Bizim gözler mi şaşı? Yoksa başka bir ülkenin, batı yakasında mı yaşıyoruz? Alsancak boşalıyor… Bornova merkez, Buca, Karşıyaka çarşı kan ağlıyor… Kemeraltı esnafı şaşkın. Kuru kalabalık dahi yarıya inmiş… Dükkanlar “Satılık”, “Kiralık” “Devren” ilanlarıyla donanmış… Lokantacıyla konuştum… “Bittim” diyor. “Açtım dükkanı, gelen giden yok. Öğlen yetişemiyordum. Şimdi döküyorum” Bir başka kafeteryacı ile konuştum; “15 gündür açığım. Bir 15 daha çıkmaz” diyor… Taksici, dolmuşçu, Kemeraltı esnafı ağlıyor. AVM’ciler ağlıyor AVM’ciler… Evden çalışanlar, hala evden çalışıyor… Cirolardaki kayıp oranı yüzde 70-80. Tatil turizmi yörelerinde, dükkanlar, oteller, eğlence yerleri açamıyor. Açanlar sinek avlıyor, Allah'a dua ediyor… Sanki başka dünyadayız, Cumhurbaşkanı şöyle diyor: “Ekonomide toparlanma sinyalleri oldukça iyi geliyor”

Gelmiyor … Aksine büyük bir resesyon ve ekonomik kriz geliyor. Ve hatta fidan başını yeni yeni gösteriyor. Esnaf çok zor durumda, KOBİ, küçük ticaret haneler çok zor durumda.

1 Haziran’da açan bütün dükkanlar hayal kırıklığı yaşıyor. Kahveciler Odası; “Esnafın yüzde 25’i geri kapattı dükkanını” diyor… Üç aydır verilen “Kısa çalışma ödeneği”nin bu ay kalkacağı da söyleniyor. Bunu başarırsak (!) esnafın, KOBİ'nin, ruhuna tam “El-fatiha” olacak. Bekleyin ardı ardına işçi çıkarmaları, daralmalar, küçülmeler gelecek.

Ekonominin sinyali falan yok, sokaktaki ses de hiç iyi gelmiyor… Bunları söyleyen de vatan haini oluyor… Asıl kaygısını söylemeyen, gerçeği görüp de susan vatan hainidir. O ses hiç iyi gelmiyor hiç…

….

Pandeminin bırakacağı en büyük iz ekonomide olacak. Bizim ekonomik nefes, 3 ay bile sürmediğinden, ölümüne sokağa çıkış izni veriliyor. Nerden geliyor o güzel ses, duyamadım… Sokaklar 2001-2002 ya da 2007-2008 krizinden beter, kan ağlıyor. Küresel finans sistemi çökerken, bize o ses nasıl böyle güzel geliyor? Jim Rickards diye bir adam var.

Kuramcı, yazar, 40 yıllık siyaset danışmanı, FED, Pentagon, CİA falan ne ararsan var adamda. Bütün ekonomik ön görüleri tutan bu adam, 2018’in Şubat ayında “Gelecek küresel borç krizi Türkiye’den başlayacak” diye uyarıyor; Yaşadığımız küresel finans sisteminin de 5 aşamada çökeceğini işaret ediyor.

1-İşsizlik

2-İflaslar

3-Kredilerin geri ödenememesi ve banka iflasları

4-Gıda kıtlığı ve sonuç olarak sosyal patlama

5-Sıkıyönetim ya da askeri güçlerin yönetimlerle el koyması.

….

Anlaşılacağı üzere sırada 3-4-5. Maddeler var… Dünyanın aklı başında ülkeleri, önlemlerini almaya çalışırken, hangi hayal dünyasından geliyor o sesler? Hangi yöne bakıyoruz da biz göremiyoruz… Ne bileyim; Bizim gözler mi şaşı? Yoksa başka dünyada mı yaşıyoruz…

***

Topaç

Barolar sokağa attı kendini… Yürüye yürüye Ankara’ya gitmeye çalışıyorlar. O arada Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, televizyonda bir yere konuk. Ama bir parazit geliyor kulağıma… Küçükken hiç topaçla oynadınız mı? Hani ipi hızla bırakıp yere çarptığınızda,

Fırıl fırıl dönen topaç… Hah işte o topaç… Hah işte o topaçın dönerken çıkardığı ses…

Allah Allah… Dur be topaç… Dur fırıldama, dinleyeyim diyorum… Belki de bir şizofrenin başındayım… Aslan gibi adam konuşuyorb Ben bir topaç görüyorum, fırıl fırıl dönüyor…

Dur ben bir ilacımı alayım…

***

Yeni dünya silahı

Bu Kovit-19 meselesinin sıradan olmadığını, yine dünya savaşlarının bu araçlarla çıkarılacağını unutmayalım. Bu konulara meraklılar için bilgi vereyim. 2018 yılında İngiltere’nin Salisbury kentinde bir olay yaşandı. Eski bir Rus ajanı, yıllar içinde dönüşüm geçirip, MI6 (İngilizlerin istihbarat örgütü) ne de hizmet vermeye başlıyor. Yani çift taraflı ajan oluyor. Kızıyla birlikte bir parkta bankta otururken, sinir gazı saldırısına maruz kalıyor ve sonucunda ölüyorlar… Pandeminin bir eşi önlemlere rağmen, ölümler oluyor Salisbury’de.

Bırakılan maddenin etkisinin 50 yıl süreceği çıkıyor ortaya… Rusya ile İngiltere hükümeti karşı karşıya geliyorlar, siyasi kriz çıkıyor. Saldırıyı gerçekleştirdiği öne sürülen iki Rus ajanı hava limanında yakalanıyor, “Olay yerinden tesadüfen geçiyorduk, biz turistiz” deyip yırtıyorlar. Bunun filmleri de yapıldı. Araştırmak isteyen öğrenebilir. Sonuç olarak bundan sonra topla tüfekle değil dünya savaşları… Tam da bu ve benzeri pandemiler ve kimyasal saldırılar ile…

***

Ee biz ne dedik?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kameraları çağırdı. Gazetecileri de tabii… Nüfus kağıdı örneğinin üzerindeki “Chip”i gösterdi. “Bundan böyle, ehliyet göstermeyin, bir de kredi kartı koyacağız buna” dedi. Yani? Yani “Çipleniyorsunuz” dedi…

Eee aylar önce biz ne dedik? “Chip”lenme meselesi, üst akılın oyunudur dedik. “Chip”leyecekler dedik… Bakınız bu “Chip”ler 5-10 yıla deri altına girecek dedik. Cinsiyetsiz, aseksüel, tek tip insan modeli yaratılacak dedik… Hatta tek dünya devleti, tek para birimi kredi sistemi dedik. Eeee, Biz ne dedik ?

Gereksiz bilgi; İnsan elinde en yavaş uzayan tırnak baş parmakta ve en hızlı uzayan ise orta parmakta bulunmaktadır

Gerekli bilgi; Arılar doğanın dengesinde önemi büyük rol oynarlar. Özellikle ürettikleri bal, önemli besin kaynakları arasındadır. Arılar yarım kilo bal yapabilmek için iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadır.

***

Deli ziya; “Mutluluğun formülünü buldum…Hafıza kaybı”