Karşıyaka'nın PTT 1.Lig'e veda ettiği 2015-2016 sezonundan itibaren forma giyen bir grup oyuncu var kadrosunda. Ucundan gördükleri iyi günler ve genelde içinden çıkılamayan kötü günler oldu. Ama düştükleri o andan itibaren, “Haydi bu kadro üst ligi gördü bu sefer iş yapar” dedik. “Ha gayret arslanlar geçen sene olmadı kesin şampiyonluk gelecek” dedik, yine rezil olduk. Ama mesele bizim rezil olmamız değil, Karşıyaka'nın hızla aşağıya doğru düştüğü durum. “Paralıyım diye gelip ortadan kaybolanlar...”, “Param yok havam var, çözerim” diyerek bataklığa sürükleyenler. Yönetimdi, futbolcuydu derken bugünlere gelindi.
Türk futbolunun kilometre taşı Karşıyaka 3. Lig'de...
Bunun bir altı yıllarca efsaneleri yutan çukur... Bölgesel Amatör Lig...
Şimdi PTT 1.Lig'den bu döneme kadar kadroda bulunan arkadaşlara soruyorum: “Parayı aldığınız zaman oldu, alamadığınız zaman oldu. İyi niyetle mücadele etmenize rağmen yetmedi. Kendinizi bu kulübe borçlu hissediyor musunuz? Artık lig olarak yolun sonu. Siz şampiyon olun, Karşıyaka sizi paraya boğar. Mesele tek yürek olup savaşmakta... Savaşırken sonuç almakta.”
Taraftara soruyorum: “Bu zamana kadar gidemediğiniz maçlardan dolayı kendinizi suçlu hissediyor musunuz?” Bir eksik kişi, bir eksik ses takım için büyük kayıp.”
Şimdi elini taşın altına koyan yönetim var. Van maçındaki birlik beraberlik kötü günlerin birbirinize sarılıp atlatılacağının işaretidir. Karşıyaka ruhu bunu gerektirir. İçerideki ilk maçta herkes bu çocuklara, onlara ağabeylik yapan diğer futbolculara sahip çıkmalı. Yeşil kırmızılı tek yumruğun ne kadar güçlü olduğu rakibe gösterilmeli.
Haa bu arada ben... Zora düşen bir temsilcimiz için gidemediğim maçlardan ve yazamadığım yazılardan dolayı kendimi borçlu hissediyorum. Destek bekleyen bir takımımıza el vermek boynumuzun borcudur. Karşıyaka geri dönecek... Hem de daha güçlü...