Deli Deli İşler Yapan Bir Eskişehirli; YILMAZ HOCA…

Abone Ol

Mart 2014 seçimlerini büyük farkla kazanan Prof.Dr.Yılmaz Büyükerşen.

Agustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için de CHP’nin tek adayı olarak görülmektedir. O ise Ecevit’in de kendisini iki kez Cumhurbaşkanı adayı olarak düşündüğünü anımsayarak erken aday gösterilmenin iyi olmadığına inanıyordu.

Yine o günlerde Ankara’ya, CHP Genel Merkezine gitmiş ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na da uğramıştır Yılmaz Hoca. Kılıçdaroğlu da ona o gün kulağına fısıldamıştır; “Hocam, aramızda kalması koşuluyla size aklımdaki adayı açıklamak istiyorum: Yılmaz Büyükerşen!”

Kılıçdaroğlu ardından belediye başkanlarıyla 15 Haziran’da yapacağı toplantıyı, Eskişehir’e almış, Yılmaz Hoca’ya da “Bu toplantıya göre bir hazırlık yapın” demiştir.

Hoca o akşam eve döndüğünde eşiyle paylaşır: “Seyhan, Genel Başkan, Cumhurbaşkanı adayı olarak beni göstereceğini söyledi.”

Seyhan Hanım: “Daha önce de söyledim sana, ben yüzünde mimik olmayan insanlardan korkarım. Sen de havaya girme! İsmini açıklasa bile güvenme. Bir gün sonra alacağı bir telefonla vazgeçebilir!”

“Yahu Seyhan” der Yılmaz Hoca; “Adam bana kendisi söyledi. Kuşku duymak ayıp olur!”

Başkanlar Eskişehir’de toplanmaya başlamıştır. İlk gelenlerden biri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’dur ve Hoca’ya da şöyle der:”Kamuoyunda ve CHP içindeki büyük destekten sonra adaylığınızı Kılıçdaroğlu bile engelleyemez. Göreceksiniz toplantıda sizi açıklayacaktır.

Yılmaz Hoca, sordu,”Sevgili Aziz, sence bu Kılıçdaroğlu güvenilir bir kişi mi?” Aziz Başkan yanıtlar; ”Çok da güvenilir olduğunu düşünmesem de bu aşamadan sonra sana kazık atabileceğini sanmıyorum.”

O gün Kılıçdaroğlu asık bir suratla kürsüye çıkar, konuşur. Ama Büyükerşen’in adaylığından hiç söz etmez. Beklenen açıklama gelmemiştir. Hoca, yıkılmıştır. Hep yanında olan Aziz Başkan’a da şunu demiştir;”Eşim haklıymış!”

Sonrası malum; bir sürpriz yaşanır Atatürk karşıtı ve İslamcı bir aileden geldiği bilinen Ekmeleddin İhsanoğlu, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli tarafından ortak aday açıklanır. 10 Ağustos’ta da bir seçim faciası yaşanır; “Ekmeleddin Faciası”…

xxxx

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Prof.Dr. Suat Çağlayan, biyografik bir roman yazdı:”Yılmaz Büyükerşen-Deli Deli İşler Yapan Bir Eskişehirli”

“Ekmeleddin Faciası” anısı da, kitaptan(S.354-358).

Yılmaz Hoca’nın renkli ve üretken yaşamı üzerine kurgulanmış bir kitap.

Hoca, Çağlayan’ın “Safiye Ali”nin romanını okumuş ve “Benim de romanımı yazmalısın” demiştir.

Başarı dolu bir ömrün renkleri, bir resim canlılığında izleniyor; yazarın önsözde belirttiği gibi!

373 sayfalık kitabı iki gecede okudum ben de.

Bir dönemin siyasi, sosyal ve kültür olayları da -adeta- bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti.

xxxx

İlber Ortaylı da kitabı bakın nasıl tanıtmış?;

“ Kitapta, iyi niyetli ve yapıcı bir akademisyenin; başarılı bir rektör ve bir Belediye Başkanı hakkındaki yorumlarını ve gözlemlerini bulacağız. Yılmaz Büyükerşen. İki başkent arasında sıkışıp kalmış, uzun süre ihmal edilmiş Eskişehir’i gerçek bir şehir haline getirmeyi başardı. Her kesimden, her görüşten insanı yanında toplamayı bildi. Anadolu’da bir kültür metropolü yarattı. Bugün Eskişehir’e gittiğinizde kendinizi Orta İtalya’nın ya da Güney Almanya’nın bir şehrinde sanabilirsiniz. Konserleriyle, tiyatrolarıyla, müzeleriyle büyükşehirlerde bile arayıp bulamadıklarını burada bulan insanlar, soluğu Eskişehir’de alıyor. Mezarlığından kaldırımına, çarşısından restoranına kadar şehirde bir düzen ve temizlik hâkim. Su boşa akmıyor, hava kirlenmiyor. Gerçek bir şehir modelimiz var artık. Ve bunu hocamız Büyükerşen’e borçluyuz.”

xxxx

Hafta başında Suat ve Yılmaz Hoca, birlikte imza yaptı. Bizler de o etkinliteydik.

Yılmaz Büyükerşen yüzüne çok yakışan tebessümüyle harika espriler yaptı.

Yakın dostu Aziz Kocaoğlu da o gün oradaydı. İki iyi dostun özlem gidermesine bizler de tanık olduk.

Elbette kitaplarımızı imzalattık.

"Siyah Kuğu adlı kitabında Lübnanlı yazar Nassim. N.Taleb, Fransız Matematikçi-Bilim Felsefecisii Henri Poincaré fotoğrafının altına, ‘Nasıl yaptılarsa, bu tür düşünürlerin imalatını durdurdular’ diye yazmıştı. İşte Türkiye’de “benzer bir resim altını, belki ufak bir rötuşla, hak eden nadir insanlardan biri” herhalde Yılmaz Hocadır, tartışmasız. “Nasıl yaptılarsa, Türkiye’de Büyükerşen türünden eylem adamlarının imalatını durdurdular.”

İyi ki varsınız Yılmaz Hocam, teşekkürler Suat Hocam