Sözleri Sezen Aksu'ya ait, öncesinde Zülfü Livaneli, sonrasında Mehmet Erdem söyledi. Hepimizin diline pelesenk oldu...
“Şikayetim var cümle yasaktan
Dillerimi hakim bey bağlasan durmaz
Gelsin jandarma polis karakoldan
Fikrim firarda mapusa sığmaz eyvah...”
Türk medyasının bugünkü durumu hemen hemen bu.
Basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı, ifade özgürlüğü anayasamıza göre teminat altında...
Taaa 109 yıl önce, “Kahrolsun istibdat yaşasın hürriyet...” sloganlarıyla basının üzerindeki devlet baskısının ve sansürün kaldırılmasını bayram yapmışız kendimize...
Mehmet Erdem ne güzel söylüyor...
“Gün olur yerle yeksan olurum
Gün olur şahım devri devranda
Kanun üstüne kanun yapsalar
Söz uçar yazı iki cihanda eyvah...”
Bayram yapmışız ama kağıt üzerinde kalmış. Her dönem gazeteciler acı çekmiş, bedel ödemiş. Kalemini satmayan, el etek öpmeyen, gazeteciler ya sürgün edilmiş, ya hapsedilmiş, ya da öldürülmüş.
Bugün 160 gazeteci tutuklu, binlerce meslektaşımız işsiz.
Ve gazetecilik yapmak her geçen gün zorlaşıyor.
Gazetecilik yapılacak mecra daralıyor.
Ana akım medya büyük oranda teslim olmuş durumda.
Gazeteler, şirketlerin, belediyelerin arka bahçesi olmuş, bülten kıvamında çıkıyor.
Haber kovalayan muhabir gazetesinden kovuluyor, inşaat şirketlerinin rantına dokunan hapse atılıyor.
Yerel medyanın halini ise hiç sormayın.
Siyasi baskıların yanı sıra mali sıkıntılar.
Gittikçe daralan istihdam.
Arka arkaya kapanan TV'ler, gazeteler...
İşten çıkartılan meslektaşlarımız...
Yargılanan meslektaşlarımız...
Gökmen Ulu Silivri'de, Ahmet Şık Çağlayan'da tarihe not düşüyorlar.
Belki esir alındılar ama bilin ki asla teslim olmadılar.
Mesleğin namusu ve onurunu özgürlükleri pahasına korudular.
Gazeteci bilir ki doğruyu söyleyeni 9 köyden kovarlar.
9 Eylül Gazetesi ise bizim 10. köyümüzdür.
Ve 10. köyde doğruları yazmak, Gökmen Ulu'ya, Ahmet Şık'a, bu ülke ve bu meslek için canlarını vermiş, özgürlüklerini feda etmiş tüm meslektaşlarımıza boynumuzun borcudur.
Gazetemiz bugün 5. yaşını dolduruyor.
Ömrümüz olduğu sürece doğruları yazmaya, mesleğin onurunu korumaya, meslektaşlarımızla dayanışmaya devam edeceğiz.
Daha aydınlık, daha özgür bir Türkiye'de kucaklaşmak dileğiyle...