Survivor yarışmacısı Ecem Karaağaç, yarışma öncesi "Sana enerji yükleyeceğim, 1. olacaksın" diyen bir insana inanıp kendisinden cinsel ilişki yoluyla enerji almış.

Üzerine bir de para vermiş anladığım kadarıyla.

Sonra yarışmadan ilk elenen isimlerden biri olunca vay efendim kazıklandım diye savcılığa başvurmuş, o kişiyi mahkemeye vermiş.

Tüketici haklarına da başvursaydı keşke, daha sağlam olurdu.

Kusurlu mal sattılar bana falan derdi.

Hiç kusura bakmasın tam da makara çevirilecek bir mevzu. Alınmaca gücenmece yok.

***

Öncelikle bu yaşam koçu, cinsel terapist, enerji uzmanı vs. adı altında yüzlerce, binlerce şarlatan olduğunu biliyoruz, görüyoruz.

'Benim ne bir parça zekam, ne de elime bir tane kitap almışlığım var, gel bana yardım et' diye gezen, parası bol aklı kıt insanların iliğini kemiğini sömürmek üzere çalışan insanlar bunlar.

Yaptıkları bir nevi soytarılık, bir nevi şarlatanlık ve biraz da dolandırıcılık.

Ben onlara hiç kızmıyorum. Bu kadar cahil ve safın olduğu dünyada onlar da yollarını böyle bulmuşlar...

Özellikle kadınlar üzerinde çalışan (!) bu kerameti kendinden menkul arkadaşların hemen hepsinin palavraları ise aynı: İçindeki dişil enerjiyi açığa çıkarman lazım.

'Tamam da bunun için ne yapmalıyım?' diye sorduğunda içlerinden bazıları diyor ki, 'Şöyle çatır çutur bir ilişki yaşamamız lazım! Ama öyle sizin bildiğiniz ilişkilerden değil bu.. Bizimkisi amme hizmeti, maksat enerji alışverişi olsun!!!'

Yersen...

İşte bu Survivor'cı kızımız yemiş mesela.

Geçmiş olsun.

Şimdi herkes diyor ki aklı neredeymiş, yeni mi akıllanmış?

Evet belki öyle oldu. Aferin ona geç de olsa kulağının üzerine yatmadı, hakkını aramaya karar verdi.

Asıl şimdi bu dava emsal teşkil ederse seyret sen manzarayı.

Yüzlerce kişi mahkemelere başvurabilir benden söylemesi.

Çok da iyi olur.

Dışı janjanlı içi boş teneke bu tip sözde enerji uzmanı, ilişki dehası ve çakma yaşam koçlarının insanları gözümüzün içine baka baka kandırmasının önüne geçilmiş olur.

Haydi bakalım kim şarlatan kim işinde uzman, bir görelim artık.

Başımıza taş yağacak

Vaktinin çoğunu evde geçiren bir insan olarak sık sık tadilatlar, dekor ve şekil değişiklikleri yaşıyorum tabii.

Çeşme'nin (Bodrum da öyledir) en büyük sorunu ise işte bu tamirat ve tadilat işleri için usta bulmaktır.

Hepsi çok nazlıdır.

Sanki hatır işi yapıyor gibi işe başlamak ve bitirmek için bin dereden su getirirler.

Yaptıkları işler için şehirdeki meslektaşlarından üç katı para isterler.

Yarım yamalak iş de yapsalar sesini çıkaramazsın çünkü alternatifleri de aynı kendileri gibidir.

Fakat şu ekonomik kriz ve özellikle inşaat sektörünün durma noktasına gelmiş olması ibreyi tamamen bizlere çevirmiş durumda.

Evde şu anda küçük çaplı bir inşaat ve tamirat var.

Korkarak sorduğum fiyatlar Çeşme'ye göre nispeten uygun. En azından şehir fiyatlarına çok yakın.

Nazlanarak gelen ustalar bir telefonla kapınızda.

Verdiğiniz siparişi ertesi gün teslim alıyorsunuz falan. Rüya gibi...

Yaza girerken yapılacak işleriniz varsa şimdi tam zamanı, uyandırayım.