Profesyonel futbol liglerimizde sezonun yarısını geride bıraktık. Şüphesiz, haline en fazla şaşırdığımız kulüp, Süper Ligde, ilk yarıyı düşme potasında kapayan Fenerbahçe… Bu halde olmalarının başlıca sebebi yanlış transferler ve takımı teknik adam dışında başka bir yabancıya bırakmaları bence… Ki bu hatayı aynı kulüp geçmişte de yapmıştı. Hatırlayalım; Giuliano Terraneo… Bu isim sportif direktör olarak görevlendirilmiş ama maya tutmamıştı. Şimdi de aynı sistemin başında Damien Comolli var. Sadece isimler değişik, sistem aynı… Bu sistemin adı aslında genel menajerlik. Avrupa’daki hemen her takım bu şekilde yönetiliyor. Özellikle İngiltere’deki kulüpler… Ancak ülkemizdeki hava şartlarından mıdır, nedir, bu usul bize yaramıyor. Yaramadığı gibi, dünya kadar paramız da dışarılara savrulup, gidiyor. Başarısız sonuçlar da cabası…
Büyük kulüpler büyük hedefler uğruna büyük paralar harcıyorlar. Büyük kulüplerin büyük hedeflerine diyeceğim bir şey yok. Ama konu, büyük paraya gelince…
Ayrıca, harcananlar sadece yönetim görevini üstlenenin cebinden çıkan değil ki! Kulüplerin de öz kaynakları var. Kira gelirleri, transfer gelirleri, store adını verdikleri tekstil ya da hediyelik satışını yaptıkları market gelirleri, marka gelirleri, stat veya bilet gelirleri, yayın gelirleri…
Bu kadar çok girdi kalemi içerisinde hala sıkıntı yaşıyorlar büyükler… Neden? Ayaklarını yorganlarına göre uzatmadıkları için… Geçen hafta kaleme almıştım bütçe konusunu… Genel bütçeye biraz değinmiştim. Bakanlığın bütçesini eleştirmiş, cari transfer kalemlerinin yanlış adreslere gitmemesini temenni etmiştim. Kulüp bütçelerine devam edersek, küçük ölçekli kulüplere yani gelirleri az olan kulüplere diyeceğim yok. Zaten paralarına göre alt liglerdeler. Ama büyük kulüplerin bütçe yönetimleri içler acısı…
Sonuçlar da ortada zaten; sportif anlamda başarılı olanların da olmayanların da deve yükü borcu var! Borçsuzluk, öz kaynakları doğru yönetmekten geçiyor. Bu anlamda geçtiğimiz gün doğum gününü kutlayan Altınordu Kulübü, tekrar tekrar masaya yatırılmalı. Sadece sporcu ya da yönetici, hatta teknik adam yetiştiricilikleri anlamında değil yani…
Altınordu kulübünün, izlediğimiz bu ilk yarı performansına, borç yaparak üç süper futbolcu monte etsek, açık ara şampiyon olur mu? Bence olur. Ama önümüzdeki yılın şartları ve eklenen borcu da düşünürseniz… Gelecek ne kadar parlak olur?
Geleceği doğru planladığımız günler görmek dileği tüm okurlarımızın yeni yılını kutluyorum.