Türk sinemasının, üzerinden kırk yıl geçmiş filmlerini izlerken dahi, katıla katıla hala gülebildiğimiz rahmetli Kemal Sunal’ın bir filmini anımsatarak bu haftaya başlıyorum. Yönetmenliğini Natuk Baytan’ın, senaristliğini ise Erdoğan Tünaş’ın üstlendiği “Korkusuz Korkak” adlı sinema filmini büyük usta Kemal Sunal 1979 yılında çekmişti. Filmde, maddi olarak çok da parlak bir hayatı yaşamayan ancak dürüst olan yurdum insanını “Mülayim” adında canlandırır büyük usta… Bir yanlış anlaşılmadan dolayı hayatının altı ay gibi kısa bir zamanda sonlanacağını öğrenen Mülayim, artık hiçbir şeyden korkmaz olmuştur ve hatta mahallesine bırakılan bir bomba ile oyuncak gibi oynayıp, bir kenara attığından ötürü, artık “Bombacı” Mülayim’dir ve hiçbir şeyden gerçekten de korkmaz Bombacı…

Bir de sizlere top mermisi ile futbol topu veya oyunu arasındaki enteresanlığı anlatayım kısaca… Barutun keşfedilmesi ile sıcak savaşlarda kullanılan top bataryaları, koca koca topları düşmanın üzerine fırlatırken, “toplama” değil de “bombalama” sözcüğünü kullanırız. Düşmanın yok edilmesi, bataryalardan çıkan topların süratine ve hedefi bulup, bulamadığına bağlıdır. Futbol oyununda ise top bataryası futbolcudur ve aynı şekilde topun sürati ve hedefi bulması istenir kaleye çekilen her şutta... Ancak savaştaki gibi “bombalama” kelimesini pek kullanmayız bu halde…

Gelelim günümüze ve İzmir’imize…

Bizim Bombacımız, 1943 yılında İzmir’e merhaba demişti bebek gözleri ile… Sonra da, 1958 yılında sırtına geçirdiği sarı kırmızılı Göztepe formasını, 1972 yılına kadar terletecek ve bir bazukadan ya da top mermisi atan bir bataryadan çıkan bomba gibi şutları, O’na “Bombacı” lakabını, söz yerindeyse isminin başına kazıyacaktı. Rahmetle andığımız büyük usta Kemal Sunal’ın hayat verdiği Mülayim Sert’ten çok daha önce, bombalarla oynayan Bombacı olarak değil, toplarla büyük bir beceri ile oynayan ve onları rakip kalelere bomba gibi gönderen Bombacı olarak bütün yurt tanıyacaktı Bombacı Halil Kiraz’ı...

Bombacı Halil Kiraz, her savaşçı futbolcuya nasip olamayacak “bombacı” lakabını, hem oynadığı futbolla hem de oyununun içerisindeki hedefini bulan, mermi gibi şutlarıyla almıştı. Bir keresinde de attığı penaltı ile kalenin ardına bağlı olan ağları, bahsini ettiğimiz bombalarından biri ile param parça etmiş, sonraları bu enstantaneyi anlatırken “yaradana sığındım, vurdum” demişti.

Maalesef bu hafta içerisinde, 18 Ağustos 2020 akşamı, Göztepe ve milli takımımız için var olmuş Bombacı Halil Kiraz’ı kaybettik. Ağları yırtarken sığındığı yaradanına son defa sığınırken, bu kez bombayı kalbimizin tam ortasına nazikçe bırakıp, aramızdan ayrılıyordu.

Nurlarda uyu Bombacı… Türk futbolu ve özellikle İzmir seni asla unutmayacak...

Bombacı Halil Kiraz’ın anısına…

Halil’im

“Sararmaya yüz tutmuş çimenlerdi pabuçlarının altında

Her adımında yeşeren ve dirileşen

Tezahürat ve onurdaşlarının çığlıklarıydı

Yeşile yankısı bir şimşek gibi vuran

Hareketli bir top bataryasıydı

Ve Halil’imi tutabilene aşk olsundu

Ve yüreğinden hedefine

Varıp giden bombasını…”

İbrahim Aktaş, Ağustos, 2020