"Mekteb-i Sultanili" yani Galatasaray Liseli’ydi Fikret Kızılok. O yıllarda çok iyi akerdeon ve gitar çalardı. Müziğe teşvik edenler liseden abileri Barış Manço ve Timur Selçuk’tu. 18’indeyken sahneye çıkıyordu gitarıyla... Çok iyi saz çaldığını da ekleyelim. Sonra Diş Hekimliği Fakültesi yılları. Müzik onun için yaşam kaynağıydı. İlk solo plağını doldurduğunda keyfine diyecek yoktu.

***

Can dostlarından birisi de 4 yıl önce kaybettiğimiz 'Son Mohikan' lakaplı gazeteci Arda Uskan’dı. Aralarındaki dostluğa imrenenlere, İtalyan şair Pietro Aretino’nun şu sözünü
anımsatırdı; “Cimrilerin paralarını esirgedikleri gibi esirgerim dostlarımı. Çünkü dostluktan yücesi yoktur!’’
Anadolu Folk’a merakını bilen Uskan bir gün ona Sivas’a Aşık Veysel’e gitmeyi önerdi. Gittiler, Veysel‘den büyük yakınlık gördüler. Sık sık komşu kapısına çevirdiler Veysel’in köyü Sivrialan’ı. “Uzun İnce Bir Yoldayım’’, “Yumma Gözün Kör Gibi’’, Karacaoğlan’dan da “Güzel ne Güzel Olmuşsun’’; daha çok ünlendi Fikret Kızılok’la. Bir Anadolu turnesinde bir kamyon şoförü onu Urfa civarında donmaktan son anda kurtardı. “Emmo gelmiş/Gurbet illerde/ Emmo sever olmuş/ Gül yüzü solmuş/ Oy ninem oy!’’ diye başlayan “Emmo’’yu, kaza sonrası kendisini kurtaran kamyoncuya ithaf etmiştir.

***

Aşık Veysel’in ölümü onu kahretmiş, acısını da “Ustam öldü, toprak oldu. Ustamın parmaklarına değen bu sazın da toprak olması gerekir”le dillendirmişti (Dostları sazını da kırdığını söylerler)

“Gün Ola Devran Döne’’, ‘’Vurulmuşum’’, “Anadolu’yum’’, “Kara Tren’’, “Gözlerinden Bellidir’’, “Köroğlu Dağları Geçit Vermiyor’’, “Haberin var mı?’’ besteleri, hit yapıtları oldu süreçte. Ardından Bülent Ortaçgil’le çalışmaya başladı. Üretmekten azla vazgeçmez yapıdaydı!
“Gecenin Üçünde’’ ve “Bu Kalp Seni Unutur Mu?’’ ortaklığın eseriydi!
“Bu kalp seni unutur mu?’’ günümüzde de dillerden düşmez! Toplumcu içerikli siyasi mesajlar veren bestelere de imza attı. “Süleyman Hep Başbakan’’, “Kırkbir kere maşallah
141-141 olur’’ buna örnektir. Devrimciliğini şöyle savunurdu; “Soldan doğdum, soldan uyandım, solda oturdum, insan olmanın haysiyetini solda buldum, hep solcu oldum hep solcu kalacağım!’’

***

Yaşamının son yıllarını Bodrum’da “Eylül’’ isimli teknesinde geçirdi.Bir kalp ameliyatı geçirecekti. 23 yıl önceki operasyon öncesi “Kalbim, neden olmazlarda/ Neden hep çıkmaz sokaklarda/ Kalbim.. Kalbim..Kalbim../ Dayanmak artık kolay değil/ Bırakacak gibisin yarı yolda kalbim/ Sevdin olmadı/ Bir dünya istedin kardeşçe,olamadı/ Dayanmak artık kolay değil/ Bırakacak gibisin yarıyolda kalbim…’’ dizelerini yazdı.
17 yıl önce tam bugün kalbine yenildi!

***

Emel Gülcan ondan şöyle bahseder; “Modern Zamanların Ozanı Kızılok’u dinlemek,
terapi gibiydi. ‘Zaman Zaman’, ‘Gecenin Tam Üçünde’ aklımıza düşerdi. Kadife sesiyle arınırdık. Bazen ‘Tek Başına’, ‘Uyku Kardeşim’iz oluverirdi. ‘Yeter ki’ istesindi, ‘İki Parça Can’ımız olsa, biri hemen onundu. Yıllar öncesi çok sevdiği teknesine atlayıp uzaklaştı buralardan. Biz de ardından ‘Bu Kalp Seni Unutur Mu?’ diyerek bakakaldık.’’ Aynen öyle, bakakaldık!
Ustası Aşık Veysel’le analım Fikret Kızılok’u; “Can kafeste durmaz uçar/Dünya bir han, konan göçer/Ay dolanır yıllar geçer/Dostlar beni hatırlasın’’
Hep hatırlayacağız; bu kalp-ler seni unutur mu?