Hastalık, sakatlık, deprem, futbolcuların ödeme krizi yüzünden kulübe ihtar çekmesi derken Altay, çok sıkıntılı bir dönemden geçti; geçiyor. Bu periyotta Balıkesirspor gibi orta ayar bir takıma İzmir'de yenildi. Giresunspor'la berabere kaldı. Kriz anlarından nasıl çıkılır peki? Saha içinde en iyisini vererek. Takım çıktı sahaya son 3 maçta 9 puan aldı. Ve kara bulutlar dağıldı. Siyah beyazlılar liderin sadece 3 puan gerisinde. Önünde de 4 takım daha var. Ancak kadro kalitelerine, camia büyüklüğüne bakılırsa en büyük favorilerden biri Yücel İldiz'in öğrencileri. Kadroyu çok fazla deneyimli oyuncuyla, ya da tamamen gençlerden kurmak doğru kimya değil. Başarıya giden formül iki oyuncu grubunu doğru kimyayla sahaya sürmekten geçiyor. Yücel İldiz de son 3 maçta bunu yapmayı başardı. İlk haftalarda sadece tecrübeli oyunculardan kadroyu kuran İldiz, futbol menajerlik oyunu olan FM tabiriyle kim en güçlüyse, kim en iyi yerinde iyi oynuyorsa onları sahaya dizdi. Futbol ama böyle ezbere bir şey değil. Beşiktaş, yetenek fakiri futbolcular Necip'le, Rıdvan'la uçuşa geçti. Neden? Çünkü ortaya yürek koyacak, askerlik yapacak futbolcular lazım. İldiz'de önce orta sahaya çift ciğerli iki oyuncu Khaly Thiam'la, Harun Alpsoy'u monte etti. Bu iki genç oyuncu hem kadronun yaş ortalamasını düşürdü, hem de dinamizmini artırdı. Önceki maçlarda oynayan Scuk, Yekta gibi oyuncular evet, güç olarak, yetenek olarak daha ilerideler ama doğru birleşim hata da yapsa takımın hızını artıracak, asker oyuncular da istiyor. Savunmada yine bir genç daha görüyoruz son haftalarda. Berkay Sülüngöz. 24 yaşındaki stoperin, oyun açlığı, kendini gösterme isteği, hep Altay'ı diri tutuyor. Ayakta tutuyor. Son Akhisar maçında 1-0 geriye düşmüşken, penaltıyı alması hep bu gençliğinin verdiği enerji ve hedefinin yüksek olmasından. Berkay'ın bu hamleli yapısı, kesici özelliği, yanındaki Lokman'ı da rahatlattı. Tecrübeli oyuncu kendisinin fark yaratan özelliği olan pas dağıtma, oyun kurma özelliğini artık daha rahat sergiliyor. Sanki savunmada doğru ikiliyi kurarken Lokman-İbrahim Öztürk tandemini kurmamalı. Berkay sabit olup, diğer oyuncular gerekirse dönmeli. Hatta Scuk'un bile savunmada değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Artık belli bir temposu var ve oyun aklıyla artık orta sahada değil savunmada fark yaratabilir. Futbolu bırakma yaşını da böylece 5 sene uzatabilir stoper olarak devşirilirse. TFF 1. Lig'in en yaşlı takımı diye eleştirilen Altay'a bu 3 genç hamlesi bile ayağa kalkmasına yetti. Yücel Hoca'nın genç yetenek Eren Erdoğan'ı da yavaş yavaş sahaya atmaya hazırladığını biliyoruz. Ki Adanaspor maçında kısa sürede yaptıkları ve slalom sonrası attığı Robben golü, "Acaba Altay altyapısından yeni bir yıldız daha mı geliyor" sorularını akıllara getirdi. Eğer Yücel Hoca 11'e 1 genç nefer daha ekleyebilirse, oluşturulan doğru kimyayla, Altay'ın nefesi daha uzun soluklu olur ve sezon sonu o beklediğimiz finali şampiyon olarak yapar. Paixao'ya da artık bir kupa kaldırmak yakışır. 2 yıldır gol kralı oldu, bu sene de krallığın en büyük adayı. Portekizli yıldızı ileride anarken, şampiyon olamadan Altay'dan ayrıldı dersek epey buruk bir hikaye olur. Bu hafta İzmir takımları içinde izlediğim maçlardan bir diğeri Bucaspor 1928'in Edirnespor karşılaşması oldu. Karşılaşma öncesi Tunç Murat Behram'ın eksikliğini hissedeceği beklenen sarı lacivertliler, yine rakibe gol oldu yağdı. Teknik Direktör Uğur Balcıoğlu, forvette asıl mevkiisi kanat olan Berke Bıyık'ı değerlendirdi. O da kısa ve hızlı olmasının avantajıyla Buca'nın adeta Aguero'su oldu. Rakipler statik uzun boylu forvetlere alışık oldukları için, Berke'nin merkezden defans arkasına sürekli koşu yapması, orjininin kanat olması sebebiyle sürekli kenarlara deplase olması, Edirne savunmasını şaşkına döndürdü. Kimi tutacaklarını şaşırırken, önce Oğuz Aydın, sonra Berke ve finalinde Enes harika gollerle Marmara ekibinin fişini çekti. Buca bu kadar uzun zamandan sonra ilk kez izleyenlere zevk veriyor. İlerisi için umut vaadediyor. Belki de son olarak 2009 yılında böyle doya doya seyretmiştik Fırtına'yı. Sonrası ise hep kahırdı. Artık bir uyanış başladı. Umuyoruz, Bucaspor 1928 ile birlikte Karşıyaka da zaman kaybetmeden hakettiği üst liglere çıkar. Bana sorarsanız en keyifli lig TFF 1. Lig. Süper Lig'in kirliliği, baskısı, yabancı bolluğu sebebiyle, TFF 1. Lig daha izlenilir bir arena. Zaten yabancı kulüplerin futbol gözlemcileri TFF 1. Lig'i takip eder duruma geldiler. İstanbulsporlu Zeki Çelik'in Lille'e transferi, Çağlar Söyüncü'nün Altınordu'da oynarken Freiburg'a gitmesi, şimdi Bursasporlu Ali Akman'ı Salzburg'un Lille'in yakından takip etmesi tesadüfle açıklanamaz. TFF 1. Lig madenini bizden önce buldular. Tıpkı ülkemizdeki diğer madenleri daha önce bulup işletip bize sattıkları gibi.