Geleceğimizi belirleyecek gençleri önündeki ay zorlu lise ve üniversite sınavları bekliyor. Günümüzde her sektörde robotların, çeşitli alanlarda yapay zekanın yönetim kademelerinde görev yaptığı, nano teknolojinin uzay teknolojisi ile birlikte yeni dünyalar yaratma uğraşı verdiği dönemin temelinde kendini 'İYİ' yetiştiren 'İNSAN' olduğu unutulmamalıdır. İyi ve nitelikli insan olmanın yolu öğrenim ve araştırmadan geçer. Cumhuriyet'in kuruluş aşamasında kadroları oluşturacak dört önemli kurum vardı. Hukuk Fakültesi, Tıbbiye, Harbiye, Mülkiye, Adalet, Tıp, Savunma, Dış politika ve iç güvenliği sağlayacak İç İşleri Bakanlığı'nın kadrolarını oluşturdular. 1930'lü yıllarda Nazi Almanyasından kaçan bilim adamlarının öncülüğünde Atatürk'ün desteği ile sosyal yapıyı yönlendirecek DTCF, Halkalı da bulunan Ziraat Okulu Türk tarımının ekonomide etkin olabilmesi için Ziraat Fakültesi kuruldu. Bunların özelliği yalnızca öğrenci mezun etmek değil, araştırmacı, kaliteli, bulundukları konumu ülkeye katkı verecek 'İYİ' insanı 'ÖZGÜR' bir ortamda yetiştirmesidir. Nitekim böyle bir ortamda yetişen Türk gençlerinin küresel bazda ne yapabileceklerini en son Kovit aşısının bulunmasında gördük.

Üniversite açmak o kadar önemli değildir. Önemli olan buralarda yetişecek gençleri yetiştirecek akademisyenleri yetiştirmek, onların özgür bir ortamda çalışmalarını sağlamaktır. Üniversitelerin itibarı uluslararası kabul ve saygı gören markalaşmış nitelikli öğretim kadroları ve bunların bilimsel üretimleridir. Üniversitelerin topluma ve insanlığa katkısı olması için bazı kriterler gerekiyor. Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı, bunlara ayrılan zaman, öğretim üyelerine branşlarında yurt dışındaki gelişmeleri izlemesi için verilen maddi destek, öğretim üyelerinin aldığı mukayeseli ücret,kişisel gelişimleri için ayrılan bütçe, öğrenci memnuniyet endeksi, öğrenci şikayetlerinin çözümleme oranı, öğrenim süresince derslerden bağımsız sağlanan 'nitelikli' sosyal ve kültürel ortamlar, mezunlar derneğinin üniversitenin kalitesi için yaptığı çalışmalarla ilgili performansları, öğrencilerin yönetime katıldığı özerk üniversite. Bu kriterler kurumun dünya üniversiteleri arasında ki sıralamasını belirler. Yeni kurulan dünya düzeninde işsiz üniversiteliler değil, etkin, üretken, yönlendirici sorgulayıcı gençleri yetiştirmek gerekiyor. Türkiye'nin bekasından her vesile ile bahsedenler 'BEKA' nın burada olduğunu görmelidirler. Gençler, şunu unutmayın. Siz üniversitenin gerçek sahibisiniz. Siz olmadığınız zaman ortada ne rektör ne dekan ne de mekan kalır. Üniversitene sahip çık çağı yakala.