CAHİT SITKI TARANCI 115 YAŞINDA…

Abone Ol

Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

-EN ÜNLÜ ŞİİRİ-

Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Otuz Beş Yaş” şiiriyle başladı yazı...
Bu şiir, Türk edebiyatının kült şiirleri arasındadır.
Cahit Sıtkı denince ilk akla gelen şiiridir.
Kendini inceler, zamanın nasıl değiştiğini görür dizeleriyle.
Gençlik yıllarını anımsar, dostluk ilişkilerini irdeler, -son tahlilde- de ölümü düşünür.
Bu şiiriyle edebiyatseverlerin gönlünde adeta taht kurmuştur şair...

-ÇOK OKUNAN ŞAİR-

Şair Behçet Necatigil şöyle anlatır Tarancı’yı;
“Şiirlerinde, yaşamanın ve aşkın güzelliğini öven, ölümün üstünlüğünü vurgulayan, Türkçeyi bütün tatlılık ve anlatım gücüyle şiire geçiren Cahit Sıtkı Tarancı, döneminin en çok okunan şairlerinden biri olmuştur.
Hiçbir akıma bağlanmadan kendine özgü bir şiir geliştirmiştir.”

-ŞİİR ANLAYIŞI-

Cahit Sıtk da şiir anlayışını, Mart 1951’de Varlık’ta yayımlanan söyleşisinde şu şekilde anlatmıştır;
“İlk yazılarımda biçim zayıflığı vardı; dize titizliği, 'bütün' kaygısı yoktu. Eskiden duymak yeterlidir sanırdım.
Ne kadar aldanıyormuşum!
Bereket versin, sonradan kendimi toparlayabildim: Ömrümde 'Sükût' ile 'Otuz Beş Yaş’ı okuyanlar bu farkı görebilirler.
Edebiyat anlayışı zamanla oluşur.”
Şairin aynı söyleşide en çok kimleri okuduğu, kimlerin etkisinde kaldığı sorusuna verdiği yanıt ise şöyledir;
“Villon’dan, Ronsard’dan başlayarak Superville’e, Pierre Emmanuel’e kadar bütün Fransız şairlerini okudum.
Hepsinden de çok şeyler öğrenmişimdir.
Bu arada özellikle Baudelaire ile Verlaine’e çok şey borçluyumdur;
bu şairler insana kişiliğini bulduran türden, ağabey ve dost şairlerdir; insana kötülük değil iyilik ederler. Bizim şairler arasında da, dikkatli bir şiir okuyucusuna çok şeyler öğretecek olanları vardır. Divan şairlerinden, halk şairlerimizden yararlandığım kadar, Yahya Kemal’den, Haşim’den ve daha yenilerden de yoluma ışık serpmiş olan şiirler hatırlıyorum.
İşini namuslu gören her şair, kendisinden sonra geleceklere kesinlikle bir şeyler öğretir.
Bunun için, genç şairlerin, kendilerinden önce gelmiş olanları dikkatle okumaları çıkarları gereğidir.”
(Otuz Beş Yaş-Can yayınları)
Melih Cevdet Anday da, Cahit Sıtkı’dan söz ederken ‘’insanseverliğinin, sevgi, kardeşlik, iyilik duygularının şiirde kalmayıp hayatının, kişiliğinin göze çarpan özellikleri” olduğunu anlatır.
Tarancı 'nın bu özellikleri de, içki masasında çıkarmış büsbütün…

-CUMHURİYET DÖNEMİ ŞAİRİ-

Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en önemli şairlerindendir Cahit Sıtkı.
Genelde şiirlerinden ölüm, umutsuzluk ve karamsar duyguları işler.
"Yaş Otuz Beş", "Memleket İsterim" ve “Abbas”
denildiğinde usa gelendir hemen!
Adıyla müsemma, özleşendir “Otuz Beş Yaş” şiiri.
Muhtemelen bu yaşta yazdı ama 46 yaşında da
aramızdan ayrıldı...

-DANTE’YE GÖNDERME-

Bu şiirinde otuz beş yaşı, “yaşamın yarısı” olarak tanımlıyor ozan “Dante gibi ortasındayız ömrün” ile.
Ataol Behramoğlu Usta, “Şiir Hayatın Neresinde?” kitabında Cahit Sıtkı’nın Dante’ye “göndermede”
bulunduğunu ifade etmiş, şunları yazmıştır
(Tekin Yayınevi S.42):
“Dante’nin dev yapıtı ‘İlahi Komedya’, anlatıcının (şairin kendisinin), yaşam yolunun tam ortasında kendini karanlık bir ortamda bulduğunu dile getiren dizelerle açılır.
Tarih 1300, Dante 35 yaşındadır!
Yine de büyük İtalyan şairinin bu tarihi neden
ömrün yarısı saydığını anlayabilmiş değilim.”

-ÇAĞDAŞ OZANDIR-

Çağdaş ozanlarımızın başında gelir Cahit Sıtkı Tarancı.
Türkçe ile iyi dosttur, ustalıkla dilimizi kullanmıştır.
Cahit Sıtkı Tarancı demek “şiiri dil, dili şiirdir” demektir.
Şiirleri, ölüm temalıdır. Bu temaya çok yer verenlerdendir.
O yüzden de “Ölüm Şairi” olarak isimlendirilir.
Belki bu da yaşama duyduğu bitimsiz sadakat duygusudur!
Kimbilir?

-ORHAN VELİ’YLE DOSTLUĞU-

Cahit Sıtkı ve Orhan Veli ile çok sıkı dosttur.
Günleri hep beraber geçerdi…
Orhan Veli’yi genç yaşta kaybettiğinde
ona şu dizesiyle seslenmiştir:
“Orhan gibi vaktinde gitmek varken/ Değer mi oyalanmana”
Ziya Osman Saba da bu ikilinin çok yakınındadır.
Saba da Cahit Sıtkı öldüğünde
duygularının şöyle dillendirmiştir eskimeyen dostuna:
“Cahit bu, dayanamadı, boynuma atıldı/
gözyaşlarını duydum yüzümde bir ara/
o düşümde ağladı/bense uyandıktan sonra...”

-HEP GENÇ KALACAK-

4 Ekim 1910’da Diyarbakır’da doğdu Tarancı.
Yaşasaydı 115 yaşta olacaktı bugün!
Behramoğlu’nun tespitiyle sonlandıralım yazıyı:
“Ölümünün üzerinden yarım yüzyıldan
fazla zaman geçmiş olmasına karşın şiiri
aynı insanca içtenlik ve tazeliği korumaktaysa,
bu yaşam sona ermiş sayılamaz!”
Cahit Sıtkı ve şiiri hep genç kalacak!

MEMLEKET İSTERİM

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun

Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun

Memleket isterim
Ne zengin ne fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun

Memleket isterim,
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.

ABBAS

Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye.
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana.
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.