Ne dedi çocuk?

“Fetö ile kol kola girip, Kemalist vesayeti indirdik.”

Sol mahalle ayağa kalktı…

“Hobbaaa itirafın babası geldi” diye sevindi…

Sağ mahalle şaşkın kaldı…

Çünkü çocuğun bilinç altı çalıştı…

Partisine saldırı olunca, duyguları değişti.

Savunma gereği doğdu ama, kontrol duygularını kaybetti.

Ağzından doğrular çıkıverdi.

Bir nevi sorgulama yöntemidir bu. Sorgu polisleri iyi bilecektir.

Sinir boz, ters köşe yap. Duygu kontrolünü kaybettir, doğruyu söylettir…

Doğru oralarda bir yerdedir. Çıkar bir şekilde…

Yani şöyle; pedagoglara göre hiçbir çocuk yalan söylemez…

Çocukları yalana yönlendiren, korkudur…

Bu korkuyu da, genelde ebeveynler verir.

Yalan söylüyor diye çocuk dövülmez, kızılmaz, cezalandırılmaz.

Evlat yalan söylüyorsa, tedavi edilmesi gereken mutlak ebeveyndir.

Çünkü hiçbir çocuğun fıtratında yalan yoktur…

Ne güzel…

Çocuk, çocukluğuna dönüp doğruyu söyledi.

Yalnız; doğrunun içindeki doğruyu da ıskalamamak lazım…

Devamında şöyle bir cümle duydum…

“Kadromu vardı o zamanlar”…

Evet kadro madro yoktu.

Gerçekten de Ak Parti cemaatin alt yapısına sığınmıştı.

Futbol takımı düşünelim.

A takım tamam ama alt yapı yok…

Alt yapıyı cemaat sağlamıştı, sonrası malum…

Şimdi böyle bir alt yapı da yok…

O yüzden; akıl almaz kadrolarla yürüyor film…

Sırf Reis’in sevdiklerinden oluşan sanatçı kadrosu 30 milyon harcamayla konserlere çıkıyor…

Güreşteki gururumuz meğer ekonomistmiş, Vakıfbank yönetimine atanıyor...

Ara sıcak olarak yanında RTÜK üyesi sahaya sürülüyor, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Halk Bank yönetimine atanıyor.

Bakınız, Hamza Yerlikaya, Spor Bakanı yardımcılığı yapıyordu.

Ne güzel. Fikirler ayrı olsa da yeri orasıdır.

Ses çıkaran oldu mu?

RTÜK Başkanı gazetecilik yüksek lisanslıdır, RTÜK Başkanı oldu diye ses çıkaran oldu mu?

Hayır… Çünkü meslekleri buydu.

Peki; bu kişilerin banka yönetim kurullarında ne işleri var?

Söyleyeyim.

Tıpkı 30 trilyonluk konserdeki “Halkın sevgilisi” (!) sanatçılar gibi, tıpkı Hamza Yerlikaya gibi, tıpkı Ebubekir Şahin ve benzerleri gibi.

Bu bağlılık ve sadakatin ödülünden başka bir şey değildir…

Acı olan, bir aklı başında adamın çıkıp da, uyarıda bulunamamasıdır.

Bu korku yalan doğurmaktadır.

Bu korku, hata üstüne hata yaratmaktadır.

Doktor dedi ya; çocuğun fıtratında yalan yoktur…

Tedavi edilecek birisi varsa O’da ebeveyndir…

Halkın Bakkalı

Halkın Bakkalı açıldı Bornova tarafında…

Acayip sempatim var bu işleme…

Nefis iş…

Üretici kooperatiflerden alınan malzemeler halka doğrudan satılıyor…

Cahilliğimden olsa gerek misal; “Siez bulguru”, “Sarı kılçık pirinci…”, “Bunlar ne ola ki?” heyecanıyla doğru Halkın Bakkalı’na…

O’ da ne…?

