“...Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır:

Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim

yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda,

bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum...”

(Mustafa Kemal Atatürk)

Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmet Paşa (İnönü) Cumhuriyet rejimini oya sunuyordu. Bütün eller havaya kalktı; “Oybirliği ile kabul edilmiştir!”

Saat 20.30’du; öyle bir alkış patladı ki şiddetinden pencere camları zangırdadı. Kucaklaşanlar, ağlayanlar vardı!.. Haber dışarda bekleyen kalabalığa ulaşmıştı. Onlar da alkışlamaya ve bağırmaya başladılar; “Yaşasın Cumhuriyet!..”

Namluları istasyon yönüne dönük toplar, emperyalizme karşı Türkiye Cumhuriyeti’nin doğumunu

duyurdular!

***

Ankara İstasyonu bayraklar, defne dalları ile süslenmişti... Peron tıklım tıklım doluydu. Başkomutan bekleniyordu! Makinist; istasyona düdüğünü öttüre öttüre girdi, Gazi Paşa’nın ineceği kapıyı, yere serilen yol halısına denk getirmeyi başardı... Bando; “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa’’ bestesini çalmaya başlamıştı. Başkomutan, sade Mareşal üniforması, tığ gibi endamı, çok yakışan kalpağı ile vagon kapısının çerçevesi içinde göründü. 41 yaşındaydı… Sanki bir cephanelik patladı. Öyle bir gürültü yükseldi kalabalıktan! Alkış ve çığlıklara sevinç gözyaşları karıştı; “Yaşasın Cumhuriyet!..’’

***

Takvim değil; kalbim 29 Ekim benim! 1923 Cumhuriyeti Bayramı; en büyük bayramımızdır! Yurttaş, ülkenin sahibi, özgür, çağdaş bir memleketin insanının onur duyduğu bayramdır! Mustafa Kemâl Atatürk'ün emanetidir… Cumhuriyet, devrimleriyle, ilke ve kazanımlarıyla Kurtuluş ve kuruluşun; tartışmasız manifestosudur! Gözbebeğimizdir, en kıymetlimizdir! Cumhuriyet, ulusumuzun egemenliği, devletin de bağımsızlığıdır! Devrimci ruhtur devrimci! Kurucusunun ifadesi ile; “Fazilettir...’’, “Kimsesizlerin kimsesidir!..”

***

Samsun’dan doğan güneş, Kocatepe'deki “Sarışın Kurt’’. "Büyük Şair" Nâzım'ın "Kuvayı

Milliye Destanı"nın mavi gözleri çakmak çakmak “Şayak Kalpaklı Adam”ı... “Eşsiz Yürek’’ Mustafa’m, Mustafa Kemâl’im! "En büyüğü" Mustafa Kemal'lerin! Ozanın dizelerindeki gibi;

"Sana borçluyuz ta derinden/ Işığısın bu yurdun/ Dilimizi, ulusallığımızı öğrettin bize/ Çünkü Cumhuriyeti'mizi sen kurdun!”

Milattır Cumhuriyet!..

***

Tiyatro Yönetmeni ve Yazarı Haluk Işık hocam "29 Ekim Cumhuriyet, taçları tahtları yakarak, softasını soysuzunu karanlığa bırakarak, geleceğe akan yıldızların öyküsüdür" tümcesiyle sultanı da, gericileri de yendiğimizi ne güzel anlatmıştır! Cumhuriyet Tarihçisi Sinan Meydan da Cumhuriyetimiz’in farklılığını şöyle ortaya koymuştur:

“Bizim Cumhuriyetimiz, emperyalizme karşı yürütülen ‘Milli Hareket’ sırasında ete kemiğe büründü. Cumhuriyetimiz, bir bağımsızlık savaşının ateşiyle harlandı!”

Gazi Mustafa Kemâl Atatürk başta olmak üzere, bu öyküyü yazan büyük atalarımızı, bütün şehitlerimizi saygı, minnet ve onurla anıyoruz. Cumhuriyet Bayramı

hep kutlanacaktır… Nice 96 yıllara!.. Yaşasın Türkiye! Yaşasın Cumhuriyet!..