Türkiye Futbol Federasyonu Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, dün kameralar karşısına bir kez daha geçti.
Konu elbette yine futbolumuzu sarsan bahis skandalı.
TFF Başkanı diyor ki; “İllegal bahis yüzünden her yıl 52 milyar dolar yurt dışına çıkıyor. Bahsin merkezi biz değiliz, Avrupa.”
Hemen akıllara, “Peki illegal bahsin merkezi Avrupa’da neden temiz futbol adına böyle kapsamlı bir operasyon yok?” sorusu geliyor.
Başkan buna, “Birkaç tane federasyon bize bunu nasıl yaptığımızı sordu” diyor. Ayrıca; İngiltere’deki ciddi bir kanaldaki spor programında, yorumcular tarafından bahis oynayan futbolcuların isimlerini açıklıyor, “TFF kadar cesaretiniz yok mu?” diyormuş.
Cesareti alkışlayalım da, atladıkları bir gerçek var…
Avrupa’da bugüne kadar bahisten ceza alan futbolcu yok mu?
Elbette var.
İngiltere’de, İtalya’da, Rusya’da bugüne kadar birçok oyuncu bahis yüzünden ağır cezalar aldı.
İngiltere’de; Ivan Toney (8 ay men, 50 bin sterlin), Joey Barton (13 ay men), Daniel Sturridge (4 ay men, 150 bin sterlin), Kieran Tripier (2,5 ay men, 70 bin sterlin), Andros Townsend (1 ay men, 18 bin sterlin), Harry Toffolo (5 ay men, 21 bin sterlin), Wayne Shaw (2 ay, 375 sterlin), Ryan Bowman (3.5 yıl men),Cameron Jerome (para cezası), Kynan Isaac (10 yıl men), Osman Foyo (5 ay men), Tony Kay (Ömür boyu men), Mahmoud El Ali-Persiba Balikpapan (Ömür boyu men) bahis nedeniyle ceza aldı.
Ayrıca İtalya’da Sandro Tioli (10 ay men), Nicolo Fagioli (7 ay men), Rusya’da da Dimitri Zornikov (5 yıl men), Denis Kirilenko (1 yıl men), Vladimir Pisarsky (4 yıl men), Aleksandr Tsiberkin (10 yıl men) bahise bulaşmanın faturasını ödedi.
Bunlar daha birkaç gün önce medyada kocaman manşetlerle yayınlandı.
Görünen o ki; Avrupa futbolunda bugüne kadar bahisten ceza alan oyuncuların toplam sayısı, neredeyse Türkiye’de bir takımda ceza alanlardan daha az. Avrupa işi baştan sıkı tuttuğu için bahis cezası alan oyuncu sayıları, bizdeki gibi sayısal olarak yüzlerle, binlerle ifade edilip, skandal boyutuna ulaşmıyor.
Bunun sebebi elbette; sıkı denetim, ağır para ve men cezaları? Bir de futbol kültürü ve eğitim.
Oysa bizim “cesur TFF” yıllardır kulağının üzerine yattığı için, futbolu bahis manipülasyonlarıyla kirletenler Türkiye’de istedikleri gibi at koşturduğu için, bugüne kadar yapılanlar yapanın yanına kar kaldığı için, bahis skandalı futbolumuzun göbeğine bomba gibi düştü. Yüzlerce hakem ve futbolcu, son 5 yılın incelemesinde bahisçi çıktı. Daha öncesi ise karanlık…
Başkan Hacıosmanoğlu; bu operasyonu Türk Futbolu’nun temizlenmesi için yaptıklarını, başkanından yöneticisine, teknik direktöründen malzemecisine, özellikle de en büyük emekçi taraftarlara kadar, “Sahada tiyatro seyretmek istemiyorum” diyenler için yaptıklarını söylüyor. Bazı kulüpler ve futbolcuların bu işten zarar göreceğini de kabul ediyor…
İşte bu noktada zaten bizim baştan beri söylediğimiz noktaya geliyor.
Evet sayın başkan; dürüstlüğe, adalete, başarıların sahada kazanıldığı temiz futbola elbette sonuna kadar varız. Ama itirazımız, yanlış zamanlama ile kulüplere verdiğiniz zararadır…
Bu konuda birçok kulübün feryadına kulak tıkayamazsınız?
“Biz bu oyunculara para verdik… Takım kurduk… Hedefimiz var. Şimdi ne yapacağız? Bizi mağdur etmeyin” diyorlar. Hatta cezaların önümüzdeki sezon uygulanması önerisini bile ortaya atan var.
Peki; zaten bahis manipülasyonlarıyla en büyük zararı kulüplerin, şimdi belki de kadro erozyonuna uğradıkları için bu sezonu kaybetmesi adil mi? Bu onlar için maddi, manevi yıkım olmayacak mı?
Temiz futbola giden yolda, hiç suçu olmayan kulüpler, bir kez daha zarar mı görecek? Birçoğu zaten ekonomik sancılar çeken onların zararını kim tazmin edecek.
Eğer doğruluktan, dürüstlükten, adaletten ve temiz futbolun erdemlerinden söz ediliyorsa, mağdurun mağduriyetini de gidermek gerek. Aksi halde kurunun yanında yine yaş da yanacak.