İzmir kulüplerinin sezonun son periyotunda tuttuğunu koparamadığını gördük bu yıl. Göztepe Avrupa Kupaları hedefini yakayalamadı. Altay Süper Lig'e yükselmek için Play Off'a kıl payı kalamadı, 1928 Buca ve Karşıyaka ise 3. Lig Play Off'larında rakiplerini geçemedi. Gelecek yıl İzmirliler kadrosunda bir kabuk değişimine mi gidecek, iskeleti koruyacak mı göreceğiz.

Süper Lig'deki temsilcimizden başlayalım. Göztepe, bir çok oyuncusuyla yollarını ayırdı. Belli ki bir oyuncu sirkülasyonu yaşanacak. İskelet kadronun 3 yıllık mental yorgunluğundan sonra, artık bir kabuk değişimi şart gibi görünüyordu. Yönetimin bu tutumuna katılıyorum. Taraftarlar Beto'nun, Castro'nun gidişine üzülüyorlar ancak özellikle geçtiğimiz yıl kendilerine yakışmayan performanslarını hatırlamalılar. Evet unutulmazlar ancak Göztepe'de misyonunu tamamladılar. İşte şimdi yeni sezonda İlhan Palut'un marifetlerini göreceğiz. Kendi oyuncularını takıma monte edecek ve yaz kampında kendi oyun anlayışını futbolcularına aşılayacak. Her fırsatta hocada istikrar mottosu zikredip, teknik direktör ayrımına giden Göz Göz, umarım Palut da ısrar eder. Başarılı teknik adam sezon ortasında geldiği sarı kırmızılılarda tam anlamıyla oyun anlayışını oturtamadı. Bazı maçlarda bizi mest etti, bazen de bu mu Göztepe dedirtti. Özellikle savunmada Palut'un istediği oyuncular alınırsa, Göztepe yine içeride zor maç kaybeden bir takıma dönüşür. Şampiyonluk mu? Başakşehir bize çok iyi bir formül sundu. İstikrarlı oyuncu kadrosu ve teknik heyetiyle şampiyonluğun sabredilirse geleceğini bizlere gösterdi. Abdullah Avcı'nın yıllardır kurduğu takım kimliği ve oyun alışkınlığının üzerine Okan Buruk modern ve cesur dokunuşlar ekleyince(İki forvetten vazgeçmeme, öne geçince skoru korumak yerine farkı artırma) şampiyonluk gayet de rahat geldi. Artık büyükler diye tabir edilen şampiyon olmuş İstanbul takımlarının "Formamızı koysak şampiyon oluruz" tabirini Başakşehir yıktı. Diğer kulüplerin ligde zafere ulaşmalarının önü açıldı. Borç içinde yüzen, hatalı transferler yapan şaşalı İstanbullular'ın duraklama dönemine girdiği şu dönemi düşünürsek, önümüzdeki 10 yıl içerisinde mutlaka farklı şampiyonlar çıkacaktır. Göztepe de bunların en büyük adaylarından biri ama nasıl? Başakşehir modelini doğru özümseyerek. Kurumsallığı oturtup, önce teknik direktör, sonra futbolcu iskeletindeki istikrarı yakalayarak. Bir de üstüne Başakşehir'den ekstra olarak Göztepe'nin eşsiz taraftar faktörü de var ki bu 10 yıllık süreç iyi değerlendirilmeli.

***

Göztepe'den karşı kıyıya geçelim. Karşıyaka çok önemli bir final maçını geride bıraktı. Turgutluspor'a kaybederek 2. Lig biletini rakibine kaptırdı. Şurada en önemli konu, taraftarların, camianın kesinlikle futbolculara tepki göstermemesi, aksine alkışlaması, canınız sağolsun demesi. Bünye, her başarısızlıkta oyuncularını aşağılayan kulüpten defeden "futbolsevmezler"e alışık olduğu için Karşıyaka taraftarının takımını sahiplenmesi dikkate değer. Takdire şayan. Onlar da biliyor ki bu çocuklar, semtin çocukları. Çok zor imkanlarla kesin küme düşerler denilirken iki yıldır Play Off oynuyorlar. Ancak artık Göztepe'de olduğu gibi Kaf Kaf'ta da bir kabuk değişimi gerekiyor. Tabi transfer yasağı sebebiyle takviye yapılamıyor ancak artık Karşıyaka camiasının elini taşının altına koyması gerekiyor. Nasıl Kocaelispor yıllarca transfer yapamadan debelendikten sonra, bu yıl transferi açtı ve vura vura şampiyon oldu. Karşıyaka da gelecek yıl yasağı kaldırıp, şov yapa yapa ligin bitimine 4-5 hafta kala 2. Lig'e çıkmayı garantileyebilir. Yeter ki şu an yakalanan hava, başkan, teknik direktör ve futbolcular arasındaki nüve bozulmasın.

***

Şimdi Karagümrük'ün Play Off finaline çıktığını görünce daha çok üzülüyordur Altay. İstanbul ekibine ilk 6 yarışında geçilen siyah beyazlılar, Karagümrük'ün yerine Play Off'a kalsa şimdi Süper Lig'in bir adım gerisindeydi belki. Rakip de bu sezon geçit verilmeyen Adana Demirspor olacaktı. Düşen takımlara kaybedilen 8 puanın faturası ağır oldu. Demek ki sizi hedefe götürecek maçlar, üst sıralardaki takımlarla oynadığın mücadeleler değil. Aksine görece zayıf ekiplere karşı puan vermemek. Her yıldan, her maçtan alınacak dersler vardır. Altay da bu eksikliğini cebine koyup, gelecek yıl her maça aynı konsantrasyonla çıkmalı.