Keşke her şey bu cümle kadar kısa ve net olsa. Ancak ne hayat ne de insan canlısının mayası bir kitap ile değişecek kadar yumuşak değil. Haliyle baştan söylemeliyim ben bu “bir kitap okudum hayatım değişti” klişesine pek inanmıyorum.
Bazen toplu ulaşım araçlarında insanların okudukları kitapların adını görebilmek için büyük bir çaba sarf ediyorum. Bu yapmamın tek nedeni karşımda ki insan hakkında küçükte olsa fikir sahibi olabilmektir. Çünkü bir insanın okuduğu kitabı bilmek size o insanla ilgili küçük bir takım sırlar verir. Mesela metroda şiir kitabı okuyan bir insan naif değil de nedir? Yine de tek bir kitap insanın karakterini topyekün ele veremez. Haliyle bir kitabın insan hayatını değiştirecek güçte olduğuna inanmak fazlaca romantik olur. Ancak okunan her kitabın insan kişiliği üzerinde bir çentik olduğu gerçeğinden kaçamayız.

***

Burada bahsettiğim kitaplar elbette ki doğuştan sahip olmadığınız bazı özellikleri kazandırma iddiası olan, sizi daha cesur, güvenli, girişken, anı yaşayan, mutlu birine dönüştüreceğini söyleyen kişisel gelişim kitapları değil. Sanırım bu kitapların yazarlarına bile bu meziyetleri kazandıramadığı çoktan ortaya çıktı. Bahsettiğim kitaplar Robin Hood gibi herkesin bildiği, belki okuduğu ama aynı sonucu çıkaramadığı kitaplar, bitirdikten sonra en az 3 dakika üzerine düşünmenizi sağlayacak kitaplar.

***

Böyle kitaplar siz hiç fark etmenden içinize işler. Bu kitapları okuyunca hayatınız değişmez belki ama okuduğunuz her kitap bir heykeltıraşın mermeri yontması gibi karakterinize ince ince şekil verir. Birçok usta yazar ilk okudukları kitabın yazar olmalarında etkili olduğunu söyler. İyi kitaplar sadece okuma alışkanlığını değil yazma alışkanlığını da geliştirir. Çok sevdiğim yazarlardan biri olan Mehmet Eroğlu, “Her şeyi okumak için ömrümüz çok kısa o yüzden kitap değil yazar okuyun“ der.
O yüzden hayatınızı değiştirecek kitabı arıyorsanız boşuna uğraşmayın böyle bir kitap yok. Kısa yoldan bu fikirden vazgeçip doğru kitaplar içinde kendinizi arayın.