Ege Bölgesi, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde gece saatlerinden itibaren başlayan ve en büyüğü 4.5 olarak kaydedilen deprem fırtınasıyla beşik gibi sallanırken, deprem uzmanı Prof. Dr. Süleyman Pampal'dan endişeleri artıran bir uyarı geldi. Sındırgı ve çevresinde yaşanan sarsıntıların, bölgedeki magmatik aktiviteye bağlı sismik bir hareketlilik olduğunu belirten Pampal, bu durumun daha büyük bir tehlikenin habercisi olabileceğine işaret etti. Pampal, asıl büyük deprem riskinin, Türkiye'yi ve Ege'yi doğrudan etkileyen Girit-Rodos arasındaki Helen Yayı'nda biriktiğini vurguladı.
Sındırgı'da 'deprem fırtınası'
Balıkesir'in Sındırgı ilçesi, gece yarısından itibaren adeta bir deprem fırtınası yaşıyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, gece saat 01.06'da 4.5 büyüklüğünde bir depremle başlayan sarsıntılar, sabah 09.41'de kaydedilen 4.4 büyüklüğündeki depremle devam etti. Arada 3.9 ve 3.6 gibi çok sayıda artçı sarsıntının da yaşandığı bölgede, vatandaşlar geceyi ve sabahı büyük bir endişeyle geçirdi. Prof. Dr. Süleyman Pampal, bu durumu "anormal bir durum" olarak nitelendirerek, "Her gün 4-5 arası deprem oluyor. Bu bir deprem fırtınasıdır ve altındaki gerçek, Afrika levhasının derinlere dalarak erimesi ve yükselen magmanın yarattığı sismik aktivitedir" şeklinde yorumladı.
'Asıl büyük deprem Girit-Rodos arasında olacak'
Prof. Dr. Pampal, Sındırgı'daki bu hareketliliğin, Ege Denizi'nin güneyindeki çok daha büyük bir tehlike için bir hazırlık olabileceği ihtimali üzerinde durdu. "Asıl büyük depremin Girit-Rodos arasındaki fayda, yani Helen Yayı'nda olma ihtimali söz konusu" diyen Pampal, bu bölgenin sismik geçmişine dikkat çekti. Pampal, "Bu hatta geçmişte 7 tane 7.5 - 8 büyüklüğünde deprem var. Bu depremler, oradaki büyük deprem için bir hazırlık olabilir diye değerlendirilebilir. Büyük dediğimiz ise 7 ila 8 arasında bir depremdir" ifadelerini kullanarak, bölgede biriken devasa enerjiye işaret etti. Helen Yayı'nda meydana gelebilecek bu denli büyük bir depremin, sadece Yunanistan'ı değil, tüm Ege ve Akdeniz kıyılarını etkileyecek bir tsunami tehlikesi de yaratmasından endişe ediliyor.
Kırılmamış faylar risk taşıyor
Pampal, Türkiye içindeki diğer riskli bölgelere de dikkat çekti. Özellikle Marmara Bölgesi'nde, Bandırma'dan Sakarya'ya doğru uzanan ve henüz kırılmamış fay segmentlerinin varlığına işaret eden Pampal, bu fayların da önemli bir risk potansiyeli taşıdığını belirtti. Ayrıca, "Konya üzerinden Karaman'a kadar uzanan bir fay zonu var. Burada da çok sayıda kırılmamış segment bulunuyor. Bunların kırılması durumunda 6 ve üzeri büyüklükte depremler sürpriz olmaz" diyerek İç Anadolu'daki potansiyel tehlikenin altını çizdi.
'Deprem fırtınaları aylarca sürebilir'
Sındırgı'da yaşanan deprem fırtınasının ne kadar süreceğine dair bir öngörüde bulunmanın zor olduğunu belirten Prof. Dr. Pampal, bu tür sismik aktivitelerin bazen aylarca sürebildiğini hatırlattı. Ancak Sındırgı özelindeki durumun daha uzun sürmeyeceğini düşündüğünü ifade etti. Pampal'ın açıklamaları, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlatırken, özellikle Ege ve Marmara bölgelerinde yaşayan vatandaşların depreme karşı her an hazırlıklı olması gerektiği mesajını verdi. Asıl büyük riskin güneyde, Girit-Rodos hattında biriktiği uyarısı ise, bölgesel bir deprem ve tsunami tehlikesine karşı uluslararası düzeyde önlemlerin artırılması gerektiğini gözler önüne serdi.