Ukrayna-Rusya savaşının ekonomik, sosyal, siyasal parametre değişiklerine paralel  olarak yükselen radikal sağ akımlara karşı,bu alanlarda bugüne kadar egemen olan, silah, petrol, kömür, demir-çelik gibi lobilerin oluşturdukları ülke yönetimleri Hegonomik güçlerini korumak için yeni arayışlar içerisine girmişlerdir.

**

Kimi "kabuklarına" çekilerek, kimi yeni ortaklıklar kurarak güçlerini korumak, radikal sağın hazırladığı "diktatoryal" rejimin zeminlerin yapısını bozmak için "statükocu" bir sürdürebilirlik anlayışını bir tez olarak ortaya koydu.
Washington Post yazarı Thomas L. Friedman küresel bazda Rusya Çin'in konumunu ele aldığı "Otoriter Liderlere Gerçeğin Tokadı" başlıklı yazısında yalan ve yolsuzluk üzerine kurulu bu düzenleri eleştirerek, statükocu tezi şöyle savunmaktadır: “Bizim demokratik sistemimiz beni çok endişelendiriyor. Ama yetersiz liderleri seçimle gönderebildiğimiz ve sistematik yalanı ortaya çıkarıp sansüre meydan okuyacak bilgi ekosistemlerini sürdürebildiğimiz sürece, hızlı değişim çağına ayak uydurabiliriz. Bugün ülkeler arasındaki rekabette bundan daha önemli bir avantaj yok.”

**
Friedman'ın gözden kaçırdığı husus ,kendi Hegonomik yapısı içersinde yaptırım ve algılama operasyonları ile savaş sürecini ve sonrasını düzenleme çabalarının radikal sağın yükselişinde en önemli faktör olmasıdır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, açlık, can güvenliği, iklim değişiklikleri ve savaşların getirdiği göçmen ve iltica sorunlarının üzerinde hızla yükselen bu "DİP DALGA" önlemek gerekiyorsa "Statüko" yüzde korumakla olmaz. Bunun çözümü bu sorunların üstesinden gelebilecek bir siyaset anlayışını gerçek bir "DEMOKRASİ"yi gerçekleştirmekten geçer.