralık’ta yaptığı paylaşımla “Ben de sağlık şehidi mi olacaktım?” diye sormuştu Denizli-Çivril’de görev yapan Aile Hekimi Soner Oğuz. Sonra devam etmişti: “Pazar akşamı hafif üşüme titreme belirtileriyle başlayan hastalığım salı akşamı dayanılmaz hale geldi 3 gece sabahı sabah ettim. Çarşamba günü PCR yaptırdım akşamında korona virüs olduğu haberi geldi. Son nefes dedikleri olsa gerek neredeyse son nefesim kalmıştı. 112 ile acile gittim. Soluk herhalde 30 dakika daha geciksem ben de sağlık şehidi mi olacaktım bilmiyorum. Halen yaşıyorum. Ama bu sene neredeyse sorduklarımın yarısından fazlası bu hastalığı geçiren sağlık çalışanları. Ne şartlar altında olursa olsun sağlığınız için çalışıyoruz herkes bilsin. Sizi seviyoruz ama siz de bizi sevin ve bize yardımcı olun lütfen. 2-3 gün aranızda olamayacağım biraz dinlenmek istiyorum ama en kısa sürede aranıza katılacağım. Beni arayan mesaj çeken herkese teşekkür eder sevgi ve saygılarımı sunarım. Sağlık önce sağlık, lütfen dikkat edin!”

Hastaneye kaldırılan Dr. Oğuz 10 gün tedavi görse de kurtarılamadı. Geride ise sevgili eşi Gülten’i, henüz 2.5 yaşlarındaki ikizleri Ertuğrul ve Buse’yi bıraktı.

Ne soylu yüce bir ölümdür Dr.Oğuz’unki, öldüğü yere bir kök sümbül ve usulca sevdalar da bırakmak!..

***

Sevmek, sevilmek, insana saygı duymak…

Sevdiğin sürece ve sevebildiğin kadar insan olmak, onuruyla...

Örneğin, Marx öğretisine göre zamanın akışına kafa tutan/tutabilen; insan sevgisi, insan saygısıydı. Esinini ondan almış dünya şairimiz Nazım da “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür/ Bir orman gibi” diyordu bu düşünceyi olanca içtenliğiyle yansıtarak.

Bugünlerde 65 yaş üstüne getirilen kısıtlamalara isyan edip dava açan “Bir yürek atışı bir yürek vuruşu” şair-yazar-akademisyen Ataol Behramoğlu da şu dizeleri yazmıştır:

“Bütün insanları sevmek gerektiğini düşünün/ Düşmanlarımız dışında/ Düşmanlarımız çünkü/ Sevgiyi yok ettikleri için/ Düşmanlarımız oldular.”

“Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey”, Sait Faik’i özetler, hatta yaşam felsefesini.

1988 Seul Olimpiyatları’nın resmi şarkısı “Koreana” isimli grupça seslendirilen “Hand In Hand”dir. Yani “Elele”.

FIFA da beğenenler arasındadır bu şarkıyı, kullanmıştır futbol şampiyonalarında.

***

İnsanlar, her zaman kahraman olamayabilir, her zaman insan kalabilir. Öldükten sonra da!

Bazı insanlar da hem insan kalabilirler hem de kahraman olurlar.

İşte şifa dağıttığı çevresinde “Bir Sevgi Ustası” olarak anılan Dr. Soner Oğuz da tarihe geçecek, “Ne şartlar altında olursa olsun sağlığınız için çalışıyoruz herkes bilsin. Sizi seviyoruz ama siz de bizi sevin ve bize yardımcı olun lütfen” sözleriyle -sonsuzluğa göçse de- hem kahramandır, hem de insan kalabilmiştir, asla da unutulmayacaktır!

Ne diyor bilge: “Hepimize biçilmiş ölüm/ Ölünce ölmemek için yaşamalı/ Yaşarken de ölmemek için yaşamalı/ Biraz yiğit, biraz cesur, oldukça onurlu!”

Doktor Soner Oğuz ve bugüne kadar virüsle mücadelede şehit düşen sağlık çalışanları, onurumuzdur. Kim emek verdiyse, kahramanlarımızdır!

Onlar; ölümsüzlüğün bayraklarıdır!

İnsanlar ölür, destanlar yaşarmış!..

Her biri destan kahramanıdırlar destan!

Can kurtarmak isterken canından olanlara;

Dr. Soner Oğuz ve hekimlerimiz, hemşirelerimiz, eczacılarımız, diş doktorlarımız, sağlık çalışanlarımıza;

“Ölüm son söz değildir, yorgunluk gidermektir belki sadece…”