Siz hangi konuya kilitlenmiştiniz?

Trump’ın dahice ürettiği İsrail, Filistinli yüzyılın anlaşmasına mı, ‘alın oyalanın’ der gibi önümüze atılan Kanal İstanbul oyununa mı?

Ya da deprem nispeten daha yararlı. Gerçi bal gibi biliyoruz etkisi en fazla bir ay sürecek!

Sonra yeni suni gündemlere odaklanacağız.

Bizler bu ülkenin vatandaşlarıyız.

Bir de ülkenin tırtılları var. Dev tırtıllar!

Onların gündemi asla değişmiyor. ‘Nereden ne kadar rant tırtıklarım’ tırtılları.

İstanbul’u, Ankara’yı hapur hupur yiyen mafyavari derin (!) bakışın epey bir süredir İzmir ve çevresine çöreklendiğinden emin olabilirsiniz.

***

İzmir’de odalar, demokratik kitle örgütleri, sivil toplum güçlü olduğu için belediyeler kanalıyla alınacak rant sınırlı ya da meşakkatli kaldı.

O nedenle, en etkili yöntem Bakanlık eliyle gerçekleştirilen imar düzenlemeleri.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetmiyorsa devreye Kültür ve Turizm Bakanlığı giriyor.

Bilmem ne şirketinin, bilmem ne projesi.

Baksanız bir adayı bile değil, birkaç parseli kapsıyor. Koskoca Bakanlıklar işi gücü bırakıyor, sınırlı alanlar için yeni imar planı hazırlıyor!

***

İzmir’de daha bir ay önce, Bornova semtinde kalan son yeşil alanlardan (o da askeri alan olarak korunduğu için) Hacılarkırı’nda yer alan eski ‘Toplu İşyerleri, Ticaret, Akaryakıt + LPG Servis İstasyonu gibi kullanımlarının dönüştürülmesine yönelik plan değişikliğini İzmir 4. İdare Mahkemesi iptal etti.

Mürekkebi kurumadan bakanlıktan söz konusu alan için yeni revize imar planı geldi.

İşte size ülke gerçeği!

***

Kentin arazi değeri ülke rayiçlerini de geçen bölgesi Urla ve Çeşme. Orası boş bırakılır mı? Mümkün mü?

Mesela, Seferihisar-Urla bölgesinde Bademler Mahallesi’ni kapsayan yaklaşık 565 hektarlık alanda nazım imar planı değişikliği de yargıdan döndü. İzmir 5. İdare Mahkemesi; planın iptaline karar verdi. İTOKENT2, 1000 konutluk Oyak İnşaat gibi büyük projelerin olduğu alanda Bakanlık vakit yitirmeden yeniden plan hazırladı. Ne değişti?

***

Dedik ya tırtıllar durur durmuyor diye.

Çeşme’den Urla Zeytineli’ne kadar olan geniş alan kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi (KTKGB) ilan edildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çeşme ve Urla’da turizm alanlarını genişletmek için Alaçatı-Zeytineli arasında 511 parseli kamulaştırıldı.

‘Acele kamulaştırma’ ile tarım arazisi vasfında kişilerden alınacak araziler, ‘turizm amaçlı bütünsel planlama’nın ardından onlarca kat değer kazanacak!

Planlama 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nu kapsamında özel mülkiyet için de yapılabilirdi ama olur mu, aracılar nasıl milyonlarca lira kazanacak?

***

Çeşme’deki araziler için Suudi Arabistanlı turizm şirketi Albassam Group ile Sumou Holding’in satış için pazarladığı, önceden hazırladıkları katalogda projelerini tanıttıkları öne sürülüyor. Bir de isim bulmuşlar; Çeşme’yi Türkiye’nin Mikanos’u, İbiza'sı yapacaklarmış!

Güler misin, ağlar mısın? İstanbul’u Türkiye’nin Şam’ı yaptılar, yetmedi mi ?

***

Gelişime evet ama planlı, hakkaniyetli, kentin doğasına, dinamiklerine uygun, gelecek kuşakların haklarını gasp etmeyen gelişime EVET.

Ankara Bakanlıklar eliyle bu kadar güçlü gelince, İzmir’in, yerel odaklarının sesinin de güçlü çıkarması gerekiyor. Şunu da ekleyelim.

Tek suçlu Bakanlıklar değil. İlgili belediyeler de kimi zaman göz yumarak, düzenlemeleri el altından yaparak bu suçun sessiz ortakları.

Evet İzmirliler karar sizin.

Hala yeşil kalmış, denize nazır, tarihi, tarımı, turizmiyle muhteşem yarımadanın usulsüz kamulaştırmalar ve plan değişiklikleriyle tahrip olmasını izleyeceksiniz.

Ya da Ankara’ya, ilgili bakanlıklara, ‘One Minute’ diyeceksiniz.

Topyekun mücadele

Yakın geçmişe kadar herşeye karşı çıkarlar gözüyle bakılan TMMOB’a bağlı odalar, çevreci avukatlar bir süredir kent halkının umudu oldu. Onlar bu mücadelelerin bedellerini karşılarına çıkan zorluklarla ödüyorlar. Örneğin oda seçimlerinde oluşan karşı listelerde rant çevrelerinin ayak izlerini görmek zor değil. Avukatlar da usülsüzlüklerin üzerine gitmekte kararlı. Enerjileri çok olsun...

Av. Şehrazat Mercan:

Bu kamulaştırmada, esas yani ‘Kamu Yararı’ yok. Tam bir talan var ortada. Soru işaretleri çok. Ancak bundan sonrasına bakmalıyız. Kamulaştırma davası iptali için tapu sahibi olunması gerekli. Urla Batı Köylerini Koruma Derneği ile harekete geçerek, derli toplu hareket etmeyi sağlayacağız. Orman arazileri için ayrıca bir yol izlenmesi gerekiyor. Geniş katılımlı bir dava hazırlayabiliriz.

Av. Murat Fatih Ülkü:

Ortada acele kamulaştırmayı gerektirecek koşullar yok. Turizm amaçlı bütünsel plan yapmaktan bahsediliyor. Hukukçular olarak bizim bildiğimiz imar planının yapılığı yerde kamulaştırma yapılmaz. Hukuki temel budur. Önce vatandaşların arazileri imarlı arazi haline getirilir. Ciddi bir anayasaya aykırılık durumu var önümüzde. Adalete, hakkaniyete, vicdana aykırı sonuçlar doğar.

Av. İrfan Demirci:

1975 yılında sendikaya kazandırılan İzmir Urla Zeytineli köyü Böğürtlen mevkiindeki 68 dönüm büyüklüğündeki taşınmaza da bu yolla hukuk dışı el koyma girişimine tanıklık ediyoruz. Cumhurbaşkanı’nın Resmi Gazete’de yayımlanan 2054 sayılı kararıyla Urla’daki bu taşınmazın tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına karar verildiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Henüz resmi olarak kamulaştırma kararı tebliğ edilmedi. Ancak sendikanın, köylünün malını tarım arazisi olarak alıp turizm amaçlı plana çevrilmesi oyununa izin vermeyeceğiz.