Geçen yazımda yerel yönetimlerin düzenlediği film festivallerinden söz açmış, CHP’li yerel yönetimlerin bu alandaki ilgisizliğinin/yetersizliğinin altını çizmeye çalışmıştım.
CHP’nin kalesi Ege’de iki festivale konuk olduk son günlerde.
Biri Bodrum’da, diğeri Ayvalık’ta.
İkisinde de yerel yönetimlerin katkısı yok denecek kadar azdı.
Bodrum Türk Filmleri Haftası, bir sivil toplum kuruluşu, Sinema Yatırımcıları Derneği tarafından sekizinci kez düzenleniyordu.
Haftanın ilk günleri, sektör içi bir buluşmaya ayrılmıştı.
Yurdun dört bir yanından gelen sinema işletmecilerinin katıldığı söyleşi, tartışma ve önümüzdeki aylarda gösterime girecek filmlerin tanıtımlarının yapıldığı günleri, Bodrum’un farklı mekanlarında düzenlenen halka açık gösteriler izledi.
Bodrum Oasis’teki Cinemarine’in yöneticisi Cenk Sezgin’in başarılı bir organizasyona imza attığını söylemeliyim. Kos Adası'ndaki gösterimlerle süren festivalin daha da gelişeceğini, uluslararası kimliğini daha da pekiştireceğini düşünüyorum.
Ege’nin bir başka incisi, Ayvalık’taki festival ise bu yıl ilk kez düzenlendi.
Seyircimizin önüne farklı seçenekler koymayı, ülke çapında bir ‘sanat sinemaları’ zinciri oluşturmayı hedefleyen bir özel girişimin, Başka Sinema’nın gerçekleştirdiği Ayvalık Film Festivali’nin, önümüzdeki yıllarda ülkemizin en önemli film festivalleri arasında yer alacağını söylemek falcılık olmaz.
Marsel Kalvo ve Ersan Çongar’ın oluşturduğu Başka Sinema’nın, Sami Kariyo ve Dürin Ababay tarafından kurulan Kariyo & Ababay Vakfı ve Kültür için Alan projesi sponsorluğunda ve Azize Tan yönetiminde gerçekleştirdiği Ayvalık Film Festivali, daha ilk yılında Ayvalık’ın sinemaseverleri tarafından coşkuyla karşılandı. Yılın en önemli yerli ve yabancı yapımları, dolu salonlara oynadı.
Festivalin tek ödülü olan Yılın Yönetmeni Ödülü’nün bu yılki sahibi Nuri Bilge Ceylan’dan, İstanbul’daki Ulusal Festival’de En İyi Film seçilen “Yol Kenarı”nın yönetmeni Tayfun Pirselimoğlu’na, “Anons”la kariyerine yeni bir başarı halkası ekleyen Mahmut Fazıl Coşkun’dan, bu yıl girdiği iki festivalde de (Adana ve Ulusal Festival) “Sibel” filmi ile En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanan Damla Sönmez’e, sinemamızın usta yönetmenlerini, oyuncularını ağırlayan festivalin en önemli artılarından biri, Ayvalık gibi eşsiz bir doğal zenginliğe ve kültürel birikime sahip bir kentte düzenlenmesi.
Tam bir ‘festival kenti’ olan Ayvalık daha pek çok festivale sahne olabilecek, turizm potansiyelini daha da artırabilecek bir kent. Tabi, bu değerlerin farkında olan bir yerel yönetime sahip olabilirse…
Ayvalık Film Festivali, Ayvalık’ın köklü ailelerinden Ma’adra’nın tahsis ettiği bir yapıdan gösterim ve söyleşi mekanları yaratırken, gösterimlerini Ayvalık’ın eski (ama ne yazık ki, kapanma olasılığından söz edilen) mekanı Vural Sineması‘na, Ayvalık Sanat Derneği’nin merkezi Sanat Fabrikası’na, Cunda’ya ve Ayvalık’ın farklı açık hava mekanlarına yaymıştı. Ayvalık’ın en önemli sanat üretim mekanlarından, Prof. Filiz Ali’nin kurucusu olduğu Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi (AIMA) ise, bir kokteylle ağırladı festivalin konuklarını.
Ayvalık’ın ideal bir festival mekanı olmasının bir nedeni, kültürel ve turistik potansiyeli ise, bir diğeri de Ayvalık’ın kışlık ve yazlık sakinlerinin entelektüel düzeyleri… Bir festivalin en çok ihtiyaç duyduğu iki şey vardır, biri seyirci diğeri ise maddi destekler. Ayvalık’ta bu ikisi de mevcut. İlki varlığını daha birinci yılda gösterdi, salonların yüzde seksene varan doluluk oranları ile. İkincisi için de potansiyel çok yüksek. Koç’lar, Sabancı’lar, Boyner’ler, Toprak’lar, Kent’ler ilk akla gelen aileler… Ayvalık Festivali, daha geniş desteklere sahip olduğunda dünyanın en önemli yönetmenlerini, oyuncularını burada görmemiz sürpriz olmaz. Tabi, yalnızca zengin ailelerin işbirliği yetmez, Ayvalık’ta yerleşmiş nice sanatçı ve sivil toplum önderi var. Festivalin, onların birikiminden yararlanması gerekir. Ayvalık’ta ‘Destek Tasarım Akademisi’ni kuran Ali Akdamar’dan, Karagöz Sanat Evi’nin kurucusu Kenan Öztürk’e nice entelektüel girişimcinin yerleştiği bu güzel kent, potansiyelini değerlendirdiğinde, pek çok Ege kenti için örnek oluşturabilir. Bakmasını bilen varsa tabi…