Bakkal 5 kişilik…

Eski İZSU binalarını ne yapacağını şaşıran bir aklı evvel, bu muhteşem projeye, bu küçücük su satış istasyonlarını reva görmüş…

Eyvah eyvah…

Sen uğraş didin, doğru dürüst bir iş yap, gel sonra 30 metrekare dükkana tıkala…

Koca projeyi kim rezil etmek istedi acaba çok merak ettim.

Yani hakikaten hayretler içerisindeyim.

Sanki birileri Tunç Soyer’i yanlış yönlendiriyor gibi…

Yok kendisi karar almışsa, biri de çıkıp niye vizyonu genişletmemiş?

Karakılçık tohumu dağıtıp, hasatında bizi umutlandıran proje, 30 metrekarelik İZSU istasyonuna tıkılıyor, Üstelik, karakılçık ekmeği de satılmıyor…

Biri müdahale etmezse bu iş devrim arabası hikayesine döner kardeşim.

Bu milletin!

Ayder yaylasına gittiniz mi?

Ben 20 yıl öncesinde gittim…

Cennet var ya cennet…

Bu dünya da olsa bir bölümü oraya kurulurdu…

Haberi okuyunca yerimden zıpladım…

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Ayder yaylasına otel ve 1700 araçlık otopark yapacağız” dedi.

Zaten gerisini getirmedim.

Üstteki iki satırı bir daha okuyalım bunalıma girelim.

“Çevre Bakanı, Ayder yaylasına otopark ve otel yapacak…”

Böyle bir durumu övünç kaynağı gibi anlatmasına mı yanayım?

Kafaların bina, beton, yeşil alan talanına çalıştığına mı yanayım?

“Salda”ya millet bahçesi, Ayder’e; otel-apart-otopark…

Projelere bak vizyon gör…

Birden aklıma şu Mehmet Cengiz geldi…

Hani bu, "Milletin..." dediydi ya…

Sana gerek yok Mehmet Cengiz…

İşlem başladı, sürüyor bile…

Gelecek dönem mi?

Gerçekten duyduğumda kahkahayı attım…

Sonra bir başka ilçe belediye başkanının da telaffuz ettiğini duyunca, iş kahkahadan kızgınlığa dönüştü…

Anlatayım…

Zaman su gibi akıyor.

Bizim taze belediye başkanları, iki nefeste yaklaşık 1.5 yılın geçtiğini, elle tutulur hiçbir şey yapmadıklarını bildiklerinden şaşkınlar.

İki tanesi birbirinden habersiz, bürokratlarıyla yaptıkları toplantılarda, şöyle konuşmaya başlamışlar; “O projeyi ikinci döneme bırakalım. Bu dönem yetiştiremeyiz muhtemelen.”

Ey başkanlar; Bak bu satırları iyi okuyun…

Bir günü ikiyle çarparak çalışmazsanız 5 yıl su gibi geçer dedik.

Koltuk babanızın koltuğu değil, hızlı olun dedik…

Hayal kurmayla anca peynir gemisi yürür dedik…

Ne ikinci dönemi?

Bakınız bunu da söyleyeyim; yarınızdan fazlası ikinci dönem falan görmeyecek…

Bırakın bu ikinci dönem hayallerini…

Güldürmeyin insanı…

GEREKSİZ BİLGİ

Uçma yeteneğine sahip memeliler takımı üyesi yarasaların 980 türü bulunmaktadır. Ses dalgalarını kullanarak yön bulan bu canlılar, yuvalarından çıkar çıkmaz sola dönerler…

GEREKLİ BİLGİ

Yazı tura atarken; 10 bin kez attığınızda, olasılık açısından 5000 kez tura gelmez. Ortalamada tura 4950 kez gelir. Çünkü tura kabartmasının ağırlığı, paranın statiğini bozar ve sonuç az farkla da olsa yazı lehine çıkar…

DELİ ZİYA

“Demet Akalın’dan; Mihr-İBAN’ı dinlemek bir başka zevk.”