“Türk Ulusunun doğasına ve geleneklerine en uygun olan yönetim, cumhuriyet yönetimidir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye haIkına Türk Ulusu denir.

Türkiye devletinin hükümet biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir yönetimdir. Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür.

Demokrasi ilkesinin en yeni ve akılcı uygulamasını sağlayan hükümet biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyette söz, ulus tarafından seçilmiş meclistedir. Yürütme kudreti ve yasama yetkisi ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan mecliste toplanmıştır. Bu iki kelimeyi bir kelimede anlatmak mümkündür: Cumhuriyet.

Cumhuriyet düşünce serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartiyle her düşünceye hürmet ederiz. Her kanaat bizce muhteremdir. Yalnız karşıtlarımızın insaflı olması gerekir.
Cumhuriyetimiz öyle sanıldığı gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Kurumlarımızı savunmak için, gerekli olanı yapmaya hazırız.
Onlar, kolaylıkla anlayacaklardır ki, çürümüş bir hanedanın, halife unvanıyla başının üstünden zerre kadar uzaklaşmasına olanak kalmayacak surette korunmasını dayatan bir devlet şeklinde, cumhuriyet idaresi ilân olunsa bile, onu yaşatmak mümkün değildir. 

Son yıllarda ulusumuzun fiilen gösterdiği yetenek, ustalık ve algı; kendi hakkında kötü düşünceler besleyenlerin ne kadar aymaz ve ne kadar bilimden uzak görüşe düşkün insanlar olduğunu, pek güzel kanıtladı. Ulusumuz sahip olduğu özellikler ve liyakat, yeni cumhuriyetin uygarlık dünyasında görünmesini kolaylaştıracaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği konuma lâyık olduğunu eserleriyle kanıtlayacaktır.

Bütün dünya bilsin ki, benim için yandaşlık vardır; Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bile bunun dışında düşünmek istemiyorum.

Cumhuriyet’in temelinin laik bir dünya görüşüne dayalı olduğu hiçbir zaman unutulmamalı ve bu gerçek gözden kaçmamalıdır. Zira Türk halkı teokratik yönetimden çok acı çekmiştir. Geri kalışının nedenleri arasında bunun önemli bir yeri vardır. Laiklik, adam olmak demektir!

Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağımıza uygun ve bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline değiştirmektir. Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir!

Gelecek nesillerin Türkiye’de Cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsizce hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek şaşıracaklarını asla düşünmeyiniz! Bilâkis, Türkiye’nin aydın ve cumhuriyetçi çocukları, böyle cumhuriyetçi geçinmiş olanların gerçek zihniyetlerini tahlil ve saptamada hiç de tereddüde düşmeyeceklerdir.

Cumhuriyetçi olmak, devrimci, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek yetenekte, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Bunu yüreklere yerleştirmek için elverişli olan hiçbir durumu kaçırmayınız. Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister. Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz.

Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Beni hatırlayınız!”

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Başöğretmen