Aradan 99 yıl geçti. Cumhuriyet’e saldırıları bitmiyor. Son saldırı AKP Grup Başkan Vekili muhteremden; ''Cumhuriyet, alfabemizi, dilimizi, düşünme setlerimizi yok etmiştir. Bugün konuştuğumuz Türkçe'nin düşünce üretebilmesi mümkün değildir.''
Bak, bak! Cumhuriyet meğer  nelere sebep olmuş. AKP'nin düşünce üretemediği doğru da bunun sebebi Cumhuriyet değil. Cumhuriyet’in değerleri hiç değil. Pek muhterem Grup Başkan Vekili, Ortaçağ karanlığını amaç edinen bir zihniyetin üreteceği düşüncenin Cumhuriyet devrimleri ile önünün kesildiğinin bilincinde.
Cumhuriyet öncesi okur yazar oranımız yüzde 7. Bu oran kadınlarda yüzde 1. Ortaokullarda 543, liselerde yalnızca 230 kız öğrenci okuyor. Cumhuriyet’e geçişte 40 bin köyün 34 bininde okul yok. Harf devrimi sonucu okur yazar oranı bugün yüzde 90. 153 ortaokul ve lise, bir üniversite var. Osmanlı'dan Cumhuriyet’e kalan mirası kısaca özetleyelim;
1912-1922 yılları arasında Balkan Savaşı ile başlayan Birinci Dünya Savaşı ile devam eden, Kurtuluş Savaşı’yla sonlanan 10 yıllık dönem içinde başta İstanbul ve İzmir olmak üzere birçok şehir yangın ve yıkıntı içinde. İlkel bir tarım, sıfıra yakın sanayi. Altyapı tesisleri ve demiryolları önemli ölçüde zarar görmüş. Fabrika ve atölyelerde çalışacak binlerce insan cephelerde kaybedilmiş. Nüfus 13 milyon. İç ticaretin bir kısmı, dış ticaretin tamamı yabancıların elinde. Duyun-u Umumiye'nin Cumhuriyet idaresine devrettiği borç 86 milyon altın lira. Kişi başına gelir 4 lira. Kamu harcaması ise 50 kuruş. Bilim hayatı yok gibi. Anadolu medreselerin elinde. Tarikatlar, dergahlar, tekkeler her yanı sarmış. Kadınların toplumsal hayatları hiç yok. Ne seçme hakları var, ne seçilme. Ülke adeta Ortaçağ karanlığının  içinde.
Şimdi Cumhuriyet’in ilan edildiği 29 Ekim 1923'ten birkaç gün öncesine gidelim:
Ülke ciddi bir hükümet bunalımı yaşamakta. Bakanlar Kurulu istifasını vermiş, yeni kurulacak kabinede bazı bakanlar görevi kabul etmemiş, görevden affını istemişler. Ülkenin yeni bir krize tahammülü yok. İşte burada o büyük kurtarıcının, muhteşem dehası devreye girmekte... Mustafa Kemal bu krizden çıkışın tek yolunun Cumhuriyet olduğunu anlamıştır. 28 Ekim'de yakın silah arkadaşları ve bazı mebuslarla görüşür, onları dinler, bir süre susar, sonra sofradakilerin gözlerine bakarak şu tarihi cümleyi kurar:
''Karar günü geldi arkadaşlar! Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz.''
Mustafa Kemal'in yalnızca bir askeri deha değil, aynı zamanda bir strateji dehası olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Ertesi gün Millet Meclisi’nde yapılan konuşmalarda ''Cumhuriyet'' sözcüğü birçok milletvekili için, sürpriz olmuş, eski başbakanlardan Hüseyin Rauf Bey'in başını çektiği bir grup kararın, bir oldu-bittiye getirildiğini iddia ederek karşı çıkmışlardı.
Konuşmalar saat 18'den 20.30'a kadar sürer. Yasanın bütün maddeleri oylanarak benimsenir. Bütün eller havaya kalkarak yasayı onaylarken Meclis’in çatısı ''Yaşasın Cumhuriyet' haykırışları ile çınlar. Hemen ardından yapılan seçimde Mustafa Kemal Cumhurbaşkanlığı'na seçilir. Cumhurbaşkanı yaptığı tarihi konuşmada o günden bugünlere sesleniştir:
''Efendiler! Yüzyıllardan beri doğuda zulme uğrayan ulusumuz, gerçekte sahip bulunduğu karakterlerden yoksun sanılıyordu. Son yıllarda ulusumuzun eylemce gösterdiği yetenek, eğilim ve anlayış, kendi üstüne bu sanıda bulunanların ne derece uykuda ve  ne derece incelemekten uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu kanıtladı.''
Ata'nın stratejik dehasını, Cumhuriyet’in değerlerini bazı kafalara kanıtlamaya ihtiyaç yok. Dünya O'nun dehasını yıllar önce kabullenmiş. Birkaç örnek verelim:
İngiltere Dailly Telegraph Gazetesi, ''Bir ulusun bu derece değişmesi, tarihte gerçekten eşi olmayan bir olaydır.''
Belçika Soir Gazetesi, ''Atatürk devrimi o kadar büyüktür ki, bunların yüceliği karşısında dünya hala şaşkınlıktadır. Bu devrim köhne bir imparatorluktan modern bir Türkiye yaratmıştır.''
Alman Deutsche Allegemeine Zeitung, ''Bu biricik adamın bir daha dünyaya geleceğini sanmıyoruz. O'nun gerçek büyüklüğünü zaman gösterecektir.''
İsviçre Neue Zuricher Zeitung, ''Bugün hiçkimse O’nun devrimci eserine saldırıya yüreklilik edemez.''
Maalesef ediyorlar Ata'm… Ancak bu kutsal emanetini asla yok edemeyecekler. 'O'na uzanan eller her zaman hüsrana uğrayacak.
Cumhuriyet'in 99. Yılı tüm ulusumuza kutlu olsun!