Haber / Gköçe Adar

İzmir'in Karaburun ilçesine, Öres Elektrik Üretim A.Ş. tarafından daha önce yapılan Rüzgar Enerji Santrali'ne yardımcı kaynak Güneş Enerji Santrali (GES) yapılması planlandı. Parlak köyünde yapılmak istenen GES projesi için çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci kapsamında, halkın katılım toplantısı yapılması kararlaştırıldı. Projeye karşı çıkan halk ve çevreciler, tepkilerini dile getirmek için toplantıya katılırken, firma yetkililerinin katılmaması sebebiyle toplantı iptal edildi. Projenin, Kentsel SİT Statüsü'yle koruma altında bulunan Sazak Köyü'ne çok yakın mesafede bulunan ve aynı zamanda mera vasfında kurulması planlandı. GES projesinin ÇED dosyasında, alanın 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' sınırları içerisinde kaldığı ifade edildi. Dosyada, “1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre GES yapılacak yerler ve proje alanı tarım alanı kullanıında ve Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarında kalmaktadır” denildi.

'KORUNACAK TÜR BULUNDU'

Ayrıca, proje alanı yakınında çok sayıda koruma altına alınan türün bulunduğu ifade edilirken, bu türlerin projeden etkilenmeyeceği belirtildi. ÇED dosyasında şu ifadelere yer verildi: “Proje alanı ve yakın çevresinde yapılan çalışmalar sonucu toplam 12 sürüngen türü tespit edilmiştir. BERN Sözleşmesi'ne göre 7 tür kesin koruma altında, 4 tür ise koruma altındadır. Merkez Av Komisyonu (2013-2014) kararlarına göre türlerin hepsi Orman ve Su İşleri Bakanlığı'nca koruma altına alınan yaban hayvanları listesinde yer almaktadır. Koruma statüsü yüksek olan türler proje alanı içerisinde değil yakın çevresinde bulunmuştur. Bundan dolayı söz konusu türlerin çalışmadan olumsuz yönde etkilenmesi beklenmemektedir.”

'TARIM YAPILAMAYACAK'

Projenin Karaburun için bir hançer olacağını söyleyen Karaburun Kent Konseyi üyeleri ise yazılı bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Yaklaşık 350-400 hektarlık mera, orman ve tarım alanının yok edilmesi anlamına geliyor. Bu yok oluştan ilk olarak Yayla, Sarpıncık, Parlak, Salman, Hasseki, Küçükbahçe gibi geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan köyler etkilenecek. Bütün meralar yok edilecek, küçükbaş hayvancılık bitecek. Yok edilecek biyolojik çeşitlilikle birlikte ekosistem hizmetleri büyük tahribata uğrayacağı için bölgede tarım yapılamaz hale gelecek. Devlet onayıyla yürütülen bu süreç, bilinçli olarak bölgede yaşayan insanları göçe zorlamak, tehcir etmek demek. Doğanın yok edilmesiyle birlikte yaşanan tehcirle temel insan hakları ihlalleri de gerçekleşmiş olacak. Yarımada’yı rahat bırakın, bu katliama son verin” ifadelerine yer verildi.