16 Şubat 2018.

AKP İzmir İl Başkanlığı'nda devir teslim töreni yapılıyor.

İzmir İl Başkanlığı görevinden alınan Bülent Delican, elindeki çiçek ile görevi devrettiği Aydın Şengül ile birlikte gazetecilere poz veriyor.

O resim üzerine çok düşünmüştüm.

İnsan, bu kadar yaşanmışlığı içine atarak nasıl gülümser diye.

***

AKP İzmir İl Başkanlığı görevini devreden Bülent Delican, “Bülent Delican olarak il başkanlığı boyunca tüm görevlerimi ifa ederken, partimin yol haritasına siyasette süreklilik ve tutarlılık ilkesine bağlı kalmak suretiyle ülke ve kentteki gelişmeleri karşılaştırıp sorgulamayı uzlaşmacı bir yaklaşımla sorunların çözümlerini şehrimizin dinamikleri ile birlikte ve kendi teşkilatımız içinde köklü olarak ele almayı yararlı buldum” diyordu.

***

Siyasetçinin uzun ama ne dediği anlaşılamayan tümcelerine iyi örnek.

Özeti şu: “Partiye zarar verecek Bir şey yapmadım. Ne dendiyse onu yaptım. Kavga çıkarmadım. Aslında bu görevden alınış için bence söylenebilecek bir neden yok. Oldu işte. Kol kırılır yen içinde kalır...”

Delican'ın kırgınlığı geçti mi bilemem.

Ancak o dönem Binali Yıldırım ekibinin kurbanı olduğunu biliyorum.

***

Aradan zaman geçti.

Bülent Delican'dan il başkanlığını devralan Aydın Şengül AKP'yi 31 Mart 2019 yerel seçimlerine taşıdı.

Bu kez aday Binali Yıldırım yerine AKP'nin bir başka ağır topu Nihat Zeybekci idi.

Her ne kadar tartışılmıyor olsa da, Şengül'ün İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak Nihat Zeybekci'ye sıcak bakmadığını sağır sultan bile biliyor.

Şengül, adaylığa kendisini yakıştırıyordu.

Parti içindeki eğilim yoklaması da öyle diyordu ama olmadı.

***

Yerel seçimlerde İzmir AKP'ye bir kez daha izin vermedi.

Sonuçlara nereden bakıldığına bağlı olarak başarılı diyen de var, başarısız diyen de.

Koltuk kazanılmadığına göre, başarısız diyenleri haklı görmek gerekiyor.

Ve bu sonuç AKP İzmir İl Başkanı Aydın Şengül'ün de sonunu getirdi.

İl başkanlığından istifa etti.

***

Aydın Şengül, Bülent Delican'dan koltuğu devraldığı gün, “Makamların gelip geçici olduğunun farkındayım. Benden sonra başka insanlara bu makamları bırakacağız. Önemli olan hoş sada bırakabilmek. Alkışı almanın, nefsin, egonun bize ne kadar zarar verdiğini, sevgi ve saygıyı körelttiğini gördük” demişti.

Aynı Aydın Şengül koltuğu bırakırken, “Birileri kazandığını zannetsin, varsın öyle olsun. Teşkilat mensuplarında bildiklerimi paylaşmaya çalıştım. Bu partinin çıkmazlarından bir tanesi kendi ekibini oluşturmaya çalışanlardır. Herkesin belli köşesi olmuş. Bizim burada derdimiz partimiz. En son mitinge gittiğimde oraya gelenlere içim acıdı. O gariban insanların bizim üzerimizde hakları var. Allah bizi affetsin, çok fazla günahımız var” dedi.

Bülent Delican'ın görevi devrederken hissettiklerimi, Aydın Şengül'in istifasında da hissettim.

İnsan bu kadar yaşanmışlığı içine atarak nasıl “Hiç üzgün değilim” der.

***

Bülent Delican'ı Binali Yıldırım'ın ekibi kurban etmişti.

Aydın Şengül de Nihat Zeybekci'nin ekibinin kurbanı oldu.

Şengül'ün “Herkesin belli köşesi olmuş” sözleri arada kaynadı gitti.

Oysa iktidar partisi içinde siyeset yapanlara çok özel bir mesajdı.

***

Benim aklım ise hala seçimin son günlerinde kimler tarafından hazırlandığı, basıldığı ve dağıtıldığı bilinen iftira dolu gazete parçasında.

Böyle bir ahlaksızlığı öneren, uygulayan, sessiz kalan ve hatta destekleyenler hala AKP içinde mi?

Hala “belli köşeleri” tutmuşlar mı?

Aldıkları paraları “haram” demeyip hala yiyorlar mı?