ŞU ara çoğu kişi, malum gündemin dışına çıkacak meşgalelere sarılıyor. Kafa dağıtmaya çalışıyor. Sürekli Amerikan uşağı film izleme platformlarındaki dizileri takip edince de sabahları artık kahve içmeden ayılamıyorum nobranlığına giriyor insan ister istemez; Güzelim peynir, zeytin, çayı reddediyor bünye. O sebepten bizi başka diyarlara götürecek, salgın kaosunun verdiği anksiyeteden uzaklaştıracak, özümüzü kaybettirmeyecek bilgileri edinmeye ihtiyaç duyuyor insan. Spor da bunun en önemli unsurlarından biri. Ve ülkemizde spora yatırım yapmanın betona yatırım olduğunu düşünen akil insanlara sahip olduğumuzdan, yeşil sahalardaki ve parkelerdeki eğitim konusunda kilit eksiklikler işlenmeye değer sanki. Özellikle son dönemde mantar gibi artan bol yıldızlı, derme çatma spor okullarında, futbol ve basketbolda kısa boylu olan çocukların ilk eleminasyonda dezavantajlı olduklarını görüyoruz. Hep uzun boylu, atletik yapılıların başarılı olacağı ezbere fikrinden hareket ediyoruz. Artık Avrupa, basmakalıp, tek tip, deyimi yerindeyse odun futbolcularından sıkılıp, yaratıcı devşirmelere sarıldı ve tıkanıklığını çözmeyi başardı. Almanya, 1996'dan sonra Möller, Haesler gibi 1.70 altı maestro futbolcularını kaybedince, sadece asker Almanlar'la 2010'a kadar başarılı olamadı.(2002'de çirkin futbollarıyla oldukları Dünya ikinciliğini saymazsak) Mesut Özil, Lukas Podolski, Sami Khedira gibi devşirmeler, Panzerler'in düz futbollarına renk kattı ve yeniden dirildiler. 2014'te dünya şampiyonu oldular. Biz ise elimizde zaten var olan yetenekli kısaları hor görüp, disiplinli ama yetenek fakiri futbolcular yetiştirmeyi düstur edindik. Bu sebepten son dönemde basketbolda ne Harun Erdenay, Orhun Ene, Levent Topsakal gibi top cambazı oyun kurucular yetiştirebiliyoruz, ne de futbolda her takımımızda bulunan maestro 10 numaraları görebiliyoruz. Mehmet Özdilek şu anki futbol iklimimizde yetişse Kahramanmaraşspor'dan İstanbul'a gelebilir miydi? Okan Buruk, Emre Belözoğlu gibi boyu 1.70'in altında olan ama ülkemizi Avrupa'da gururla temsil eden futbolcular, şu dönemde siz kısasınız diye elenir miydi altyapılarda acaba. Erciyesspor'da Timuçin Esen gibi, İzmirspor'da Cüneyt Yis gibi, Adanaspor'da Altan Aksoy gibi "Ya bunlara Anadolu'da yazık oluyor, keşke İstanbul takımlarında oynasalar" dediğimiz Türk futbolculara sahip miyiz acaba şu an?

Fizyolojik olarak şu net ki kısa olduğun zaman futbolda daha avantajlısın ve topla daha çok rahat hareket edebilirsin. Bu da eşittir yetenekli futbolcu oluyor zaten. Basketbolda da aynı şey geçerli. Uzun boyluların sporu yanılgısına düşmemeliyiz. Kısa oyun kurucular top hakimiyetleriyle her zaman öne çıkmışlardır. Görece savunma zaafiyetlerini de, fiziklerine yatırım yaparak ve ribaundlarda box out(potayla rakip arasına girip alan açma) yaparak kapatmışlardır. Şu an eski popularitesinde olmasa da NBA'de yakın zamanın aranılan guardlarından olan Isiah Thomas 1 metre 73 santim boyunda. Nate Robinson 1.75. 1980'li yıllarda basketbolu takip edenler için 1.70'lik Spud Webb smaç şampiyonluğuyla bir çok kısa basketbolcuya ilham olmuştu.Basketbol ilahlarından sayılan Allen Iverson kısa sayılabilecek bir boyda: 1.83. Modern zamanın en önemli basketbolcularından Golden State Warriors'lu Stephen Curry NBA'de yüzlerce atletik, uzun oyuncunun arasından 1.88'lik boyuyla sıyrılıp, bir çok şampiyonluk ve ödül kazandı. Basketbolumuz 1990'larda bir hata yaptı. Artık uzun boylu oyuncular yetiştirmeliyiz kararı verdi. O dönem sadece elimizde Tamer Oyguç vardı. Ama inanılmaz kısa oyuncular sahiptik. Daha sonra evet Ömer Aşık, Mehmet Okur gibi kalifiye uzunlara sahip olduk ama genetiğimiz gereği bol olan kısalara sırtımızı döndük. Şimdi ise uzun süredir 1. sınıf bir oyun kurucuya sahip değiliz. Ama ne gariptir ki devşirmelerimizi sırayla sayıyorum. Bobby Dixon 1.78. Scottie Wilbekin 1.88 ve son Türkümüz Shane Larkin 1.82. Altyapılarda kısa oyunculara güle güle deyip, 1.90'ın altında ABD'lileri Türk yapıyoruz. Bu da ancak bizim coğrafyamızda olur. Büyüme hormonu bozukluğu olan Lionel Messi'den Barcelona pek tabiiki bu çocuktan olmaz, yeşil sahada ezilir diye vazgeçebilirdi. Ama ısrar ettiler, hatta tedavi ettiler ve dünya yıldızı çıkardılar. Bizim spor eğitimcilerimiz de eğer ellerine kısa yetenekli bir sporcu gelirse hemen vazgeçmesinler, yarışmacı olmak uğruna, yaşından büyük gösteren kalıplı gençleri 11'e dizmesinler. O kısaya yatırım yapsınlar, büyüme çağında olduğu için küstürmesinler, kazansınlar. Çünkü kısa boylu olmak bizim coğrafyamızın kaderi. Doğduğun coğrafya kaderindir.