İzmir Ticaret Borsası dört yıldır fotoğraf yarışması düzenliyor. Bu yıl yarışmaya 829 eser katıldı... Çok güzel fotoğraflar vardı. Oturduğum yerden fikir yürütmüş değilim jüri üyesiydim oradan biliyorum. Sadece fotoğrafların güzelliği değil, fotoğrafta yer alan insanlar da beni çok etkiledi.

Konu gereği hayvanlarla doğayla iç içe insanlardı...

Bilirsiniz Nazım Hikmet,  “Bana mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” dizelerinin yer aldığı efsane şiirinde mutluluğun resmedilemeyeceğini vurgulamak istiyordu.

Belki mutluluk tam olarak fotoğraflanamayabilir...

Ama gördük ki, doğayla hayvanlarla iç içe olan insanlar mutlu... Bu fotoğraflara da yansıyor.

Hindilerin arasındaki çocukların gözlerinin parlayışı, yaşlı karı kocanın hayvanların içindeki yüz ifadesi, çocukların kuzuları sevmeleri... Hepsi ama hepsi mutluluğu çağrıştırıyordu. Hayvanları otlatan çoban dağbaşında tek başınaydı ama hiç de yalnız gözükmüyordu.

Milyonluk şehirlerde kalabalıklar arasında ondan daha yalnız çok kişiye rastlayabilirsiniz.

Bence doğa, hayvanlar, insana huzur ve mutluluk veriyor.

Mutsuz bir ortam yaratmak istiyorsanız insanları insanla bırakın yeter...

Sonuçta mutluluğun fotoğrafı yoktu ama fotoğraflarda mutlu insanlar vardı.

Bir konu daha var...

Van, Konya, Bingöl, Ankara, Bursa, Gümüşhane, İstanbul, Amasya, Antakya, Giresun, Antalya, Kocaeli...

Bu illeri laf olsun diye yazmış değilim. Hepsi ödül alan yarışmacıların memleketi…  

Ha bu arada İzmir ve Ege'den katılım az, zaten dereceye giren de olmadı. E tabi fotoğraf için hayvanları takip edeceksin, Doğru zamanı, doğru ışığı yakalayacaksın, sonra deklanşöre basacaksın... Bunlar zor işler.

Neyse konuyu dağıtmayayım.

Son zamanlarda “Büyük fotoğrafı görmek lazım” lafı çok söyleniyor. Ben büyük fotoğrafta, Türkiye'nin her yerinde yetenekli fotoğrafçıların olduğunu gördüm... Emek vermekten kaçmıyorlar... Yetenekliler ve yarışmaya girecek kadar kendilerine güvenleri var.

Yeter ki önleri açılsın, yeter ki şans verilsin...