Bir müzik bile enerjimizin yere çakılmasını sağladığı gibi en tepelere de çıkarabiliyor. Bunu düşününce insanların bu konudaki etkisini tartışmaya bile gerek yok. Gün içinde iletişimde olduğumuz, olmak zorunda kaldığımız, karşılaştığımız birçok kişinin enerjimizle oynamasına izin veriyoruz. Düşünün ki sabah güne mükemmel başlıyorsunuz. Kahvenizi yudumlarken en sevdiğiniz şarkı çalıyor.

Evden çıkıp arabanıza biniyorsunuz. Trafikte sorun yaşadığınız biri size küfürler saydırıyor siz de sinirlerinize hakim olamayıp karşılık veriyorsunuz. Arabayı süratle sürüyorsunuz. Kaza geçirebilecek olmanız umrunuzda bile olmuyor. Canınızı bile hiçe sayıyorsunuz.

Gerginlikle ofisinize gidiyorsunuz, suratınız 5 karış ve insanlara selam bile vermiyorsunuz. İşinize odaklanamayıp, hatalar yapıyorsunuz. Ama siz zamanınızı bu olayı çözmeye ayırmak yerine isyan bayraklarını çekip hayıflanmaya harcıyorsunuz.

Akşam arkadaşlarınızla buluşuyorsunuz ve yaşadığınız gerginlikleri bir de onlara anlatıyorsunuz. Onlar da size sadece kötü olaylardan bahsedip gerçekten ne kadar kötü bir gün geçirdiğinizi söylüyorlar.

Düştü mü enerjiniz iyice yerlere. E ne oldu şimdi?

Olayları çözüp yok etmek yerine sinirlenerek, gerilerek daha da büyüterek tüm gününüzü harcadınız. Üstüne bir de enerjinizi daha da emecek kişilerle buluşup ruhunuzu sıktınız.

Aslında gününüz mükemmel başlamıştı hatırladınız mı? Şimdi günü en baştan alalım.

Sabah evinizden çıktınız arabanızla giderken karşılaştığınız kişi size küfürler saydırdı ona sadece gülümsediniz ve yolunuza devam ettiniz. Ofisinize keyifle gittiniz ve herkese gülümseyerek günaydın dediniz. İş yerindeki herkese yayıldı bu olumlu enerji. İşinizde yaşadığınız sorunu çözmek için arkadaşlarınızdan yardım istediniz ve birlikte hemen hallettiniz. Günün sonunda dostlarınızla buluştunuz ve güzel şeylerden bahsettiniz. Sizden aldıkları güzel enerji onlara da yansıdı ve bol kahkahalı bir akşam geçirdiniz.

Aslında hayatınızdaki olayların nasıl gelişeceğine ve nasıl bir gün geçireceğinize tamamen siz karar veriyorsunuz. Yapmanız gereken tek şey enerjinizi düşürecek kişilerden ve olaylardan uzak durmak. Uzaklaşamıyorsanız da onların enerjinizi aşağı çekmesine asla izin vermeyin. Bir kitapta tam da bu konuyla ilgili bir hikaye okudum sizinle de paylaşayım:

Kadın taksiye bindi ve havaalanına gitmek istediğini söyledi şoföre. Şoför hareket etti ve sağ şeritten ilerlemeye başladı. Birkaç kilometre sonra park halindeki siyah bir araç aniden hareket etti ve hızla önlerine çıkıverdi. Taksi şoförü direksiyonu sola kırarak frene bastı. Diğer şeritten araçlarla çarpışmaktan kıl payı farkla kurtulmuştu. Siyah arabanın içindeki şoför hem suçlu hem güçlü bir tavırla aracın camını açtı ve ağıza alınmayacak küfürler savurmaya başladı. Taksinin şoförü elini kaldırıp siyah aracın şoförünü selamlayarak gülümsedi. Kadın bütün bu olayları şaşkınlık içinde izliyordu.

“Adam bizi neredeyse yoldan fırlatıp atıyordu. Neden böyle davranıyorsunuz?”

Taksi şoförü ise: “Çöp kamyonu kanunu bu hanımefendi. İnsanların çoğu çöp kamyonu gibidir. Kızgınlık, öfke, hayal kırıklığı, hırs, kin, kavga ve küskünlük biriktiriyorlar içlerinde. İçleri fazla dolunca da biriktirdikleri çöpleri bırakabilecekleri bir yere ihtiyaç duyuyorlar. Bazen ben, bazen siz, bazen bir başkası. Kişisel olarak algılamayın. Sadece gülümseyin. Onların çöpünü alıp iş yerinize, evinize veya başka insanlara dağıtmayın.”

**

Bir gülümseme tüm günü değiştirir.

Bir gün ise hayat enerjinizi yerine getirir.