Şunu peşinen söyleyeyim ki, içinizde demokrasi kültürü yoksa, siz yeni bir demokratik anayasayı nasıl yapacaksınız? Demokrasi, despotik kurumlara, otoriter rejimlere karşı kullanılan güçlü bir sözdür. Onun için iktidarı paylaşanlar, kalkıp samimiyetle şunu demeli: "Anayasamızın ilk dört maddesine dokunmamak koşuluyla, tüm toplumu kucaklayacak, demokrasiden yana yeni bir anayasa yapılmasını istiyoruz." demeliler. Otoriterliklere, diktatörlüklere tümden karşıyız. Biz hukuktan yanayız, adaletten ve haktan yanayız. Biz insan hak ve özgürlüklerinden ve laik bir düzenden yanayız. Bu konuda samimiyiz. Gelin tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, anayasa hukukçuları, barolar bir araya gelelim ve yeni bir anayasa taslağında hep birlikte uzlaşalım. İktidar, bunu açıkça söyleyebilir mi?
Söylese de ne kadar karşılık bulur? Demokrasi, meşru siyasetin ve hukukun üstünlüğüdür. Demokrasi, çoğulculuğu içselleştirilmiş bir toplum ve devlet yapısıdır. Demokrasi, ayrıca bir kurallar manzumesidir. Demokrasi, demokratik bir anayasanın temel taşıdır. İşin özü: Demokratik bir anayasa yapmak için önce demokrasiye içten inanmak gerekir. AK Parti iktidarı, on sekiz yıldır, bu konuda hangi adımı attı?

Mevcut anayasayı bile uygulayamayan bir AK Parti iktidarı, yeni bir anayasadan ne umuyor? Ya da durduk yerde neden böyle bir hamle yaptı acaba? Bu iktidar, anayasanın güvencesi ve teminatı olan AYM'nin kararlarını tanımıyorum demedi mi? Bu iktidar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarını hiçe saymadı mı? Kural tanımayan, kanun tanımayan, hukukun verdiği kararları yok sayan bir anlayışı kendinde meşru gören bir iktidar, "demokratik bir anayasa" yapabilir mi? Tarih tekerrürden ibarettir. Hep yaşadık ve gördük ki, eğitimsiz ve feodal toplumlarda dini baskılayarak devleti elde tutmak isteyen otoriter liderler demokrasiyi hiç sevmezler. Hele hele eleştiriyi hiç sevmezler.
Eleştirenleri de ötekileştirerek cezalandırırlar. Çağdaş demokrasiyi benimsemiş liderler ise akıl, bilim ve teknoloji ile et ve tırnak gibidirler. Akla ve bilime aykırı hiçbir tutum ve davranış içinde olmazlar. Hukuk ve adaletle et ve tırnak gibidirler.
Hukuk ve anayasa sınırları dışına asla çıkmazlar. Siz, Cumhuriyetin bütün kazanımlarını satın, Türk Dil Kurumunu, Türk Tarih Kurumu'nu lağvedin. KİT'leri yok pahasına satıp savın, üniversitelerde bilimselliği yok edip düşünsel eğitimi ortadan kaldırın, üniversite giriş sınavlarında sınav sorularını sızdırarak gençlerimizin hayalleriyle oynayın, Hukuk Fakültelerine, Siyasal Bilgiler Fakültelerine, Tıp Fakültelerine, Harp Okullarına binlerce FETÖ'cüyü haksız yere yerleştirin, öğretmen atamalarında çok sayıda imamı atayarak okullarda çağdaş ve laik eğitimi yok edin, hukuku siyasallaştırıp yürütmenin emrine sokun, adaleti mülkün temeli olmaktan çıkarıp temeli olmayan bir adalet yaratın, basını ve medyayı susturup kendinize biat eden yandaş bir medya ordusu kurun, sizden olmayanları sizin gibi düşünmeyenleri zindanlara atın ve kalkıp yeni bir anayasa yapacağız deyin.
Bu maya tutar mı hiç? Bu ülkede yaşananlardan insan olan herkesin içi yanıyor, canı acıyor. Pazarlar toplanırken karanlıkta yerlerde sebze meyve arayanları gördüğümde yüreğim sızlıyor. Bunlarla mı uğraşacak Türkiye? İşçiyi, emekliyi, köylüyü, çalışanı, çalışmayanı namerde muhtaç ettiniz. İnsanlar çaresizliklerinden intihar ediyorlar. Kusura bakmayın ama bütün bu olup bitenler 21.yüzyılda Türkiye'ye yakışmıyor. Şimdi kalkıp demokratik bir anayasa yapalım demenizin halkta karşılığı yoktur. Halkın sorunu, iş ve aştır. Geçim derdidir. Mutfaktaki yangındır. Gelin öncelikle halkın can alıcı bu sorunlarını çözün. Gelin mutfaktaki bu yangını söndürün. Anayasa daha sonra... Öyle değil mi?