Ortaçağ’ın en korkutucu hastalıklarından biriydi cüzzam. Kırış kırış, şişmiş, bozulmuş derinin görüntüsü öyle korkunçtu ki, cüzzamlı gören yolunu değiştirir, onlara yaklaşmamaya çalışırdı. Cüzzamlılar toplumdan dışlanırdı.
Bugün de ülkemizde “cüzzamlı” muamelesi gören bir köpek cinsi var. Pitbull’lar. Adı bile bazılarını korkutmaya yetiyor. Zaten ülkemizde “yasaklı” statüsündeki bir cins. Kavgacı, saldırgan, tehlikeli deniyor onlar için… Halbuki kavgacı olan da, saldırgan olan da, tehlikeli olan da köpek değil sahibi… Yani insan.

***

Köpek dövüşlerinde kullanıyorlar pitbulları… Ya da çevresindekilere gözdağı vermek isteyenler alıyor onları. Kavgacı olsun, saldırgan olsun diye dövüle dövüle eğitiliyorlar. Zavallı hayvanlar başka türlü bir dünya bilmiyor. Sonra; gazetelerde “pitbull adama saldırdı” diye okuyoruz. Sahibinden, onu böyle yetiştiren kişiden söz eden olmuyor.  
Halbuki pitbull’lar dünyanın belki de en şanssız, en çok istismar edilen köpekleri… Canavar değiller. Annelerinin karnından saldırmaya programlı olarak doğmuyorlar.

***
Geçtiğimiz gün İzmirli hayvan hakları savunucusu Füsun Yağcı birkaç fotoğraf paylaştı Facebook sayfasından. Bakarken içim cız etti. Bir deri bir kemik kalmış, yüzleri ve vücutlarının birçok yerinde, izleri silinmeyecek cinsten yara ve bereler bulunan beş tane pitbull. O gözlerdeki hüznü bir görebilseniz… Üçünü Tepecik’ten, ikisini ise Sasalı’dan almış. Füsun Hanım’ın pitbull’larla ilk karşılaşması değil bu. Kurtarabildiği kadarını kurtarmaya gayret ediyor. Durumlarını sorduğumda şöyle anlatıyor:
“Sağlık durumları kötü. Bazı aldıklarımın çok daha kötü olabiliyor. Bunlardan birinde şu an erlişya- kan paraziti var, allahtan diğer ikisinde yok. Ama aynı zamanda boğmaca da var. Yine de buna da şükür diyorum. Pansiyonlarda sayısını unuttuğum köpeğimiz var. Ödeyemiyoruz. Ama görmezden de gelemedik. Maalesef çok zor durumları. Ve yetişemiyorum da, çok az insan var ilgilenen, korumaya çalışan. Geçici yuva bulunmuyor. Hayvanseverlerin bile çoğu uzak duruyor. Bu hayvanları istismar edenlerden şikayetçi de olamıyoruz. Çünkü pitbullar yasaklı ırk. Resmi şikayet yaparsak, hayvanlar direkt barınağa alınır tutanak ile. Konu yasaklı ırk olunca, barınaklara eğer girerlerse bir daha ömür boyu çıkamıyorlar. Kafeste ölene kadar kalıyorlar ki zaten çoğu zaman da 1-2 sene içinde kafeste ölüp gidiyorlar. Eğer ki uyutulmazlarsa tabii…”

Yukarıdaki satırları iyice, bir kere daha okuyun. İşkence ile eğitilen, korkunç şartlarda yaşamaya mahkum edilen bu canların hakkını korumak yasak bu ülkede. Hayvan severim diyenler bile cüzzamlı gibi kaçıyor onlardan. Onları bu hale getirenler elini kolunu sallaya sallaya dolaşırken, pitbull’lar kafeslere kapatılıyor; müebbete mahkum ediliyor.
Yazık değil mi bu hayvanlara? Kimse dur demeyecekti bu drama?
Yetkililere soruyorum; yasaklı deyip kestirip atmakla düzeliyor mu işler? Bir şeyleri yasaklayacaksanız eğer; istismarcı, şiddet yanlısı insanların pitbull’ların yanına yaklaşmasını yasaklayın bir zahmet.
Ve bir kez daha söyleyelim: Bu hikayenin kötü adamı değil, mağdurudur pitbull’lar.