Dişlerin çiğneme ile beslenmeye dair işlevi bilinir ama konuşma, estetik düzlemde psikososyal işlevleri pek akla gelmez. Süt dişleri sonrası ağzımızda yer alan her çenede 4’ü kesici, 2’si köpek, 4’ü küçük azı ve 2’si büyük azı olmak üzere toplam 32 dişimiz bizler için hayati önemdedir. Beyazlatmadan gülme tasarımına, estetik diş hekimliğinden implant ve kök hücre tedavisine kadar muazzam gelişmeler içinde olan diş hekimliği, bilimsel anlamda, ülkemize okul olarak “Dişçi Mektep-i Aliye” ismi ile, zamanın Mektep-i Tıbbiyesi yani tıp fakültesine bağlı olarak 22 Kasım 1908 tarihinde açılmıştır. Son yıllarda açılış tarihine izafeten, her yılın 22 Kasım günü Diş Hekimliği Günü olarak kutlanır. Bu günü içeren hafta, 'Diş Sağlığı Haftası’ olarak ve ağız-diş sağlığı konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlayan çeşitli etkinliklere sahne olur.

Doğrusu, tıbbi açıdan tam iyilik hali, ağız ve diş sağlığı ile başlar. Sağlıklı bireyden sağlıklı topluma uzanan çizgi, ağız bakım alışkanlığının bir davranış şekline dönüşmesi ile tamamlanır. Tayvan’da,100 bin kişi üzerinde yapılan bir çalışmada, ağız ve diş sağlığı ile kalp krizi ve beyin felci hastalıkları arasında anlamlı bağlantılar bulunmuştur. Diş Hekimleri Günü ve bu hafta kapsamında yapılan çalışmaların, ağız ve diş sağlığına yönelik toplum bilincinin arttırılması, özellikle anne adayları ve bebeklerde düzenli bakım, tedavi ve takiplerin yapılması, okul çocuklarında düzenli kontrol ve etkin fırçalama tekniklerinin öğretilmesi ile ağız hijyeni algısının yerleştirilmesine katkı sağlamasını umuyoruz.

Bu vesile ile diş hekimi dostlarımızın günlerini kutlarız.

Akciğer, kalp, böbrek sağlığı gibi kavramlar halkımızda yerleşmiş olsa da diş ve ağız sağlığı maalesef bu bilinçten henüz yeterince nasibini alamamıştır. Türk Diş Hekimleri Birliği'nce yapılan bir çalışmada, ülkemizde kişi başına 120 gram diş macununun düştüğü, yılda bir defa diş fırçasını değiştirmeden kullandığı ve hatta bazı ailelerin bir fırçayı hep beraber kullandığı ortaya çıkmış. Batılı toplumlar yılda 400 gramın üzerinde diş macunu tüketirken yılda da 4 diş fırçası değiştirmekte.

Dünya Sağlık Örgütü halihazırda varolan 65 yaş üstü nüfus sayısını 600 milyon olarak açıkladı. 10 yıl sonra bu rakam 1.2 milyara çıkacak. Güney Kore’den sonra en hızlı yaşlanan nüfusun Türkiye’de olduğu düşünüldüğünde, yaşlı ama diş sağlığı yerinde olmayan, dolayısı ile beslenme dahil ortaya çıkan sağlık problemleri katlanarak artacak sosyal ve tıbbi bakım hastaları ile karşılaşmamak istiyorsak, bugünden radikal önlemlerle ağız ve diş sağlığı tam olan bir toplum modellemesi yaratmak zorundayız. Bu modelleme kapsamında, aile hekimliği çatısı altında, diş hekimliği hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve diş hekimlerinin özlük haklarını arttırılarak, tüm toplum katmanlarının yüksek kalitede diş sağlığı tedavi imkanlarından yararlanmalarının sağlanması önerilebilir.