“Mesele esir düşmekte değil, teslim olmamakta bütün mesele.” (Nâzım Hikmet)

"Bir yaşam öyküsü mü? Otobiyografi? Öyle görünüyor ama öyle olmuyor. Bu kitapta ülkenin yakın tarihini okuyoruz. Türkiyenin devrimci serüvenini. Ülkenin darbeler tarihini. Siyasetin dalgalı yolunu. Gazetecilik dünyasının iç çalkantılarını. Görüp de anlayamadığımız duyup da bilemediğimiz olayları. Akıcı satırlar bizi yakın tarihin içinde gezdiriyor."

***

Cumhuriyet Yazarı Dr.Erdal Atabek Önsöz'ünde böyle yazmış Atilla Özsever'in kitabı "Mesele Teslim Olmamakta"da...

***

Atilla Özsever, sosyalist bir subayken çok sevdiği kurumundan koparılmış. İnsandan yana, emekten yana, doğrudan yana mücadelesini sürdürmüş. Yaşamının rotasını değiştirmemiş hiç. Para pul mevki, yetki, rütbe, koltuk umurunda olmamış. Adaleti, emeği, onuru savunmuş hep...

320 sayfalık kitapta, asker kökenli bir 68’linin ordu içindeki devrimci örgütlenme çalışmaları,

Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) Davası’nda yargılanması, Kartal Maltepe’deki 2. Zırhlı Tugay’da görev yaptığı süreçte Mahir Çayan ve arkadaşlarının askeri cezaevinden kaçışına yardımcı oluşu anlatılıyor. Yine o dönemde Türkiye işçi sınıfı tarihinin önemli olayları arasında yer alan 15-16 Haziran 1970 olaylarındaki rolüne, 12 Mart 1971 muhtırası sonrası "üsteğmen" iken emekliye sevk edilip askeri cezaevine gönderilişine ve orada Yılmaz Güney’le olan arkadaşlığına şahit oluyoruz yazarın…

***

Atilla Özsever, 2.5 yıllık bir hapis hayatından sonra 1974 Temmuzu’nda çıkarılan bir afla özgürlüğüne kavuşmuş. Gazetecilik döneminde de işçi olayları ağırlıklı olmak üzere Türkiye’nin yakın tarihine tanıklık etmiş; 12 Eylül 1980 darbesi, 1989 Bahar Eylemleri, 1999 Mezarda Emeklilik Yasası, TEKEL Direnişi gibi… 20 yaşında başlayan savaşsız ve sömürüsüz bir dünya özleminin 70’inde de devam ettiğini görüyoruz kitabında…

***

Özsever, BirGün'den Zafer Yılmaz 'a verdiği röportajda, "12 Mart’ın 50. yılında bugünden geriye doğru baktığınızda nasıl bir değerlendirme yapıyorsunuz?" sorusuna bakın ne yanıt vermiş: “Sol kesimin hem askeri, hem sivil darbelere karşı bir birliktelik oluşturması, özellikle sosyalist solun bir odak oluşturarak işçi sınıfı ve emek kesimiyle daha sıkı bir örgütsel bağ içine girmesi, kamucu, aydınlanmacı, laik ve emek eksenli bir alternatif ortaya koyması, dolayısıyla CHP ve diğer muhalif kesimleri de etkilemesi gerekir diye düşünüyorum…”

***

Atilla Özsever, TRT’de, Hürriyet, Günaydın, Sabah ve Milliyet'te çalışmış, yeri gelmiş sendikal faaliyetleri nedeniyle işten atılmış, yeri gelmiş yazdıkları sansüre uğramış, üniversitede hocalık, sendikalarda eğitimcilik de yapmış biri. “Onlarca badirenin içinden geçmiş, olumsuzluklar yaşamış; defalarca işsiz kalmış; sağ basın tarafından hedef gösterilmiş; ihbar edilmiş ama yaşamına gölge düşürmeden, makam, mevki, güç sahiplerini rahatsız etmekten imtina etmeden, kendi üslubu ve yöntemleriyle mücadelesini sürdürmüş bir devrimci” Atilla Özsever. Hayatını, mücadelesini ve anılarını kaleme aldığı “Mesele Teslim Olmamakta” mutlaka okunmalı.

O, esaretinin sonlandığı 12 Temmuz 1974'den beri hep özgürlüğe doğru yol alan bir yaşam maratoncusu!..