Ramazan ayı da bitti sayılır.

Sonrası bayram.

Kimileri için büyük-küçük ziyaret zamanı, kimileri için ise tatil.

En büyük korkumuz elbette trafik kazaları.

Hafta sonunuz neşeli geçsin diye birkaç fıkra topladım.

Kiminde ders var kiminde neşe.

***

Temel, dünya turuna çıkar ve yolu Kanada'ya da düşer.

Kırk yılda bir Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünerek buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp, balık tutmaya özenir ve işe koyulur.

Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur:

“Oğlum burada balık yok...”

Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler:

“Burada balık yok dedim sana…”

Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir:

“Tanrım, sen misun yoksa?”

Ses yeniden duyulur:

“Hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim...”

***

Adamın biri güzel bir papağan satın alarak eve getirmiş ve başlamış konuşmayı öğretmeye. Özellikle papağanın “amca” demesini istiyormuş.

Günlerce uğraşmış ancak papağana tek kelime öğretmeyi başaramamış.

Bir gün iyice sinirlenmiş ve papağanın bir tüyünü kopararak, “amca de bakayım” diye bağırmış. Papağandan yine ses çıkmayınca her seferinde “amca de” diyerek hayvanın tüylerini tek tek yolmuş.

Adam, tüylerini tamamen yolduğu papağanı tavuk kümesine atmış.

Sabaha karşı kümesten gürültüler gelmeye başlamış.

Kümese giden adam birde ne görsün, papağan bir tavuğun üzerine çıkmış, tavuğun tüylerini tek tek yolarak her seferinde “amca de bakayım, amca de bakayım” diye bağırıyormuş.

***

Biyoloji dersinde yapılacak sınav için herkes acayip çalışmış, notlar, fotokopiler havada uçuşmuş. Sınav günü öğrenciler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok, sadece sıra sıra mikroskoplar.

Hoca sınavı açıklamış:

“Bu mikroskoplardaki lamların hepsinde bir böceğin bacağı var. Sınavınız, bacağından böceği tanımak.”

Tabi hemen itirazlar, feryatlar…

Ama yararı yok, hocanın dediği dedik.

Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş.

Ama bir şey yapamıyorlar.

Sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.

Hoca arkasından seslenmiş:

“Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?”

Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış:

“Hadi bilsene kim olduğumu?”

***

Kıssadan hisse:

Hepimizin zamanı çok değerli.

Geçen anları geri getiremiyoruz.

Öyleyse arada bir çalışmayı bırakıp, eğlenemeyi de öğrenmeliyiz...