Sevgili okurlarım,
Mustafa Kemal Atatürk ileriye yönelik hedefleri olan bir dünya lideriydi.
10 Kasım Cumartesi günü O’nu anarken çalan siren sesleri kalbimizin sesi oldu.
Şiirler okunurken, O’nun bilinmeyen yönleri anlatılırken, söylediği sözlerin her birinin yüzyıllar geçse de ne kadar anlamlı ve geçerli olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz.
O’nu anarken, çocukların, gençlerin gözyaşlarına tanık olduk, hepimiz çok duygulandık.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hep söylediği şuydu:
“Batıyı her zaman geçeceğiz. Batıyı geçmezsek, Batı’dan güçlü olmazsak, Batılılar bizi hep tepeler.
Batı, Anadolu’muzu geçmişte işgal etti. Batı, bizim güçlenmemizi asla istemez.”
Sevgili okurlarım,
Güçlü ekonominiz olmazsa, güçlü sanayiniz olmazsa, dengeli kalkınmanız olmazsa, kültürel kalkınmanız olmazsa, Atatürk’ün işaret ettiği gibi, Batı bizi tepeler, Batı bizi bölmeye çalışır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün “Batıyı her zaman geçeceğiz” sözü şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Batılılar, Kurtuluş Savaşı'nda elde edemediklerini, yani topla, tüfekle, bombayla yapamadıklarını şimdi başka yöntemler kullanarak emellerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar.
Batılı ülkeler kırk yıldır terörü destekliyor, terörizmi besliyor.
Türkiye kırk yıldır kan ağlıyor.
Binlerce vatan evladımız terör belasında şehit oldu.
Türkiye, milyarlarca dolar parasını terör belasına harcadı.
Devlet ne yazık ki Güneydoğu sorununu bugüne kadar çözemedi.
Bu bölgeyi kalkındıramadı.
Şimdi buradan iktidara ve muhalefete sesleniyorum.
Türkler ve Kürtler kardeştir, demek yetmez.
Kardeşliği, eşitlikte ve özgürlükte aramak gerek.
Sonu alınamayan, hala çaresi bulunamayan bir savaş devam ediyor.
Bu savaşa son vermenin anahtarı ve çaresi mutlak var.
Öncelikle barışı istemek lazım, barışı istemek çözümün yarısıdır.
Başta Güneydoğu’muz ve Doğu’muz olmak üzere tüm diğer bölgelerimizde ötelenen temel hak ve özgürlüklerin gelişmesine vurgu yapmak gerek.
Ülkedeki işsizliğe, yoksulluğa, sosyal güvenceye vurgu yapmak gerek.
Feodal ilişkilerin güçlenmesi değil, kültürleşmeye ve çağdaşlaşmaya vurgu yapmak gerek.
Siyasi iktidarı elinde tutanlar işlerine gelmediği için bu saydıklarımızın hiçbirisine yaklaşmadılar.
“Türkiye’yi küçük Amerika yapacağız, Avrupalı yapacağız safsatalarıyla halkımızı hep oyaladılar.
Türkiye’yi Atatürk’ün hedeflerinden, O’nun düşüncelerinden, ilkelerinden, bilimden ve fenden uzaklaştırdılar. Eğitimi dinselleştirdiler.
Ahlak ve hukuk olarak tabir ettiğimiz laikliği yok etmeye çalışıyorlar.
Açıkçası Türkiye’yi hedefsizleştirdiler.
Türkiye’yi üretimden uzaklaştırdılar, Türkiye’yi bir tüketim toplumu haline getirdiler.
Serbest piyasa dediler, Türkiye’nin canına okudular.
Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde artık Türk mallarını göremezsiniz.
Türkiye resmen Batılıların bir sömürgesi haline getirilmiş durumda.
Köylü artık üretemiyor, köylü yerli tohum kullanamıyor.
Cumhuriyet’in kazanımları olan bütün fabrikalar ve tesisler tek tek satılarak elden çıkarıldı.
Özel sektöre ait bütün yerli fabrikalar tek tek batarak kapanıyor, iflas anlaşması ilan ediyor.
Ülkemizde yoksullar giderek çoğalıyor, halkımızın büyük kesimi bankaların borç batağında.
Sözün özü:
Batı bizi tepeliyor.