Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz. İnsanı, insana ancak şiir sevdirir.

Sait Faik

“Şiir bir başkaldırı sanatı, bir direniş, bir soylu karşı çıkış, yaşamın her bir alanına uzanış.

Kökünü aldığı topraklardan fışkırarak evrenin dört bir yanına yayılıştır!”

Yarım asırlık 'Kalem ve Kelam Ustası' Okan Yüksel’in şiir tarifidir! Evet, şairler de bütün sanatların icracılarının yaptığı gibi verili “bir hayatı” üretenlerdir! Muhaliftir bu tarzı benimsemiş şairler. Sina Akyol ne güzel anlatmıştır şu sözleriyle şair ve şiirin muhalif anlayışını; “Öylesine köklü ve erdemli bir muhalefet anlayışına sahiptir ki şiir, kendisini var kılan önemli öğelerden biri olan anlama bile muhalefet edebilir. Şiirin, kendisini var kılan önemli öğelerden biri olan anlama bile muhalefet etmesi, bir ‘üst anlama’ ulaşabilmesi içindir.”

***

“Candemi”, hekim şairlerimizden Can Ceylan’ın son kitabı. Şair-Yazarlar Hidayet Karakuş ve Hülya Deniz Ünal, tanıtımını yazmış. Hidayet Hocam, Can Ceylan’ın dizelerinde yalın ve tutkulu bir dil kullandığını, aykırılıklar taşıyan kurgulara yer verdiğini aktarmış ve eklemiş: “Yergili bir bakış var güncel gerçekliğe. Dizelerindeki göndermelerden, güncelle tarihselin iç içe verilişinden anlıyoruz bunu. Adının hakkını da veriyor, canını koyuyor şiire.”

Ünal da şunları paylaşmış: “Pandemide yitirdiğimiz onca cana can vermek isteyen bir hekim var karşımızda. Onlara mecazen can verecek ve pandemiyi Candemi’ye çevirecek şiirli bir aşı bulmuş. Hınzır ve sevimli. Yaşadığı çağın açmazları karşısında çaresizliğe kapılıp boyun eğmiyor, umutla bakıyor yarınlara.”

***

Şiir ve düz yazıları çeşitli dergilerde yayımlanıyor Can Ceylan’ın. Kendi şiir anlayışını da şöyle değiniyor Ceylan; “Şiir yolculuğuna başlamamda bana yön veren başlıca esin kaynaklarının; farklı coğrafyalarda karşılaştığım insan ve yaşam kültürleri olduğunu söyleyebilirim. Daha sonraki süreçte bu etkileşimin, canlı ve cansız varlıklarda tematik dokuya ışık tutan içsel örgülere ulaşabilme çabasıyla sorgulayıcı bir ivme kazanmaya başladığını gördüm. Bana göre şiir, yaşamın denge ve döngülerini irdeleyen, yerine göre alışılmış algıları altüst edebilme gücünü sergileyebilen, düşün yüklü bir söz işçiliği olarak tanımlanabilir. Ozanın iç çatışma ve çözümlemelerini dile getirme uğraşını, insanın kendisiyle ve gözlemledikleriyle yüzleşmesi ya da hesaplaşması olarak görürüm. Şiirlerimde zaman zaman, güncel konular üzerinden toplumsal sorunlara göndermeler yapmayı da ihmal etmem.”

***

“Candemi”, “Akıl Çelinmeleri”, “Al Buyur Canımdan Yak”, “Ömür Diye Kuşandığımız” ve “Hep Çakıl Koksun Deniz”den sonra beşinci kitabı. 70 şiirini, “Göverik”, “Delilik” ve “L’imbik” bölümleriyle kitabına yerleştirmiş Ceylan. Kitabını da Kovid-19 pandemisinde yaşatma mücadelesi verirken yaşamlarını yitiren sağlık emekçilerine ithaf etmiş!

“Can Ceylan, şiirimizde yeni bir ad olacak. Özgünlüğü dize kurgusunda, yaşama eleştirel, devrimci bakışında yatıyor!..”

Kitaptaki birbirinden şairin “yürek nakışı” şiirlerinden “Pandemi”yi alıntılıyorum yazıma:

“Yaşıyorduk iyi kötü biraz lüküs biraz salaş/ Katardık günlerimize biraz neşe biraz aş/ Minimalist çizgilerde karışırken uçsuzluğa/ Öksürenle aksıranla biz bizeydik sarmaş dolaş

Hayal oldu şimdilerde sevgiliye kavuşmalar/ Kuytularda köşelerde kıkırdayan buluşmalar/ Hesaplı bir gülümseyiş kuşkulu kaçamak bakış/ Yolda gördüğümüz dosta zoraki kuru merhaba

Ya o aklı baştan alan yalın yamaç rüzgarlarla/ Buram buram iniveren esrik çiçek kokuları/

Çocukların gül başında şefkat dolu gezen eller/ O minicik dudakların kondurduğu kelebekler

Ağız burun tam kapalı söylemler yarım yamalak/ Maskelerin arkasında kısıtlı mahsur kaldılar/ Çığır açtı sanal alem günler zehir zemberek/ Şimdilik tutuklu hepsi ikinci bir emre kadar

Bugünler elbet geçecek iyilik hüküm sürecek/ Yaşam denen kalkışmada yumruğu insan vuracak/ Yeter ki hep diri kalsın tomur başak umudumuz/ Bir de erzak dolabında makarnamız bulgurumuz.”