Cumhur İttifakı’nın haftalar önce başlattığı Kıbrıs çıkarması hüsranla sonuçlandı. Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Desdici, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, futbolcu eskisi Mesut Özil, yandaş çalgıcı Yavuz Bingöl ve çok sayıda üst düzey bürokratın mevcut KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ı yeniden seçtirme çabaları kursaklarında kaldı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kıbrıslı muhtarları Saray'da ağırladı. Seçimleri AKP'nin profesyonel kadroları yönetmeye başladı. Öyle ki yandaş şirketlerin sözde kamuoyu araştırmalarında yüzde 60'la seçileceğini ilan ettikleri bağimsız aday Ersin Tatar yüzde 35'i zor gördü. Diğer aday Cumhuriyetçi Türk Partisi Başkanı Tufan Erhürman yüzde 62.80'lik bir oy oranıyla tartışmasız bir zafer kazandı.
Neler olmuştu beş yıllık Ersin Tatar iktidarında? Kıbrıs halkı Türkiye'dekine benzer bir enflasyon ve hayat pahalılığı altında kalmıştı.Ülkelerin uyguladığı ambargolar belirgin bir sıkıntı yaratmaktaydı. Mafya güçlenmiş, kara para aleniyet kazanmıştı. İhale yolsuzlukları gidilerek artmaktaydı. Türk devletleri ve Arap ülkeleri Güney Kıbrıs'ta temsilcilikler açmaktaydı. AKP'nin Kıbrıs'ta sosyal hayata müdahalesi şikayetlere yol açmaktaydı.
Kumar turizmi ve insan ticareti KKTC'nin adına leke sürmektgeydi. Öyle ki Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın, kumar baronu Halil Falyalı'nın öldürülmesinden sonra yaptığı açıklamada; (Üzüntümü paylaşmak istiyorum. Değerli bir kardeşimizdi. Bu ülkeye yatırımlar yapmıştı.) sözleri büyük bir tepkiye yol açmıştı.
Seçim sonuçlarını etkileyen başka ayrıntılar da vardı. Türkiye'nin katkısıyla 4 buçuk milyar liraya mal olan dev Saray da seçmenin gündemindeydi. Cumhuriyetçi Türk Partisi milletvekili Derya Doğuş, Meclis Genel kurulunda yaptığı konuşmada tepkisini şöyle dile getiriyordu;
''Binayla mı güçlenir demokrasi? Yoksa Anayasa'ya sahip çıkarak mı? Yoksa yasalara sahip çıkarak mı? Bu ülkede kendimizin ihtiyacı olan şeylere biz karar veririz. Vazgeçin bu kendinizi büyük göstermek için binadan, silahtan, buram -buram ataerkil, buram- buram muhafazakarlık
,buram-buram ötekileştirme kokan Ortaçağ zihniyetinden .Dünya bunları 18.ci yüzyıldan itibaren bitirdi.''
Seçim sonuçlarını etkileyen bir diğer ayrıntı da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ''Türkiye'de ne varsa Kıbrıs'ta da olacak.'' sözleri ve Kıbrıs'ta açılan ilahiyat kolejleri, din derslerinin artırılması, ders kitaplarının Türkiye'ye gelerek muhafazakar, milliyetçi ögeler eklenerek geri gelmesi iddiaları olmuştu.
Seçimler öncesi Tufan Erhürman'ın iki kesimli, iki, toplumlu federasyon ve Rumlarla müzakere sürecine geri dönülmesi düşüncesinde olduğu, Ersin Tatar'ın da güvenlik sorununu öne çıkararak , federasyon karşıtı olduğu bilinmekteydi. Öyle ki Tatar'ın sert söylemlerinin yanında bütün ülkeyi 'Federasyon olursa azınlık olurum.'' afişleri donatmıştı.
Erhürman açıklamalarında Türkiye ile kavga eden bir lider olmayacağını , Kıbrıs halkının da böyle istediğini sık-sık vurgulamakta;
''Özellikle dış politikaya ilişki sorumlulukları elbette Türkiye Cumhuriyeti ile yakın istişare içerisinde yürüteceğim.'' demekte.
Şimdi Türkiye ile benzer sorunları yaşayan KKTC yepyeni bir değişimin sürecine girmekte. Tatar yönetiminin başarısızlık ve yanlışları muhalefete iktidarın kapısını açmış bulunuyor. Cumhur ittifakının başarısızlık ve yanlışları bizde de bir değişim yaratır mı? Yanıtını biz değil eski AKP Milletvekili Orhan Miroğlu versin; ''İlk genel seçimde Kıbrıs'taki hayal kırıklığını yaşamak sürpriz olmaz.''