Biz daha televizyonların paralı olmasına alışamadık…

Onlar, elektronik harikası telefonlara doğdular…

Biz, daha faturada yazan “Okuma bedeli” denen şeyi hazmedemedik…

Onlar, süper hızlı bağlantılarla, dünyadaki yaşıtlarıyla İngilizce şakırdatır oldular…

Biz, rüzgarda antenin yerinden oynamasını dert etmeyi bırakamamışken, onlar, Smart TV, IP TV'lerin içinde yoğruldular…

Biz daha yan hakeme “Yuh ulan” demeye doyamamışken, onlar, “VAR” denen teknoloji yüzünden gole sevinmeyi unuttular..

Biz, hala gazetenin matbaa, mürekkep kokusuna doyamamışken,

Onlar, internet gazetelerini eskittiler…

Biz, seçimin parmak boyasız olmasına alışamamışken daha, onlar “Hırsızlık orada değil, son bilgisayarda oluyor” demeyi içlerine sindirdiler…

Onlar kim?

Evlatlarımız onlar…

Ve onlar, 40 gün sonra oy kullanacaklar…

Babalarına, annelerine sormayı bıraktılar…

Artık kendi kararlarını, kendi çağlarına göre, yeni karakterlerine göre alacaklar.

Teknolojiyi ele geçiren yeni nesil, eski, köhne, dededen duyduğunu toruna satan siyasetçiyi anlamıyor…

Seçime 40 gün var…

Teknolojiyi, yapay zekayı, robot teknolojisini, 3G, 4G, 5G’yi yalamış yutmuş yeni nesil, biz eski ebeveynlerden fırça yiyor…

“Gözün çıkacak çocuk şu telefona bakmaktan” deniyor…

Genç nesil kafasını kaldırıp sağa sola baktığında; Milattan sonra 2019'da, devletin patlıcan satmaya çalışmasını, ekonomi zaferi olarak anlatmasını anlayamıyor…

Kendini uzaylı zannediyor…

Milattan sonra 2019’da geleceğin gerçek sahipleri; “İzmir güzel el kız isteriz alacağız” ı “İzmir uyuyan güzel bir öpsem de kalksa” önermesini hiç mi hiç anlamıyor…

Bu genç nesil; adaylığı açıklandıktan sonra göbek atan, Sulukule dansözüne taş çıkaran “Müstakbel başkan amcası”na aval aval bakıyor.

Sebebini aklına yerleştiremiyor…

Belgesel filmlerin ceza olarak yayınlandığı televizyonda, “Patates mi satsak soğan mı satsak” diyen yalamalar yerine oyuna gömülmeyi tercih ediyor.

“Gömüldün yine telefona” dediğin genç nesil; kafasını kaldırıyor; “Bunlar deli her halde “ diyor… Tekrar telefonuna ya da bilgisayarına dönüyor…

Çünkü telefonunda, Çin’i, Almanya’yı, Japonya’yı izliyor…

Hologram teknolojisini, duvar ören robotları, mutluluk hormonunun anime görüntülerini, sahibini takip eden bavulları, hibrit arabaları bilumum nefis bilgiyi emiyor…

40 gün sonra seçim var…

Amcaları, ağabeyleri, partisi aday göstermeyince hançeri saplayıp öbürüne geçiyor.

Vatan diyor, Millet diyor, Sakarya diyor…

Adam nasıl satılır, nasıl ilkesiz olunur onu öğreniyor, şaşkın şaşkın anlamaya çalışıyor.

Projesiz, gelecek vizyonsuz, misyonsuz, amcalarına uzaylı gibi bakıyor…

Yeni nesil bu amcaların kavgasından sadece, “İşsizlik ve gelecek kaygısını” çıkarıyor…

Ve doğal olarak sen; “Gömüldün yine telefona” diye bağırınırken, onlar siyasetçi amcalarını, ağabeylerini görüp, hayal kahramanlarına sarılıyor…

Biz ve onlar …

Hangimiz hayal dünyasında, kimse ayıramıyor….

***

Haftanın garibi

İnternette gördüm…

Muhabir mikrofonu uzatıyor ablamıza;

“Hangi partiye oy vereceksiniz ?” diyor.

Yanıt beyin yakan cinsinden ; “Bu iktidara kesssinlikle oy yok…

Oyum AK Parti’ye…”

Bu hikayenin şaşkınlığını içime sindirmeye çalışıyordum.

20 yıllık Narlıdere Belediye Başkanı ve yeni Konak CHP adayı Abdül Batur başkanla paylaştım hayretimi…

Meğer aynısını O da yaşamış.

Konak sınırlarında oy isteme turuna çıkan Abdül başkanı sıkıştıran kadın; “Yapacaksanız Narlıdere’deki başkan gibi yapın.

Adam neler yaptı, örnek olsun…

Öyle olacaksanız olur değilse size oy moy yok”

Abdül Başkan “O benim “ diyor ama,

10 dakika da inandırmaya çalışıyor…

Biz kime ne anlatıyoruz acaba…

Aloooo…

***

Karantina Meydanı

Kendimizi bildik bileli Karantina olan semtin ortasına meydan yapıldı.

Alt geçit ile kazanılan alan, emekle, çabayla güzel bir alan haline getirildi.

Hele yaz aylarında bir demet nefeslik bu alana; “15 Temmuz Şehitleri Meydanı” gibi bir isim taktı İzmir Büyükşehir Belediyesi

Gereksiz bir tartışma başladı…

Gerginlik, tartışma, sertleşmeler…

Siyaseten ayrıştıran ve tartışmaları bitmemiş kalkışma.

Bu güzel emeği, isim konusunda hassas davranmayarak, çöpe atan yönetim, güzelliğe gölge düşünmüş durumda…

Kimi CHP'liler açılışı boykot ederken, kimileri tartışmalarını sosyal medyada sürdürüyorlar…

Gereksiz oldu gereksiz…

***

Nuri Alço

Baygınlığı özleten seçim süreci başladı.

Hani diyorum ki; Nuri Alço’nun gazozundan içsem.

Bayılsam, seçim bitse ayılsam…

Vay anasını…

Ne hale getirdi siyaset ve ülkenin manzarası…

Nuri Alço özlenir mi?

Hele gazozu…

DELİ ZİYA; “Hintlinin tanrısından kavurma yapıp, ticaret geliştirme konferansı düzenleme projesi” deli fikir…