Avukat Feyza Altun, tahliyesinin ardından katıldığı canlı yayında eleştiri oklarının hedefi olunca Sözcü TV’de durumun neden böyle geliştiğini açıkladı. Altun, canlı yayın davetini reddetmediğini, görüşmeye gitmeden önce muhatabına koşullar koyduğunu söyledi. “Evinin adresini bile bilmiyordum. ‘Eğer videoya çekmeyeceksen, sağlığını merak ettiğim için gelirim’ dedim” ifadeleriyle katılma gerekçesini özetledi. Altun, kendisine yöneltilen “çelişkili” eleştirilerin çoğunun tam bağlamı içermediğini belirtti ve yaşananların nasıl geliştiğini adım adım aktardı.
Görüşmenin iki perdesi: İlk sarılma, sonra tartışma
Altun, Polat’la daha önce iki kez yüz yüze görüştüğünü anlattı. İlk karşılaşmada Dilan Polat’ın sarılarak ağladığını ve o an için müdahale edemediğini; ikinci görüşmede ise kendisini çağırdığını söyledi. Bu bölümde Altun, “İlk görüşmede sarılarak ağladığı için itemedim. İkinci görüşmede ise beni çağırdı” diyerek o anların duygusal yoğunluğunu aktardı. Görüşmede, Altun’ın sert sözleri ve uyarıları da vardı: “Senin kocan vergi kaçırıyor, kara paradan yargılanıyorsunuz, bu memleket sana asla sempati duymayacak. Sizin paranız helal değil” gibi ifadeler, izleyenlerde güçlü tepkiler uyandırdı.
“Benim üzerimden aklamaya çalışıyor” iddiası
Altun, program sırasında Dilan Polat hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Dilan bence kötü bir kız değil. O hasta bence.Tedavi olması gerekiyor.” Ancak Altun aynı zamanda, Polat’ın kendi mahremiyetini ve samimiyetini, kamuoyunu etkilemek için kullandığını savundu: “Benim üzerimden kendisini aklamaya çalışıyor. Bunu kabul etmiyorum. Beni bu duruma soktuğu için çok kızgınım.” Bu sözcükler, özellikle “hasta” tanımlaması nedeniyle sosyal medyada yeni tartışma yarattı; kimi kullanıcılar Altun’un ifadelerini haklı bulurken, kimi kesimler ağır eleştiriler yöneltti.
Linç dalgası ve Altun’un tepkisi
Canlı yayın sonrası Altun’un sosyal medyada maruz kaldığı tepkiler “linç” olarak nitelendirildi. Altun, programda bu duruma dair şu görüşü paylaştı: “Çok fazla linç yiyor; neden yediğini de anlamıyor. Telefon artık Dilan Polat’ın uzvu olmuş. Yapmaması gerektiğini bilse de tutamıyor.” Ayrıca Altun, kendisine yöneltilen iddialar karşısında net davrandı: “Kimseden para almadım. Fikirlerim değişmedi.” Bu savunma, hem destek hem de yeni eleştirilerle karşılaştı.
Polat davasının arka planı hatırlatıldı
Program esnasında Altun, Dilan ve Engin Polat çiftine yönelik soruşturmanın temel hatlarına da değindi. Basında daha önce yer aldığı üzere çift hakkında kara para aklama ve vergi kaçırma iddialarıyla 40 yıla kadar hapis istemiyle yürütülen bir soruşturma olduğunu hatırlatan Altun, çifte yönelik hukuki sürecin ve tahliye kararının toplumdaki yankılarını irdeledi. Bu bağlamda, Altun’ın hem hukuki hem toplumsal sorumluluk ekseninde yaptıkları ve söylemleri tartışmaya açıldı.
“Bir daha görüşürsem yüzüme tükürsünler” sözü gündemde
Altun, görüşmenin tekrar etmesi halinde sarf ettiği cümleyle dikkat çekti: “Bu görüşmenin bir üçüncüsü olursa yüzüme tükürsünler.” Bu ifade, izleyenlerde hem şaşkınlık hem de tepkiyle karşılandı; bazı kesimler Altun’un sözünü samimi bir pişmanlık olarak değerlendirirken, başkaları bu çıkışı mesleği açısından uygunsuz buldu. Altun, sözlerini, kendisini kullandırılmış hissetmesinin ve kamuoyunda yanlış algı oluşmasının yarattığı öfkeyle açıkladığını belirtti.