Canım sıkkın… Hem de çok.

Ege’nin yeşili yanıyor. Hem de nasıl yanmak!

Canavar alevler; cayır cayır yanıyor.

İçimizi yaka yaka yanıyor.

Bir bölgeden diğerine sıçrayarak yanıyor.

Ağaçları küle çevirerek, ormanlardaki tüm canlı hayatını yok ederek yanıyor.

İzmir yanıyor. Aydın yanıyor. Muğla yanıyor. Denizli yanıyor. Manisa yanıyor.

3 yıl önce yaklaşık 1000 hektar ormanlık alanın kül olduğu Menderes yine yanıyor.

Oksijen depolarımızı tüketerek yanıyor.

Yeniden yeşili görmenin on yıllar, 20 yıllar, 30 yıllar alacağını bas bas ilan ederek yanıyor.

Betona dönüşecek yeni alanlar açarcasına yanıyor.

Bir yerde bitip, başka yerde başlayarak yanıyor.

Kalbinde doğa sevgisi olan herkesi ağlata ağlata yanıyor.

***

Her yaz aynı şey… Evet, aşırı sıcaktan, aşırı kuraklıktan da çıkıyor yangınlar. Hep insanların suçu değil ama 10 yangının 9’unda bizim parmağımız var!

İnatla doğaya attığımız cam şişelerin payı var mesela.

Ülkemizin her metrekaresinde ot gibi biten ve bazıları içten içe yanmaya devam eden sigara izmaritlerinin payı var.

Piknik keyfi yapayım derken bilinçsizce yaktığımız mangalların, ateşlerin payı var.

Mesela; Menderes’teki yangına piknikçiler neden oldu. O piknikçiler ki, biraz oksijen almak, doğa ile iç içe olmak için geldikleri ormanı istemeden de olsa küle çevirdiler. Seneye ne kendileri ne de başkaları için pikniğe gelinebilecek bir orman bırakmadılar.

Tabii bir de rant için, bile bile ormanları yakanlar var. Onların payı, aslan payı!

İşin en trajik yanı, çoğu yangının hesabı da gerektiği gibi sorulamıyor.

Orman yandığı ile kalıyor. Kuşlar, böcekler, geyikler, domuzlar, kaplumbağalar yandığı ile kalıyor.

Yanan bölgelerin bir kısmı yeniden yeşillendirilmeye çalışılıyor. Ama o fidanların ağaç olması, o ağaçların bir orman oluşturması, o ormanlarda yeniden bir ekosistemin yerleşmesi neredeyse bir ömür alıyor. Tabii o da, yeniden yanmazsa, yakılmazsa...

***

Her Temmuz-Ağustos ayında en az bir kez orman yangını ile ilgili yazı yazmaktan çok bıktım, çok sıkıldım, çok bunaldım inanın.

Ormanları insanın cehaletinden, umursamazlığından ya da açgözlülüğünden korumak bu kadar mı zor?