“Yalancı dolma” bu hayat…

Ve dahi dostluklar…

Siyasette isen, yalan dolan merhabalar…

“Kimlik ceketi” sırtından çıktı mı?

Tamamdır sınıfta kaldın…

Çıkar yoksa, gerek yok, gereksiz insansın…

Yücel Özen diye biri vardı…

45 yıldır Cumhuriyet Halk Partisi’nin elemanıydı.

Hayali basit…

Bunca yıldan sonra, Tire’ye belediye başkanı olmak istiyordu…

Olmadı…

Çok muhabbetli miydin? Yok…

Az-öz, saygılı, sevgili…

Zaten yazı da Yücel Özen yazısı değil bir bakıma…

Bir örgüt var düşün…

Siyasi bir örgüt ve 45 yılını vermişsin…

Kavgaların olmuş, sempatilerin, sevdiceklerin, dostların…

Hep bu çatı altında tanımışsın, gurur duymuşsun kendinle…

Sonra bir canavar ele geçirmiş seni ölmüşsün…

Cenazen kılınmış… Yoksun arkadaş… Ölmüşsün…

Yaşarken sevdiceklerin doluydu ya…

Bir bakamamışsın, kimsecikler yok arkanda…

“Güya yoldaşların” yoklar son yolculuğunda…

İl yöneticilerin yok.

Milletvekillerin…

Belediye Başkan adayların yok…

Yok…

…..

Tam zamanıydı üstelik…

Şöyle ağır lokma kavilli lafların savrulacağı…

Bilmem, belki eski Büyükşehir Belediye Başkanı, ya da yeni adayı…

Çıkar, partili yoldaşlarını uğurlardı…

Sonuçta bir sivil toplum örgütü parti dediğin.

Sonuçta, fikirdaş, yoldaş, aynı siyasi ideolojiden insanların çatısı…

İyi ki ölüyor insan…

İyi ki ölünce görmüyor, görmeyince de tınmıyor…

Misal gerçekten tepeden baksa cenazesine ölen…

Kalbinin durması, ruhun terk etmesi mi ölüm…?

Yoksa var sandığın “Yalancı dolma” mı?

…..

Şimdi seçim kampanyası var…

Birisi “Örgüt” derse…

Birisi “Canım yoldaşlarım” derse…

Birisi “Partimizin değerli üyeleri, değerli dostlarım” derse, birisi vefadan, kardeşlikten söz ederse…

Apaçık ki yalandır…

Ölüm kalbin durması mı gerçekten…?

Yoksa katilin, 45 yıllık romanının içinde mi?

Bir taraftar ölse tribünde, 20 bin kişinin arasından, cahil dediğin, çapulcu dediğin sahip çıkıyor en azından…

Bir amatör takım tribünü kadar olamıyorsan bir insani durumda…

Büyükşehir Belediye Başkanı olsan ne yazar?

Milletvekili, başbakan…

Cumhurbaşkanı….

Yalandan koltuklar, yalandan makamlar, yalandan rütbeler…

Kalbinin durması, ruhun terk etmesi mi ölüm….?

Yoksa yapayalnızlık mı kalabalık içerisinde…

Oturun kardeşim benden sıfır…

Hem de çok sıfır…

***

Yaşa komutan

Uzun süredir böyle yiğitlik görmemiştim.

Ağzını açan gazetecinin, nefesini cezaevinde aldığı, kahvede, takside dolmuşta siyaset konuşmaya korkulan bir dönemde.

Avcılar Kız İmam Hatip Lisesi’nde düzenlenen törene katılan Albay İrevül’den söz ediyorum.

İrevül, oradaki evlatlarımızı ayırmadan, ötelemeden aslan gibi, Çanakkale Zaferini anma törenine gitmiş.

Hoca kürsüye çıkmış, fatihayı göndermiş şehitlerimize.

Eskiden alışkanlık.

“Başta M.K. Atatürk ve silah arkadaşları ile tüm şehitlerimizin ruhuna el Fatiha” denirdi.

Hoca Atatürk’ü yok sayınca, Albay gösterdi tepkisini.

Video yüz binlerce seyredildi, on binlerce paylaşıldı.

Dedim ya…

Korkudan iyice sinen, sesini çıkaramayan toplumun içinden, Albay İregün’ün çıkışı, kahramanlık öyküsü gibi oldu…

Yaşa komutan…

Xxxxx

 

Sağlam aforizmalar

Sosyal medya, sağlam aforizmalar taşıyor bazen.

Bir tanesi çok hoşuma gitti…

Dönüp dönüp bakıyorum…

Belki işinize yarar, paylaşıyorum; Türk şehirlerinin ABD’deki karşılıkları;

-Yozgat/Kentucky

-Erzurum/Utah

-Adana/Texas

- İzmir/ California

-İstanbul/New york

-Çorum/Wyoming

-Ağrı/Montana

-Konya/Kansas

-Muğla/Florida

-Mersin/Arizona

-Gaziantep/Missouri

-Iğdır /Oregon

- Bursa/Virginia

-Niğde/Nebraska

Ona göre atalım havalarımızı arkadaşlar…

Xxxxx

Zeki Müren bizi görmezse?

“Zeki Müren’de bizi görecek mi ?” vardı ya…

O’nun gibi…

Tunç Soyer, Buca’ya gidiyor, kalabalığı beğenmiyor.

“Bunun için mi çağırdınız” deyip fırçalıyor…

Zaten konu da bu…

Al işte Zeki Müren seni görmedi…

N’olcak şimdi ?

Xxxxx

Maarem

Seferihisar’da Hamit Nişancı kalabalıklara sesleniyor…

Yerel halkın bir bölümü Nişancı’nın kazanacağını söylüyor.

Tunç Soyer başarısından ötürü Büyükşehir’e gösterildiyse,

Seferihisar’ın tulum çıkarması lazımdı ama var bir sakatlık herhalde…

Durum böyle olunca, Muharrem İnce davet edilmiş ilçeye…

Yani söylenene göre demişler ki, “Durum sakat galiba Maarem abi, gel bir el atıver…”

Maarem abi de koşturdu Seferihisar’a…

Aynı tatta aynı dokunuşta Muharrem İnce…

Sayın İnce’nin katkısı ibreyi CHP lehine değiştirir mi?

Bilinmez ama, seçim sonuçları kötü gelirse bu kez CHPliler seslenecek; “Genel Merkezde durum karışık, gel bakalım Maaarem”

Orası kesin…

DELİ ZİYA; “Akışına nasıl bırakıyorduk acaba yav…”